Akademik Özgürlükler Çalıştayı

SETA ve Marmara Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen “Akademik Özgürlükler Çalıştayı”nda, akademik özgürlüklerin kapsamı ve sınırları tartışıldı.

Devamı
Akademik Özgürlükler Çalıştayı
Seküler Dünya'nın Hayali Müzakere 'Cenneti' Müzakereci Katılımcı Demokrasi

Seküler Dünya'nın Hayali Müzakere 'Cenneti': Müzakereci/Katılımcı Demokrasi

Hristiyanlığın çağlar içerisinde geçirdiği dönüşüm sonucunda artık ne siyasal ne sosyal alanda neredeyse hiçbir etkide bulunmadığı tamamen seküler Batı Avrupa toplumlarında ve Amerika'da geçerli olabilecek 'müzakereci demokrasi' kavramını, çoğunluğu Müslüman toplumların ve İslam'ın kabul etmesi ne derece mümkündür ve doğrudur?

Devamı

Anayasa'da devlet "...insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti" olarak tanımlanır. Yani demokrasi, laiklik, hukuk devleti gibi temel nitelikler, Atatürk milliyetçiliği ve Anayasa'nın en sorunlu bölümü olan "Başlangıç" ilkeleriyle kuşatılarak sınırlandırılmıştır. Daha doğrusu, bu temel nitelikler, kendilerini devletin sahibi olarak gören bürokratik elitin keyfi tasarruf ve yorumlarına açık hale getirilmişlerdir.

Çin'in Doğu Türkistan'da her muhalif sesi ortadan kaldırma ve her farklılığı asimile etmeye çalışmasının altında hiç de barışçıl görünmeyen bölgesel plan ve stratejiler ve bunları hayata geçirmeye kararlı kasası dolmuş, gözü kararmış bir rejim bulunuyor.

Kılıç Kanat: Ekonomik anlamda uğranılan olumsuz durum, Çin'in bölgede artan siyasi baskı ve dini kısıtlamalarıyla bir olunca, özellikle Uygur gençleri arasında geleceğe dair artan umutsuzluk ve rejime yabancılaşma kendini gösteriyor.

Washington'da SETA DC tarafından düzenlenen “21. Yüzyılda Küresel Düzen ve Adalet” başlıklı konferansta konuşan Erdoğan, dünya kamuoyuna ‘adalet' çağrısında bulundu.

Güvensizlik ve Mezhepçilik Girdabında Bahreyn

Bahreyn Meclisi 27 Mart'ta Hizbullah'ın terör örgütü listesine alınmasını oy çokluğu ile kabul etti. Hizbullah'ın Bahreyn'de yaşanan protestolarla ilgili sürekli açıklamalar yaptığı ve Şiilere destek verdiği hatırlandığında bu karar sürpriz sayılmaz. 2011 Şubat'ından bu yana Bahreyn kraliyet ailesi ve meclisi düzenlenen gösterilerden, ülkedeki siyasi istikrarsızlıktan ve reform çabalarının sonuçsuz kalmasından İran'ı sorumlu tutarak, isyanın mezhepsel boyutunu öne çıkardı. İki yılı aşkın süredir Halife yönetiminin aynı pozisyonu koruması, protestocuların amacının gerçekten ileri sürüldüğü gibi Şii devrimi yapmak, İran tarzı bir teokrasi ile yönetilmek ve Halife yönetimine zarar vermek olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor.

Devamı
Güvensizlik ve Mezhepçilik Girdabında Bahreyn
Görev Tamam ' Irak'ın İşgalinin 10 Yıldönümü

‘Görev Tamam?': Irak'ın İşgalinin 10. Yıldönümü

ABD'nin Irak'ı işgalinin 10. yıldönümünde de ülke aradığı huzur ve istikrar ortamına kavuşabilmiş değil. 2014 yılında genel seçimlere gidecek ülkede 10 yılın ardından dengeler hâlâ fazlasıyla hassas görünüyor.

Devamı

Bahreyn'de diyalog sürecinin başarısı parlamentonun güçlendirilmesi, seçilmişlerin atanmışlardan daha fazla görev alması, Şiilerin hükümet ve kamu görevlerine katılmaları gibi önemli sorunlara çözüm getirip getiremeyeceğine bağlı.

Medyanın sadece Hatay'a odaklanarak, Suriyeli sığınmacılara ev sahipliği yapan Kilis, Şanlıurfa, Gaziantep gibi illeri konu edinmemesi, hedefin doğrudan Hatay sosyolojisi olduğunu göstermektedir.

Annan planı genelde Batı, özelde ise Amerika açısından sorumluluktan bir süreliğine kaçmak için de bir imkân sunmaktadır.

28 Şubat, ruhunu primitif batılılaşma sürecinden, adaletini tek parti döneminden, vesayetini 27 Mayıs'tan, zulmünü ise 12 Eylül'den alan kendi kendine kolonyalizm sürecidir.

Irak'ta ABD vesayeti istikrarlı bir düzenin kurulmasını sağlayamadı, aksine etnik-sekter fay hatlarını harekete geçirip hala devam eden bir çatışma zemini yarattı.

Biraz vicdan ve haysiyet sahibi her insan, darbecilerden 12 Eylül'de yaptıklarından ötürü azıcık olsun utanmalarını, pişman olduklarını, yaptıklarını bugün için tasvip etmediklerini söylemelerini bekliyor.

Kimlik krizinden kurtulma arayışındaki Fransa  laiklik ve cumhuriyet değerlerini yaşatma bahanesiyle yasakçılığa sığınıyor.

Türkiye,15 Aralık'tan bu yana, BDP'nin yarattığı gündemi tartışıyor. Bu gündem, birbirinden bağımsız iki ana başlıktan oluşuyor. Birincisi, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın 15 Aralık'ta, devletin yasal ve anayasal adımlarını beklemeden BDP'nin Kürtlerin yaşadığı tüm bölgelerde yaşamın tüm alanlarında iki dilli hayatı hâkim kılacağına dair yaptığı açıklamadır. İkincisi, Demokratik Toplum Kongresi (DTK)'nin 18-19 Aralık'ta gerçekleştirdiği "Demokratik Özerklik Çalıştay"ı sonrasında kamuoyuna ilan ettiği "Demokratik Özerk Kürdistan İnşası" taslağıdır. Her iki gündem maddesinin içerdiği insani ve meşru talepler, BDP ve DTK tarafından, kamuoyunu kışkırtacak, meydan okuma algısı oluşturacak bir tarzla gündeme sokulmuştur. İki dilli yaşam talebi, TBMM kürsüsünde Kürtçe konuşularak; özerklik tartışmaları da öz savunma gücü, ayrı resmi dil ve ayrı bayrak gibi talepler üzerinden sağlıklı ve serinkanlı biçimde tartışılamaz hale getirilmiştir.

ABD iddia ettiği gibi Müslümanlara da açık çok kültürlü bir toplum mu olacak, yoksa Müslümanları dışarıda tutarak yola devam mı edecek?

İsviçre'de geçtiğimiz pazar günü yapılan referandumdan, bu ülkedeki camilere minare inşası yasağı çıktı.

TÜRKİYE'DEKİ Kürt nüfusu temsil ettiği iddiasındaki PKK, etno-politik bir sorunla bağlantılı olarak ortaya çıkmış bir terör örgütüdür. Dünyanın muhtelif bölgelerinde devam eden onlarca etnik çatışma incelendiğinde konuyla ilgili örnek alınabilecek ideal bir siyasi çözüm biçiminin olmadığı görülür.