Kerkük Valiliği Anlaşması | İstikrarı Tehdit Eden Büyük Kriz

Kerkük’teki seçimlerin yerel dinamikleri neler? Yeni Kerkük valisinin atanması nasıl gerçekleşti? Kerkük anlaşmasının Irak’taki siyasi dengelere etkileri nelerdir? Türkmenlerin dışlanması Kerkük’ün istikrarını nasıl tehdit ediyor? Kerkük anlaşması PKK terör örgütü için ne anlama geliyor?

Devamı
Kerkük Valiliği Anlaşması İstikrarı Tehdit Eden Büyük Kriz
Türkiye'nin Irak'taki Askeri Operasyonları Son Durum Ne

Türkiye'nin Irak'taki Askeri Operasyonları: Son Durum Ne?

Türkiye'nin Irak'taki askeri varlığı ve operasyonları, güvenlik ve dış politika açısından büyük öneme sahiptir. 2019 yılında başlatılan Pençe Harekâtları, PKK'nın Irak'ın kuzeyindeki varlığını sınırlayıp, teröristlerin Türkiye ve Irak arasındaki bağlarını kopartmayı amaçlamaktadır. Günümüzde Metina, Zap ve Avaşin bölgelerinde yoğunlaşan bu operasyonlar, TSK'nın söz konusu bölgelerde kalıcı üsler kurarak PKK'nın yeniden yapılanmasını engellemeyi hedeflemektedir.

Devamı

Türkiye'nin terörle mücadelesinde sınır ötesi askeri harekâtlar bağlamında yeni bir dönem başlıyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak'ta atılacak adımlara ilişkin oluşturduğu söylem ve ilk işaretlerin ardından artan diplomasi trafiği ile birlikte iyice olgunlaşan bir süreç söz konusu.

Terörle Mücadelenin Irak Safhası

Hakan Fidan dışişleri bakanı görevine geldikten sonra ilk ziyaretini Irak’a gerçekleştirmiştir. Dışişleri Bakanı Fidan görevinin henüz bir yılını tamamlamadan Irak Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından PKK’nın yasaklı örgüt olarak listelenmesini sağlamış ve ortak mücadeleye ilişkin önemli mesafe katetmiştir. Terörle mücadelenin yanı sıra Türkiye’nin Irak ile birlikte hayata geçirmeyi planladığı Kalkınma Yolu Projesi de bu noktada akılda tutulabilir. MİT başkanı olduğu dönemden itibaren Irak’ın siyasi, güvenlik ve diplomatik isimleriyle yakın ilişkilere sahip olan Fidan dışişleri bakanı olarak da çok kısa sürede Irak sahasında özellikle Türkiye’nin PKK terörüyle mücadelesine katalizör etkisi gösterecek hamleleri birbiri ardına gerçekleştiriyor. Kapsamlı askeri operasyon ve Irak güvenlik güçleriyle koordinasyon hedefinin de bu noktada zirveyi temsil ettiği söylenebilir. Bu çerçevede Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın son Irak ziyaretini, Güvenlik Mekanizması Görüşmesini ve ortak bildirinin sonuçlarını uzmanlara sorduk.

Perşembe günü Bağdat'ta gerçekleşen Türkiye-Irak güvenlik zirvesinden sonra yayımlanan ortak sonuç bildirgesi ile iki ülke arasında yeni bir dönemin kapıları açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ramazan sonrası Irak'a ziyareti ile ikili ilişkilerde "bir sıçrama" sağlanacağının vurgulandığı bildirgede ilişkilerin tüm yönleriyle "stratejik bir çerçeveye" oturtulmasına karar verildi. Bu amaçla terörle mücadele, ticaret, tarım, enerji, su, sağlık ve ulaştırma alanlarında Ortak Daimî Komiteler ihdas ediliyor. Daha önemlisi, PKK'nın Türkiye ve Irak için ortak güvenlik tehdidi olduğunda uzlaşılarak Irak Ulusal Güvenlik Konseyi bu örgütü "yasaklı örgüt" olarak nitelemekte. Bu noktaya gelinmesi için geçtiğimiz aylarda Dışişleri Bakanı Fidan, MİT Başkanı Kalın ve Milli Savunma Bakanı Güler, Iraklı muhataplarıyla yoğun bir çalışma temposu yürüttü. PKK ile mücadele için uzun yıllardır Ankara, Bağdat ile görüşüyor. Geçmişte birçok kez uzlaşmaya varılmıştı. Bu defa PKK ile mücadelede ve ikili işbirliklerinde yeni bir dönem olarak nitelenecek farklı hususun ne olduğu sorusu akla geliyor.

Irak’ta İstikrar PKK’nın Yok Edilmesinden Geçiyor

Türkiye'nin gündemi Aralık ayından bu yana üç kulvarı takip etti: seçim, ekonomi ve terör. Seçim ve ekonomi vatandaşlar arasında farklı görüşlerin seslendirilmesini teşvik etmiş olsa da üzerinde uzlaşı olan konu terörün başının ezilmesi. Bu konuda vatanı ve devleti benliğinde hissedenler arasında bir tereddüt yok. Nitekim "güvenlikte maliyetin önemsiz olduğu" gerçeği dikkate alınırsa terör ve diğer güvenlik tehditlerinin ihmal edilmesi söz konusu olamaz.

Devamı
Irak ta İstikrar PKK nın Yok Edilmesinden Geçiyor
Türkiye'nin Terörle Mücadelesi Yeni Stratejiler

Türkiye'nin Terörle Mücadelesi: Yeni Stratejiler

ABD’nin 11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan’ı ve Irak’ı işgal ettiği, Türkiye’nin ise sadece terör örgütüyle mücadele şiarını ön plana çıkardığının altı çizilmeli

Devamı

PKK tarafından 1 Ekim'de Ankara'da gerçekleştirilen terör saldırısı, Türkiye'nin terörle mücadele politikaları ve bölgedeki stratejik angajmanları açısından önemli bir dönüm noktası olma potansiyeline sahiptir. Türkiye son yıllarda proaktif bir terörle mücadele stratejisi izleyerek askeri ve istihbarat kaynaklarını Irak ve Suriye'de aktif bir şekilde konuşlandırdı. Bu yaklaşım PKK'nın Türkiye içindeki siyasi ve askeri etkisini başarılı bir şekilde azaltmış ve genel faaliyetlerini en aza indirmiştir. Bu bağlamda örgütün yeni saldırı teknikleri ve eylem kalıplarıyla uyum sağlama çabaları büyük ölçüde başarısız olmuştur.

ABD, Türkiye’deki seçim sonuçlarına göre PYD/YPG’yi KYB ile de güçlendirilmiş şekilde Türkiye’ye kabul ettirebileceğinin ve burada Öcalan’ı da yeniden aktörleştirebileceğinin hesabını yapıyor olabilir. Ancak Bafel’in oynadığı bu riskli oyunun kendisi adına büyük bir bedeli olacağı da çok açıktır. Türkiye’nin düşmanlarıyla dost olmak Türkiye’nin de düşmanı olmak anlamına geldiğinden bundan en büyük zararı KYB ve Bafel görecektir.

Kürt milliyetçiliği hala birleştirici bir ideoloji olmaya devam etse de, kişi ve grup çıkarları, Kuzey Irak’ın bölgesel rekabetin kristalize olduğu bir alana dönüşmesi milliyetçi retoriğin jeopolitik karşısında başarıya ulaşmasını imkânsız hale getirecektir.