Türkiye Kafkasya’da Oyun Değiştirici Bir Müdahalede Bulundu

SETA DC Genel Koordinatörü Kadir Üstün, Kafkasya'daki gelişmeler ve ABD'nin tutumuna dair değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Türkiye Kafkasya da Oyun Değiştirici Bir Müdahalede Bulundu
Prof Dr Tanrısever Türkiye ve Azerbaycan Anlaşmadan Kazançlı Çıktı

Prof. Dr. Tanrısever: Türkiye ve Azerbaycan Anlaşmadan Kazançlı Çıktı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisinin (SETA DC) düzenlediği panelde, 'Bölgesel Güçlerin Dağlık Karabağ Politikaları' masaya yatırıldı.

Devamı

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Karabağ'da Türkiye ve Rusya'nın rollerini değerlendirdi.

ABD'nin Rusya ile çeşitli alanlarda çekişmelere gireceğini öngörebiliriz. Biden hangi konuya el atarsa Türkiye ile karşılaşacak. Türkiye her türlü mantıklı ortaklığa açıktır. Bakalım Amerika aynı esnekliği gösterebilecek mi?

Türkiye bölgede varlığını hissettirmeye başlayarak bundan sonraki dönemde bölge denkleminin önemli bir unsuru olduğunu ortaya koymuştur.

Türkiye'nin aktif hamlelerde bulunduğu jeopolitik denklemlerde yine akışın hızlandığı bir döneme girdik.

Karabağ’ın Kalan Kısmının Kaderi Belirlenmeli

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Azerbaycan'ın zaferi ve yapılan antlaşma üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Karabağ ın Kalan Kısmının Kaderi Belirlenmeli
Perspektif Karabağ ın Özgürleştirilmesi ve Sahadaki Yeni Denklem

Perspektif: Karabağ’ın Özgürleştirilmesi ve Sahadaki Yeni Denklem

27 Eylül’den bugüne Karabağ’da neler yaşandı? 10 Kasım’da imzalanan ateşkes anlaşmasının maddeleri nelerdir? Tarafların kazançları ve kayıpları neticesinde sahada nasıl bir denklem oluşacaktır?

Devamı

SETA Güvenlik Çalışmaları Araştırmacısı Murat Aslan, Kafkasya'da yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

Kriter Dergisi'nde Burhanettin Duran'ın sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gündeme dair gelişmeleri değerlendirdi:

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 51. sayısı çıktı.

Macron neyin peşinde? Avrupa Müslümanlarını zorla radikalleşmeye iterek uzun vadede kıtadan tasfiye etmeyi mi planlıyor? Müslümanların kutsallarına saldırarak Macron, Avrupa'yı yeni bir ırkçı kapanışa mı hazırlıyor? Bütünleşmiş bir Avrupa kalesi yaratmak için Müslümanları mı ötekileştiriyor, tıpkı daha önce Yahudilere yapıldığı gibi? Hz. Peygamber karikatürlerini dayatarak "zorla İslam'da reform yapmanın" derdinde mi? Kim "İslam'ı reform" görevini Macron'a verdi? Jacoben Fransız geleneğini dirilterek Müslümanları "aydınlatacağını" mı düşünüyor?

Ermenistan, Birinci Karabağ Savaşı sırasında çok sayıda savaş suçu işlemesine rağmen uluslararası kamuoyu tarafından hiçbir zaman gerçek manada sorgulanmadı. 27 Eylül günü başlayan ve dördüncü haftasında giren İkinci Karabağ Savaşı'nda da savaş suçları işlemeye devam etmektedir. Bir anlamda Ermenistan Hükümeti otuz yıl önce kaldığı yerden devam etmektedir.

Paşinyan'ın 'Yeni Suriye' tehdidinin öncelikle Rusya, İran ve Avrupa'nın endişelerini yükseltmek için yaptığı açık. Dağlık Karabağ çatışmasını topyekûn Ermenistan-Azerbaycan savaşına çeviremediği için bu sefer 'yıllarca sürecek bir savaş' tehdidinde bulunuyor.

Uluslararası ölçekte yayın yapan büyük medya kuruluşlarının Ermenistan'ın Gence saldırısı ve genelde sivil katliamlar karşısındaki yaklaşım biçimi başlangıcından bu yana problemli.

Ermenistan'ın Savaş Suçları

Bu analizde 27 Eylül 2020’den bugüne Ermenistan’ın işgal altındaki Azerbaycan topraklarında gerçekleştirdiği uluslararası insancıl hukuk kuralı ihlalleri ele alınmaktadır.

Ermenistan’da 2018’de gerçekleştirdiği renkli devrimle koltuğa oturan ve kısa sürede uluslararası medyanın odağı haline gelen Nikol Paşinyan’ın Dağlık Karabağ çatışmalarında yaşanan kayıplar neticesinde iç ve dış kamuoyunda imajı ciddi yara aldı.

Ermenistan, arkasındaki Rusya, ABD ve Fransa gibi uluslararası sistemin etkili ülkelerinin desteğine ve 1992’deki katliamlarından dolayı hâlen hesaba çekilmediğine güveniyor.

Ermenistan’ın son zamanlarda saldırdığı Tovuz bölgesinin TANAP ile birlikte Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Tiflis-Erzurum hatlarının geçiş güzergâhında yer alması bu saldırıların neyi hedeflediğini göstermesi açısından önemli.