Çözüm Sürecinin İmkân ve Sınırları

Çözüm sürecinin pozitif ve negatif gündemleri eşzamanlı olarak içermesi, Türkiye'nin siyasi takviminden kaynaklanıyor.

Devamı
Çözüm Sürecinin İmkà n ve Sınırları
Kitap Kurgu ile Gerçeklik Arasında Gezi Eylemleri

Kitap: Kurgu ile Gerçeklik Arasında Gezi Eylemleri

Rapor, Gezi Parkı eylemlerinin sosyolojik ve siyasal dinamiklerini geniş bir çerçevede ortaya koyuyor. Eylemcilerin amaç ve profilleri ile birlikte siyasi partilerin tutumunu da değerlendiren rapor, 3 aylık bir çalışma sonunda hazırlandı.

Devamı

BDP-PKK çizgisi, çözüm sürecinde nihai hedefe ulaşma konusunda Türkiye'nin geriye kalan bütün unsurlarıyla ayrışma yerine anlaşmaya gayret etmeli.

Siyasi partiler, tabanın talep ve kaygılarını önceleyen bir siyaset üretmedikleri ölçüde, büyük bir siyasi boşluğa ve gerilime davetiye çıkarıyor.

Muhalefetin cumhurbaşkanlığı için çatı adayı İhsanoğlu'na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hatem Ete, İhsanoğlu'nun adaylığıyla Meclis dışı muhalefetin seçmeninin hedeflendiğini belirtti.

Muhalefetin uzun, zahmetli ve maceralı bir yolculuğun sonunda zımnen ‘AK Parti -gibi- olma' vaadiyle karşı karşıya bıraktığı kitleler; hazır, zahmetsiz ve risksiz bir şekilde uzanabilecekleri AK Parti'yi önlerinde görüyorlar zaten.

Sürece Yasal ve Siyasi Güvence

Türkiye'nin son bir yıllık siyasi takvimi, toplumun ve aktörlerin çözüm sürecine sadakatini artırsa da, sürecin somut ve hızlı adımlarla ilerlemesini engelledi.

Devamı
Sürece Yasal ve Siyasi Güvence
Çözüme Sigorta Poliçesi

Çözüme Sigorta Poliçesi

Hükümet çözüm sürecine yasal zemini sağladı. Getirilen yasal düzenlemenin içeriğinden ziyade niçin getirildiği daha önemli bir meseledir. Evet, niçin böylesi bir sigorta poliçesine ihtiyaç duyuldu?

Devamı

Bugün değişim imtihanını Türkiye'de bütün siyasal muhalefet yaşıyor. CHP, MHP ve BDP değişimin kaçınılmaz olduğunu görüyor, fakat hem siyasal merkezlerindeki hem de tabanlarındaki statükocu zihniyetle nasıl baş edeceklerini bilemiyorlar.

Bugün AK Parti'nin karşısında CHP ve MHP aktörlerinin temsil ettiği “teknik modernistler” ve BDP-HDP ve Gezi muhalefetinin temsil ettiği “özgürlükçü modernistler” yer alıyor.

Meclis'te temsil edilen siyasi partiler, sahici bir toplumsal tabana sahipler. Seçimlere katılımın ve seçmenlerin parti sadakatinin yüksekliği buna işaret ediyor.

CHP meşru bir siyasi aktör olarak, kendisini inkar etmek pahasına, sokakta var olmaya çalışırken; Gülen Grubu sivil bir yapı olması gerekirken silahlı ve sivil bürokraside var olmaya çalışarak tam anlamıyla travma yaşıyorlardı.

Demirtaş'tan ilk beklenti, Erdoğan'a yönelebilecek HDP'li Kürt seçmeni engellemek. İkinci beklenti ise, İhsanoğlu tercihiyle demoralize olan CHP ve çeperindeki sol seçmenin boykot eğiliminden vazgeçirilerek Demirtaş lehine sandığa gelmesini sağlamak.

Kürt hareketi, aynı anda hem sol-sosyalist kesimlere hem de dindar-muhafazakâr kesimlere yönelmeye çalışmakla, her iki tarafı da ikna etmekte zorlanacağı zor –neredeyse imkânsız- bir hedefe yöneliyor.

Demirtaş, temsil ettiği seçmen kitlesine hitap edecek şekilde çok dilli bir seçim şarkısı tercih edebilecekken, Gezi eylemleri için bestelenen türküye Türkçe güfte eklemeyi tercih etti.

Son bir kaç haftadır, laik kesimlerin ilgisini çeken, sol-liberal kesimleri ise bir kez daha heyecanlandıran Demirtaş görüntüsünün neyi, kimi ve ne kadar sahih temsil ettiği önemli bir sorun.

SETA analisti Taha Özhan, Selahattin Demirtaş'ın BDP çatısından ve kendi şahsından bağımsız, HDP çatısı altında kampanya yapmasının kafalarda soru işareti oluşturduğunu belirterek, bu durumun bir “sahicilik krizi” oluşturduğuna dikkat çekti.

Gezi eylemleri sürecinde absürd ‘sandık-demokrasi' tartışması başlatıp iktidarı sokakta belirlemek üzere siyaset teorisine takla attıran çevreler bile, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde şaşırtıcı sandık güzellemeleriyle seçmenleri sandığa kanalize etmeye çalışıyorlar.

Muhalefetin elinden, bağımlısı olduğu Erdoğan karşıtlığı sermayesini alacak politikalar ve söylemler üretilmek zorunda. Geldiğimiz noktada galiba iktidar, muhalefetinin kemalinden de sorumludur.

Önümüzdeki dönemi yeni kılan ve siyasi partilerin siyaset kurgularını değiştirecek en önemli dinamiklerden biri, Erdoğan'ın boşalttığı alanın muhalefet tarafından nasıl doldurulacağı olacak.

Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Kürt hareketinin geleneksel söyleminden epey farklılaşan bir söylemle ciddi bir oy artışı sağladı. Bu oy artışının hedeflendiği üzere, şimdilik Türk seçmenden öte batıda yaşayan Kürt seçmeni etkilediği görülüyor.