2020 Kayıp Bir Yıl mıydı?
2020 yılı gerçekten Türkiye açısından yeni bir safhaya geçiş denebilecek bir konjonktürde başlamıştı. Ancak Covid-19 salgını sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı vurdu.
Devamı
2021’in Ruh Hali: Jeopolitik Kaygı
2021'in ruh hali jeopolitik bir kaygının bütün bir yıla damgasını vuracak olması. 2020'den daha kötü olup olmayacağını zaman gösterecek.
Devamı
ABD senatörleri mektuplarında Biden'dan 'demokrasi ve insan hakları' adına Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'baskıda' bulunmasını istiyorlar
Erivan'daki darbe girişimi Biden yönetiminin 'Rusya'yı sınırlandırma' ve 'demokrasileri destekleme' politikasının ilk test alanlarından birisi olacak gibi görünüyor.
Ermenistan'daki gelişmelerin geri planında birbiriyle ilişkili ve kısa vadede ortadan kalkması mümkün görünmeyen nedenler var.
SETA Güvenlik Araştırmacısı Ferhat Pirinççi, Ermenistan'da yaşanan son gelişmeleri ve olası hamleleri değerlendirdi.
Ankara-Paris İlişkilerinin Gelişmesi Fransa’nın 'Normalleşmesine' Bağlı
Türkiye-Fransa ilişkilerinin daha önce hiç olmadığı kadar gerilmesinin temel sebebi, Türkiye’nin kendisine çizdiği yeni dış politika vizyonuyla ilgili.
Devamı
AB Liderler Zirvesine giderken…
Batı ittifakının sınırlarını Yunanistan'dan geçirmenin en çok Avrupa'nın aleyhine olacaktır. Yunanistan sadece tampon bölgeye dönmekle kalmaz. Avrupa'ya yönelen hiçbir dalgayı ister mülteci ister terör olsun tutamaz. Büyük güç rekabetinin oluşturduğu jeopolitik fay hatlarında Türkiye'nin performansını gösteremez.
Devamı
Bölgemizde herkes için yeni bir stratejik değerlendirme zamanı.
Birçok ülkenin dış politikası yeniden şekillenmeye başladı. Yeni dizilişler karşımıza çıkıyor.
Türkiye kendi güvenliğini kendi sağlamayı öğrendiği gibi kendi reform ve ekonomik büyüme paketlerini kendi iradesiyle yapabilecek bir ülke haline de gelmiştir.
Öncelikli gündem maddeleri olarak görülebilecek neredeyse tüm başlıklarda Türkiye eli en rahat olan ülke. Çünkü bir önceki dönemde en fazla sayıda güvenlik sorunuyla yüzleşti ve bunlardan güçlenerek çıktı.
Erdoğan'ın kongrede ortaya koyduğu vizyon, bu kazanımları korumak ve Türkiye'nin 20 yıl boyunca kat ettiği mesafeyi güvence altına almak üzerine kurgulanmış.
Macron, Le Pen ile yarışında 'İslam, Türkiye ve Erdoğan' tehdidi ile yol alma eğiliminde. Bu eğilim hiç de yeni değil. Brexit'ten bu yana Avrupalı siyasetçiler, seçmenlerini Türkiye ile korkutuyor.
Türkiye çok mücadele verdi ama öncelikli kriz konularının hepsinde kendine çok geniş bir alan kazandı. Doğu Akdeniz, Suriye, Karabağ ve terörle mücadele birer başarı hikâyesine dönüştü.
Ukrayna'nın Donbas ve Kırım bölgelerinde çözümsüzlüğün yedinci yılına girerken, Rusya-Ukrayna ilişkilerinin daha da gerildiğini, bilhassa Donbas bölgesinde ateşkes ihlallerinin devam ettiğini ve çatışmaların sürdüğünü görmekteyiz.
Kanal İstanbul'un Montrö Sözleşmesi'nin getirdiği kazanımları ortadan kaldıracağı yorumu, emekli amirallerin bildirisinin ana korkusuydu.
AB çevreleri AB Konseyi Başkanı Michel ve AB Komisyon Başkanı Leyen'in Ankara seyahatini 'koltuk krizi' iddiasıyla gölgelemeye çalışıyor.
Fukuyama, 'Türk SİHA'ları kara savaşını dönüştürüyor' derken Türkiye'deki muhalifler Türk SİHA'larını küçümsemekle meşgul. Birisi çıktı, SİHA'ların çok da büyük bir başarı olmadığını ve Youtube izleyen herkesin yapabileceğini iddia etti. Bir diğeri daha da ileri gitti. Marketten bile satın alınabileceğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Montrö Sözleşmesine ilişkin, 'Sözleşmeyi 1936'dan beri yaptığımız gibi şeffaf ve tarafsız bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz ama elbette sözleşme tek başına istikrarı sağlamak için yeterli değil' dedi.
Sözde 'Ermeni Soykırımı' iddialarının Ermeniler için önemi nedir? Soykırım kavramının niteliği nedir? ABD Başkanı’nın sözde 'Ermeni Soykırımı' iddialarıyla alakalı karar vermesi meşru mudur? Türkiye yine de bu durumu ciddiye almalı mı? Türkiye neler yapıyor ve daha neler yapmalı?
