Türkiye'nin Dış Politikası Reaksiyoner Bir Tutumdan Aktif Bir Pozisyona Nasıl Evrildi?

Türkiye'nin reaksiyoner bir dış ve güvenlik politikasından aktif ve aksiyon alan bir dış ve güvenlik politikasına geçmesi tecrübelerle ve tedrici bir şekilde gerçekleşti.

Devamı
Türkiye'nin Dış Politikası Reaksiyoner Bir Tutumdan Aktif Bir Pozisyona Nasıl
Türkiye nin Balkanlar Politikasının 100 Yılı

Türkiye’nin Balkanlar Politikasının 100 Yılı

Türkiye halen Balkanlarda karşılıklı ekonomik çıkarlar, güvenlik iş birliği ve sosyal kalkınma gibi konuları merkeze alarak Balkan devlet ve toplumlarının tamamıyla çok yönlü, uzun soluklu ve samimi ilişkiler kurma ilkesiyle hareket ediyor. Siyasi ilişkilerde istikrarın korunmasına öncelik verirken ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda mevcut ilişkileri daha da derinleştirmenin yollarını arıyor.

Devamı

Türkiye Soğuk Savaş sonrasında NATO gibi geleneksel ittifak ilişkileri içinde daha iddialı bir rol oynama arzusunu gösterirken, bir yandan da müttefiklerini çeşitlendirme yoluna gitmiştir. Bu sayede daha otonom bir dış ve güvenlik politikası yürütülmesi amaçlanmıştır. Bu anlamda Türkiye; ilgi, çıkar ve sorumluluk sahalarında çeşitli devletlerle güçlü siyasi, askeri ve ekonomik ilişkiler geliştirmiştir.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 84. sayısı raflarda yerini aldı.

Azerbaycan'ın 19 Eylül'de gerçekleştirdiği terörle mücadele operasyonundan sonra Karabağ'daki devlet otoritesini tamamıyla tesis etmesi ülkede yeni bir zafer havasının oluşmasına neden oldu. Kısa adı YTB olan Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı'nın 29 Eylül-1 Ekim tarihlerinde Bakü'de gerçekleştirdiği etkinlik ise tam da bu zafer havasının üstüne geldi.

Kültürel ve coğrafi bir kavram olan Türk Dünyası büyük ve kadim bir coğrafyanın adıdır. Literatürde yıllardan beri kullanılan bu kavram ilk kez Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesinde resmi olarak kullanılmıştır. Coğrafi olarak Türk Dünyası, Orta Asya'dan Anadolu, Kafkasya'dan Rusya-Sibirya'ya, Orta Doğu'dan İran ve Balkanlara, kısaca "Adriyatik'ten Çin seddine" kadar uzanan bir coğrafi bölgeyi tanımlar. Asya ile Avrupa kıtasında yer alan bu coğrafya aynı zamanda Doğu-Batı arasındaki ticaretin geçiş güzergâhında yer alarak dünyanın jeopolitik kalbinde yer alan mümtaz bir bölgedir. 300 milyonluk nüfusu, 1,6 trilyon dolarlık milli geliri, 1 milyar doları aşan dış ticaret hacmine sahip olan büyük bir ekonomik güce sahiptir. Türk Dünyası kavramı sadece bağımsız Türk Devletlerini değil aynı zamanda özerk cumhuriyetleri ve farklı ülkelerde yaşayan Türk topluluklarını da içine almaktadır. O nedenle bu durumu da dikkate alındığında belirtilen ekonomik rakamların daha yukarı seviyede olduğunu söylemek mümkündür. 5 asıl üye 3 yedek üyesi bulunan ve Türk Dünyasının somut iradesinin teşekkülü olan Türk Devletleri Teşkilatına ilişkin IMF verilerine göre temel sosyo-ekonomik büyüklükleri şöyledir:

Yabancı Düşmanlığında Uluslararası Öğrenciler Ayağı

İnsanoğlunun esas ve en büyük düşmanı içerde kendi nefsi (emmaresi) ve dışarda iblis, ancak ne hikmetse insan şu veya bu bakımdan başka bir insanı yabancı belleyip üstüne bir de düşmanlık yapabiliyor. Bu nedenle "yabancı düşmanlığı" gibi bir kavram ve olay ile karşı karşıya kalıyoruz.

Devamı
Yabancı Düşmanlığında Uluslararası Öğrenciler Ayağı
Erdoğan ın Budapeşte Dönüşü Mesajları

Erdoğan’ın Budapeşte Dönüşü Mesajları

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen pazar günü Macaristan'daydı. Türk cumhuriyetleri, Balkanlar ve Katar devlet başkanlarının da katılımıyla Macar devletinin kuruluş yıldönümü muhteşem hava fişek gösterileriyle kutlandı. Dönüş uçağında Erdoğan'ın, aralarında olduğum gazetecilere verdiği mülakatta Türk-Macar ilişkileri için "geliştirilmiş stratejik ortaklığımız" tabirini kullanması dikkat çekti.

