CHP Suriye'ye Girecek!

Dört seneyi aşkın bir süredir Esed rejiminin sınır ihlalleri ve Reyhanlı'da olduğu gibi terör saldırılarında bile Suriye'ye girmeyen; sürekli bölgesel ve uluslararası koordinasyon çağrısı yapan Türkiye, elbet “Türkiye Suriye'ye girecek” lobisi kamuoyunu sarssın diye Suriye'ye girmeyecektir.

Devamı
CHP Suriye'ye Girecek
Hizbullah-İran İsrail'e Saldıracak mı

Hizbullah-İran, İsrail'e Saldıracak mı?

İsrail helikopterleri, %80'ini Suriyeli muhaliflerin kontrol ettiği Kuneytra bölgesine yönelik düzenlediği hava saldırısında Lübnan Hizbullah'ının ve İran Devrim Muhafızları'nın Suriye'deki kilit liderlerini öldürüyor.

Devamı

ABD Esed'li çözüm için bir adım atsa, Beşşar Obama'ya koşa koşa gelecek. Ağzında PYD'lilerinkine benzer “birruh biddem nefdike ya Obama” sloganlarıyla.

Suriye'deki savaş uzadıkça, önceleri kısa süreli misafir olarak görülen Suriyeli çocuk ve gençler için, Türkiye'deki eğitim olanakları artırıldı.

IŞİD teröründen en çok beslenen, IŞİD terörünü de en çok besleyen ve IŞİD'in yok edilmesinden en çok zarar görecek olan aktör Esed rejimidir.

Esed rejiminin hayatta kalıp kalamayacağı sorusu artık Ortadoğu'da değişim için ontolojik bir soruna dönüştü. Esed taşının Ortadoğu'nun yüz yıllık köhnemiş binadan çekilerek alınması, binanın çökmesi için kritik bir hamle olacak. Endişe bu, çekinceler bundan kaynaklı ve hesaplamalar bunun üzerine yapılıyor. Mevcut bölgesel sistemde büyük yatırımları olan aktörler için kendileri açısından mantıklı bir ayak sürüme bu. Garip olanı ise bu sistemin genellikle mağdur ettiği aktörlerin de Stockholm Sendromu'ndan mıdır bilinmez mevcut sistemle aralarına bir türlü koyamadıkları çizgilerdir. Esed rejiminin Suriye'de en fazla mağdur ettiği gruplardandır Kürtler. Ağalarını bir tarafa bırakırsak Suriyeli Kürt halkı mazlumdur. Yıllarca kimliksiz, yasal çerçevenin dışında, hukukun ulaşamadığı bir düzlemde yaşadılar. Daha 2004'te Kamışlı'da Baas rejiminin elinden kıyıma ve göçe maruz bırakıldılar. Buna rağmen Esed'e karşı muhalefetin ana gövdesine eklemlenmeleri çok uzun sürdü.

Tarihin Dışında Kalan Kemalist Kürtler

Geçen hafta birçok televizyon programında şu soruya cevap arandı: Çözüm Süreci Bitti mi? Bu sorunun sorulma gerekçesi, Kobane'de yaşanan katliamlardı. IŞİD'in katliamlarına maruz kalan Kürtlerin durumu ve Kobane'nin düşme tehlikesi bu soruyu gündeme getirdi. Doğan Grubu'nun, “Paralel Yapı”ya destek veren medyanın çözüm sürecine ilişkin yaklaşımı hepimizin malumu. CHP ve MHP'nin bu konudaki yaklaşımları da öyle. Sürece başından beri karşılar. Bu sürece niçin karşı olduklarını açıklarlarken “sürecin içeriğini net olarak bilmemek” argümanını hep birinci sıraya yerleştirdiler. Hükümetin “samimiyetsizliği” iddiası dile getirilen bir diğer argümandı. Sürecin içeriği netleştikten, hatta ve hatta süreç yasal zemine kavuşturulduktan sonra bu kez “siyasal mecburiyetler” (belki de acziyetler) nedeniyle statükocu pozisyonlarını korudular.

