Karabağ'da ve özgürleştirilen diğer bölgelerde de oy kullanılacak olması, aslında bir anlamda Azerbaycan'ın bu topraklardaki egemenliğinin tam olarak sağlandığının teyidi olacak.
Devamı
Azerbaycan'da 7 Şubat tarihinde yapılacak olan erken cumhurbaşkanlığı seçimi ülke için normal bir seçimden öte anlam taşımaktadır. Zira Azerbaycan açısından bu seçim bir dönemin bitişi, yeni bir dönemin başlangıcını simgelemektedir. Bu tablonun ortaya çıkmasında ise kuşkusuz Karabağ meselesinin başlaması ve çözüme kavuşturulması süreci yatmaktadır. Karabağ meselesi Azerbaycan'ı derinden etkilemiş, Azerbaycan halkının milli bilinci üzerinde iz bırakmış, milli benliğin oluşmasında belirleyici rol oynamış ve hatta ülkede iktidarın şekillenmesine ve devletleşme sürecinin işleyişinde ana unsurlardan biri olmuştur. Dolayısıyla Karabağ Zaferi Azerbaycan'ın milli kimliğinin yeniden belirlenmesi sonucu doğurmuştur. O nedenle Azerbaycan'da Karabağ mücadelesi merkezli sosyolojik ve siyaset ekseninde keskin hatlarla belirlenmiş iki dönem ortaya çıkmıştır: Karabağ Zaferi Öncesi Azerbaycan ve Karabağ Zaferi Sonrası Azerbaycan. Dolayısıyla Azerbaycan ile ilgili analizlerde bu ayırımın dikkate alınması gerekmektedir. Başka bir ifade ile Azerbaycan ile ilgili analiz yapacak siyaset bilimcileri ya da uluslararası uzmanları bu ayırımı dikkate almadan yapacakları yorumları gerçeği yansıtmaktan uzak kalacaktır.
Devamı
Türk Dünyası ortak gücünün sembolü olan Türk Devletleri Teşkilatı'nın (TDT) 10. Zirvesi, 3 Kasım 2023 tarihinde Orta Asya'nın merkezi ülkesi Kazakistan'da gerçekleşti. Dünyanın barış ve istikrar aradığı bir dönemde Orta Asya'nın kalbinde gerçekleşen bu zirvenin, bölgesel istikrar kadar küresel istikrara da katkı sağlaması beklenmektedir. Zirvenin "Türk Devri" teması ile gerçekleşmiş olması elbette tesadüfi değildir. Bilindiği üzere yüz yaşına giren Türkiye Cumhuriyeti, son yıllarda gerçekleştirdiği projeler, izlediği bölgesel ve küresel politikalar ve savunma sanayii alanındaki atılımlarıyla bölgesel ve küresel siyasette güçlü bir aktör konumuna gelmiştir. "Türkiye Yüzyılı" mottosuyla hareket eden Türkiye, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına dair yeni vizyonunu ortaya koyacak projeleri hayata geçirmek üzere yoğun bir çaba içindedir.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın (TDT) 10. Zirvesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın heyetiyle birlikte Astana'dayız. Dün Macaristan Başbakanı Orban ve Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov ile görüşen Erdoğan, bugün önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile bir araya gelecek, sonra TDT Devlet Başkanları Konseyi'ne katılacak. Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ile görüşme sonrası İstanbul'a dönecek. Uluslararası sistemde büyük güç rekabetinin hızlandığı, yeni krizlerin çıktığı ve Gazze'deki İsrail katliamının devam ettiği bir dönemde gerçekleşen TDT Zirvesi, Türk dünyasının entegrasyonu için elbette çok önemli. Azerbaycan'ın Karabağ zaferine destek veren Erdoğan, Türkiye'nin Kafkaslar ve Orta Asya ile daha yakın işbirlikleri yapmasının önünü açan bir lider. Bu entegrasyonun Rusya, ABD, Çin ve AB gibi güçlerin rekabet ettiği bir bölgede istikrar ve barış içerisinde yürüyebilmesi için sürekli yeni hamlelere ve fikirlere ihtiyaç var. 1990'ların aksine Türkiye bugün savunmadan diplomasiye kadar geliştirdiği çok boyutlu kapasite ile Türk dünyasına daha çok katkı verebilecek noktada. Astana'da bir yandan Türk dünyasının nasıl daha başarılı ve hızlı bir entegrasyon içerisinde olabileceğine dair değerlendirmelerde bulunurken diğer yandan zihnimiz Gazze'de...
