Karışık Zihinlere 13. Büyükelçiler Konferansı’ndan Beş Mesaj

Cumhurbaşkanı Erdoğan 13. Büyükelçiler Konferansı'nda dış politikanın ana konularına dair önemli mesajlar verdi.

Devamı
Karışık Zihinlere 13 Büyükelçiler Konferansı ndan Beş Mesaj
Soçi Görüşmesi Neden Önemli

Soçi Görüşmesi Neden Önemli?

Türkiye'nin Rusya politikası ideolojik bir zemine değil, milli menfaatlerin rasyonel ve dinamik dengelenmesine dayanıyor.

Devamı

Eğer Temsilciler Meclisi'nde önerilen değişiklikler kanun hâline gelirse, hâlihazırda tökezlemekte olan ABD - Türkiye ilişkileri bu durumdan büyük ölçüde etkilenecek ve (Türkiye ile Yunanistan arasındaki son gerilimler de dikkate alındığında) daha fazla çıkar ayrımına yol açacaktır.

15 Temmuz gecesi iradesine, vatanına ve demokrasisine sahip çıkan yüz binlerin arasında iken sıklıkla 'Bu ülke buna layık değil' dediğimi hatırlıyorum. Hayatımın en mutlu anı da 16 Temmuz sabahı bu milletin evlatlarının darbecileri teslim alarak tankların üstüne çıktığı saatlerdir. Merhum Sezai Karakoç'un deyişiyle milletimin ruhunun dirilişini gördüğüm o uzun gece ve sabahıdır

Yeni dönemde Türkiye aktif ve etkin diplomasisiyle öne çıkıyor. O kadar ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sürekli 'sultan' olarak resmeden Batı medyası, Türkiye ile işbirliğinin ne kadar gerekli olduğunu üzülerek yazmaktan geri duramıyorlar.

Muhalefetin Nafile Çabası

Muhalefetin belirsizliği uluslararası ortamda ülkeyi yönetemeyeceğine dair mevcut algıyı güçlendirecek konuma düşebilir.

Devamı
Muhalefetin Nafile Çabası
Erdoğan'ın Oyunu Hangisi

Erdoğan'ın Oyunu Hangisi?

Muhalefet 'adayını açıkla' çağrısına olumlu cevap vermeyi Erdoğan'ın oyununa gelmek olarak görüyor. Halbuki Erdoğan'ın 'aday' sorgulaması açıklasalar da açıklamasalar da 6'lı masayı zora sokacak.

Devamı

Dış politika milli bir meseledir. Uzun süre iktidar olamamanın getirdiği sorumsuzlukla ve popülist yaklaşımlarla dış politikaya yaklaşılamaz. Dış politikada devletlerin sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk sadece iktidarları bağlamaz. Muhalefetin teorik olarak iktidar alternatifi olduğu düşünüldüğünde söylediği sözler, ortaya koyduğu yaklaşımlar uluslararası çevreler tarafından da çok kolay bir şekilde araçsallaştırılır.

Türkiye'nin, iki ülkenin (özellikle İsveç'in) üyeliği konusundaki kaygı ve taleplerini açıklaması şimdi bütün NATO başkentlerinin odağında.

Birinci Macron döneminde tatbik edilen İslam karşıtı uygulamalardan hareketle ikinci Macron döneminde önceki kararların devam ettirilmesi ve bunlara yenilerinin eklenmesi bekleniyor. Bu da önümüzdeki süreci Müslüman toplum açısından ne yazık ki karamsar hale getiriyor.

Türkiye'nin jeo-ekonomik derinliğini pekiştirecek ölçüde ekonomik ve siyasi ölçeğini büyütecek kapsamlı bir hazırlık yapmasının zaruridir.

Türkiye, savaşan iki tarafla da güven oluşturan bir ilişkiye sahip. Boğazları savaş gemilerine kapatması hem her iki taraf hem de dünya kamuoyu açısından olumlu karşılandı.

Türkiye İdlib’i ve dolayısıyla diğer bölgeleri koruma altına alarak ulusal güvenliğini sağlamanın ötesinde Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olmayı sürdürecektir. Rusya’nın Batı tarafından Ukrayna’da daha 'net' görülen agresif ve yayılmacı yaklaşımının Suriye ve Libya gibi sahalardaki müttefiklik dengelerini etkileyebilecek sonuçlar doğurması durumunda, Türkiye’nin söz konusu bölgelerdeki varlığı kritik öneme sahip olacaktır.

Dış politikada Türkiye'nin büyük güçlerle ilişkileri, ittifakları, diplomatik gerilimleri, askeri müdahaleleri, savunma sanayi kapasitesi ve uluslararası sisteme dair eleştirel söylemleri var.

Büyük güçlerin rekabetinin yoğunlaştığı ve İran'ın hırslı, yeni bir nüfuz arayışına girmesinin beklendiği Körfez'deki güç ve güvenlik boşluğu İsrail ile doldurulamaz. 'İstikrar ve güven sağlayıcı' rolü ile Türkiye, Körfez'in dengeleyici, başat aktörü olmaya adaydır.

Ankara son bir yıldır ABD, AB, Yunanistan, Ermenistan, İsrail, BAE, Mısır ve Suudi Arabistan ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açma politikası yürütüyor.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Kalın, 'ABD'den temel beklentilerimiz Suriye'de PKK'nın kolu olan PYD ve YPG'ye desteğini kesmesi, S-400'ler konusunda gerçekçi ve yapıcı bir tutum alması ve FETÖ'ye karşı kararlı ve sonuç alıcı adımlar atması.' dedi.

Yeni yılın ilk gününde hepimize mutlu ve huzurlu bir yaşam dilerken siyasi gündemin nasıl şekilleneceğine dair beklentilerimi paylaşayım. Muhalefet her ne kadar erken seçim çağrısını terk etmeyecekse de iktidar yeni ekonomi modelinin sonuçlarını almak isteyecektir.