Devamı
Tarihin Dışında Kalan Kemalist Kürtler
Kobani ve Suriye'de Kapsamlı Çözüm

Kobani ve Suriye'de Kapsamlı Çözüm

IŞİD'in Kobani'ye saldırmasıyla birlikte Türkiye'de üç küsur senedir Esed rejiminin katliamlarına karşı pasifizmi vazeden çevrelerin militarist duyguları depreşti. Türkiye'nin yanıbaşındaki Kobani'de yaşananlara seyirci kalmaması gerektiği söylenirken örneğin Azez, Jisr'eş-Şuğur, Atme veya Çobanbeyli başka iklimlerdeymiş havası estirildi. IŞİD'in ve/veya Esed rejiminin muhaliflerle çatıştığı bu şehirler Türkiye'ye tabiri caizse taş atımı mesafesindeyken, bu şehirlerde yaşanan kıyıma karşı üç maymunu oynayan çevrelerin, Kobani ile birlikte coğrafi bilgileri de hafızalarına rücu etmiş oldu. Türkiye'nin Kobani'den kaçan onbinlerce Kürt'e kucak açmasını yetersiz bulan aynı çevreler Kobani'de PKK'nın Suriye kolu YPG'nin silahlandırılmasına kadar varan absürt taleplerini dile getirdi. Türkiye IŞİD'i Ekim 2013'te dünyanın pek çok ülkesinden önce ve ana muhalefetin IŞİD'in sanını bile duymadığı bir zamanda terör listesine aldı. Hatırlatalım o listenin başında senelerdir PKK yer alıyor. Buna rağmen Kandil ve PKK'nın gündemini entelektüellik kılıfında satmaya alışmış çevreler çözüm süreci konusunda tehditkar açıklamalar yapmaya devam ediyor.

Devamı

Ortadoğu siyaseti daha önce içerisine sokulmuş kategoriler dışında tekrar yazılmalı. Çünkü önce Irak işgali ardından da Arap Baharı diye isimlendirilen süreç Ortadoğu siyasetine dair basma kalıp analizleri yerle bir etti.

SETA analisti Ufuk Ulutaş, IŞİD'in konjoktürel ve dönemsel olarak olabildiğine pragmatik ilişkiler içerisine giren bir yapısı olduğunun altını çizdi.

Türkiye'nin IŞİD karşısındaki pozisyonu net. IŞİD zihniyeti Türkiye'nin bölgedeki antitezi. Bu sebepten kimse Türkiye'nin niyetini sorgulayabilecek konumda değil.

SETA analisti Ufuk Ulutaş, IŞİD'in, kuruluşunu Amerika'nın Irak'ı işgalinin tetiklediği bir örgüt olduğunu ve varlığından da Amerika'nın sorumlu olduğunu belirtti.

IŞİD'i doğrudan veya dolaylı olarak güçlendiren aktörler, IŞİD'den olumsuz olarak en fazla etkilenen ve IŞİD'le en fazla mücadele eden ülkelerden birisi olan Türkiye'ye saldırıyorlar.

Maalesef geldiğimiz noktada bölge, Obama'nın bir başka boş vaadini, kişisel zafiyetini ve bir sene sonra yeni bir konuşma daha yapmak zorunda kalmasını kaldırabilecek durumda değil.

An itibarıyla bırakın ABD'ye geleneksel olarak eleştirel yaklaşmış çevreleri, daha birkaç ay öncesine kadar ABD'nin kilit dış politika yapıcıları konumunda bulunan isimler bile Obama'nın dış politikasını yerden yere vurmak için sıraya girdiler.

Maliki'nin bölücü siyaseti, intikam güdümlü operasyonları ve içeride hemen hemen tüm kesimleri karşısına alması, İran ve ABD için kullanım değerini yitirmesiyle birleşince Maliki'nin kalemi kırıldı.

2014 Türkiye'sinde, özellikle de İslami camiada, en zor bulunacak şey İran taraftarlarıyken, Gülen Grubu binlercesini bulmuş ve devletin kılcal damarlarına yerleştirmiş görünüyor.

Filistin gibi tüm Müslümanların ortak davası olan bir konuda İsrail'i durduracak bir uluslararası kamuoyu yaratamayan topluluğa "İslam dünyası" denilebilir mi?

‘Abluka altındaki Gazze'de dolaşırken, nereye düşeceğini bilmediğiniz bomba seslerinin dışında, sürekli duyduğunuz bir tek ses var: İsrail'in insansız hava araçlarının vızıltısı!

Dün El-Kaide üzerinden keşfedilen ‘konforlu bela' bugünlerde IŞİD üzerinden kullanılmaya başlandı. Adeta kafayı kaldırma ihtimali olan bütün aktörleri terbiye etmek için bir sopa vazifesi görüyor.

El-Bağdadi'nin halifelik rüyasına çevresindeki aynı zihniyet havuzundan beslenenler dışında bir destek gelmesini beklemek ancak fazla IŞİD videosu izlemekle mümkündür.