Vatan muharebesinden sonra elde edilen zaferle Azerbaycan, işgal altındaki topraklarını kurtarmasıyla elde ettiği başarıyı bölgesel istikrara dönüştürmek konusunda açık bir şekilde niyetini ortaya koymuştur. Bölgede istikrarın sağlanması amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in önerisi ile oluşturulan, üç bölge ülkesi (Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan) ve üç komşu ülkeyi (Türkiye, Rusya ve İran) içeren platformun hayata geçmesi durumunda bölgenin birçok sorunu Batının ya da bölge dışı ülkelerin müdahalesine gerek kalmadan çözüme kavuşabilecektir. İlki Aralık 2021 tarihinde Moskova'da gerçekleşen platform toplantısının ikincisi Türkiye'nin girişimiyle Rusya, Azerbaycan, Ermenistan, İran ve Türkiye dışişleri bakanlarının katılımıyla 23 Ekim'de Tahran'da gerçekleşti. Bu platformun hayata geçmesi halinde bölgesel sorunların bölge ülkelerinin katılımıyla çözülmesine katkı sağlayacağı için bölge barış ve istikrarına hizmet edecektir.
Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Zengezur Koridoru'nun açılmasını istediklerini, Ermenistan'ın da bundan kazançlı çıkacağını ve bölgenin de gelişeceğini söyledi.
AB başkentlerinde PKK'ya gösterilen tolerans ve ABD'nin DEAŞ ile mücadele adına YPG'ye verdikleri destek ne müttefiklik ne de terörle mücadele hukuku ile bağdaşıyor. Elbette devletlerin dünyası ideallerin değil realitenin dünyasıdır. Batılı müttefiklerinin Türkiye'nin çevresindeki bölgelerde artan etkisini kabullenmesi vakit alacak. Ancak kanaatimce gidişat buna "uyum" yönünde olacak.
Devamı
Bundan üç sene dört gün önce Ermenistan'ın saldırıları sonucunda Azerbaycan'ın karşı taarruzuyla İkinci Karabağ Savaşı başlamıştı. Savaş 44 gün sonra 9 Kasım'da Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya tarafından imzalanan Üçlü Beyanname ile sona erdi. Bu anlaşma ile sadece iki ülke arasındaki savaş sona ermemiş, Azerbaycan işgal altındaki 13 bin kilometrekare toprağından 10 bin kilometrekaresini özgürleştirmişti.
Devamı
Türkiye merkezli diplomasi trafiğinin artarak devam etmesi bekleniyor. Bu beklenti sadece bölgesel istikrarsızlıklar veya küresel meydan okumalardan kaynaklanmıyor. Diğer bir ifadeyle, Türk diplomasisi bu hususlar dahil olmak üzere girişimci bir karakterde ve yapıcı bir şekilde her geçen gün etkisini artırıyor. Bu etki artık kimsenin göz ardı edebileceği nitelikte değil.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 59. sayısı çıktı.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’e vakfımız bünyesinde Muhittin Ataman ve Ferhat Pirinççi tarafından derlenerek Türkçe ve İngilizce yayımladığımız 'Çıkmazdan Çözüme Karabağ Sorunu' isimli kitabı takdim etmiştir.
Uzmanlar, Ermenistan'ın 6'lı platforma girmesi halinde bütün bölgesel imkanlardan faydalanacağını, ekonomik istikrara kavuşacağını ve Batı'ya olan bağımlılığının azalacağını belirterek, bunun Rusya’nın da tercih edeceği bir sonuç olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Dağlık Karabağ zaferini kutlamak için Zafer Geçidi Töreni'ndeydi. 'İki devlet, bir millet' şiarını perçinleyen sembollerle dolu törende yapılan konuşmalar üç kritik noktaya işaret ediyordu.
Önümüzdeki haftanın dış politika gündeminin iki kritik konusu Başkan Erdoğan'ın Azerbaycan seyahati ve AB liderler zirvesi.
Türkiye bölgede varlığını hissettirmeye başlayarak bundan sonraki dönemde bölge denkleminin önemli bir unsuru olduğunu ortaya koymuştur.
Putin, Türkiye olmadan Doğu Akdeniz, Karadeniz, Kafkaslar ve Ortadoğu'da düzen kurulamayacağını görüyor. Güç boşluklarına anında hamle yapan 'yeni Ankara' gerçekliğini tanımak Batılı liderlerin de işine yarayacaktır.
Paşinyan'ın 'Yeni Suriye' tehdidinin öncelikle Rusya, İran ve Avrupa'nın endişelerini yükseltmek için yaptığı açık. Dağlık Karabağ çatışmasını topyekûn Ermenistan-Azerbaycan savaşına çeviremediği için bu sefer 'yıllarca sürecek bir savaş' tehdidinde bulunuyor.
Uluslararası ölçekte yayın yapan büyük medya kuruluşlarının Ermenistan'ın Gence saldırısı ve genelde sivil katliamlar karşısındaki yaklaşım biçimi başlangıcından bu yana problemli.
Ankara-Moskova-Tahran hattında yeni bir denklem oluşuyor. ABD seçimlerinin sonucu, her hâlükârda, bu süreci hızlandıracak.
SETA Dış Politika Uzmanı Mehmet Çağatay Güler, Azerbaycan'ın, Dağlık Karabağ ve bölgesinde işgalci Ermenistan'a karşı somut kazanımlar elde ettiğini belirtti.
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Yeşiltaş, 'Sıcak çatışma ciddi bir savaşı beraberinde getirebilir, hatta Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesini yeniden kendi kontrolüne alması gibi bir sonucu doğurabilir.' dedi.