Devamı

KEİ, farklı ekonomik dinamiklere, renkli bir potansiyele ve ihtiyaçlara sahip bölge ülkeleri için yeni ekonomik oluşum ve kazan-kazan fırsatları öne çıkaran, üye ülkelerin karşılıklı faydasını gözeten bir iş birliği örgütü. Ancak, Karadeniz’in yeniden bir barış, istikrar ve refah havzası haline gelmesi hedefi yeni dönemde Türkiye’nin atacağı proaktif hamlelere bağlı.

Türkiye gibi stratejik otonomiye sahip olduğunu gösteren ülkeler daha değerli hale geliyor. Türkiye ile birlikte çalışmanın cazibesi hem küresel güçler hem de çevremizdeki bölgelerdeki ülkeler nezdinde artıyor.

Erdoğan'ın yirmi yıllık diplomasi tecrübesi ve Türkiye'nin son yıllarda sert ve yumuşak güç anlamında inşa ettiği kapasite çok değerli.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılında en önemli seçimlerden birine tanık olurken, Insight Turkey, seçimleri titizlikle değerlendiren ve sonrasında Türkiye'nin dış politikasının nasıl şekilleneceğini incelediği özel sayısını gururla sunarken, bu konudaki ufuk açıcı tartışmaların okuyucularımıza faydalı olacağını umuyor ve inanıyoruz.

Her iki başkent de Erdoğan'ın seçim zaferi ile kendi kaderi arasında yakın bağlantı görüyor. Bu özdeşleştirme KKTC ve Azerbaycan ile sınırlı değil. Malum, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya, Körfez, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki halklar Mayıs 2023 seçimlerini yakından takip etti.

Cumhurbaşkanının Göreve Başlama Törenindeki katılımcılar, Türk dış politikasının çok bölgeli yapısını ve birçok küresel meseleye aynı anda odaklanabildiğini göstermektedir. Latin Amerika, Afrika, Balkanlar, Orta Asya, Ortadoğu, Afrika, Asya ve Avrupa Türkiye’nin son 21 yılda inşa ettiği küresel diplomasi ağının sahici olduğunu işaret ediyor.

SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, "Büyük Türkiye zaferi, bütün toplumsal kesimleri kucaklayarak, harekete geçirerek ortaya çıkarılacak olan başarının, yepyeni bir kalkınma hamlesinin adıdır." dedi.

Cumhurbaşkanı seçimi sonuçları yurt dışında nasıl karşılandı? Recep Tayyip Erdoğan, birinci tura nazaran yurt dışı oylarını yüzde 2,1 artırarak oyların yüzde 59,57’sini aldı. Bazı ülkelerde seçim sonuçları sevinçle karşılanırken Erdoğan’ın sürekli zaferi bazı ülkelerde ise şaşkınlığa sebep oldu.

Neredeyse bütün Batılı yayın kuruluşları ise Erdoğan'ın karşısında pozisyon alıyor.

Türk Dış Politikasının Yüzyılı Konferansı SETA Vakfı'nda yapıldı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın ve SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran’ın açılış ve takdim konuşmalarını yaptığı konferansa birçok akademisyen katılımcı olarak yer aldı.

Danimarkalı aşırı sağcı siyasetçi Paludan'ın Kur'an-ı Kerim yakma alçaklığı çok yönlü bir "İslam karşıtlığı, Batı ve Türkiye" tartışması başlattı. Öncelikle İsveç devleti, Stockholm'deki Türk büyükelçiliği yakınında gerçekleştirilen bu nefret suçuna BM ve Avrupa Konseyi Sözleşmeleri'ne aykırı olarak izin vermiştir. Özgürlükler ve demokrasi ile ilgisi olmayan bu tavır Avrupa'da son yıllarda ana akım siyaseti dönüştüren İslam karşıtlığını teşvik etmektedir.

Güçlü kurumsal yapılar, artan teknoloji yatırımları ve yeni başarılı girişimleri, girişimci kültürü, sağlam ve güçlü altyapısı, Avrupa ile yakın ticari bağları ve 100 milyona doğru yaklaşan nüfusu ile Türkiye, önümüzdeki on yılların yıldızı olabilir.

Yeni yılın Türkiye için çok hızlı ve yoğun geçeceği kesin... Önümüzdeki dört-beş aylık sürenin yeni sürpriz, gerilim ve polemiklere sahne olması kimseyi şaşırtmayacak.