Türkiye’nin ABD ve AB’nin teröre desteğini dikkate alarak müstakil oyun planları kurması gerekiyor ki YPG/PKK’ya yönelik son operasyonlar bu yönde atılmış akıllıca adımlardır.
Devamı
ABD PYD veya YPG’nin tüzüğüne bakmış mıdır acaba? Bu tüzükte kendilerini KCK’yla organik olarak ilişkilendirmelerine rağmen ABD’nin ‘hayır siz PKK değilsiniz’ ısrarı nedendir?
Devamı
Kobani'deki PYD-DAİŞ mücadelesinden bu yana ABD, PYD- YPG'yi Türkiye'yi DAİŞ ile mücadele konusunda baskılamak için "değnek" olarak kullanıyor.
PYD, Esed rejimi, ABD ve Rusya ile taktik ilişkiler içerisine girerek Kuzey Suriye’de Arap ve Türkmenler’in yaşadığı bölgeleri de kontrol altına almaya çalışmaktadır.
PKK, Türkiye’deki çözüm sürecini Suriye iç savaşındaki gelişmeler üzerinden baskı altına alarak, çözüm süreci tekrar başlasa bile daha güçlü ve inisiyatifin kendi elinde olduğu bir durum ortaya çıkarmaya çalışıyor.
Bu insanlar bugün Paris'te hocalık yapıp, "DAİŞ davasında haklı" vb. bir tane cümle kursalar, onları orada tutarlar mı?
Sanki bir Bektaşi fıkrasına sıkıştık kaldık. Ne siyak kalmış, ne sibak. Lafı yanlış yerinden tutmak muhalefetin normu haline gelmiş.
Devamı
Hangi ara terörle simbiyotik ilişki yürüten bir parti, terör konusunda başka aktörleri suçlayabileceği vehmine kapıldı?
Devamı
Burhanettin Duran, Türkiyedeki terör saldırılarını Suriye iç savaşı ve Çözüm Süreci bağlamlarında yorumladı.
Suriye iç savaşı bitirilmedikçe Türkiye terör sorunundan kurtulamaz. Bu savaşın bizi bugün bu ölçüde etkilemesi de temelde AK Parti'nin Suriye'deki spesifik politika tercihleri ile ilgili değil.
Amerikalı anneler ağlamasın da Kürtlerin annesi ağlasın mı? Kürt çocuklar daha değersiz mi ki cephede ölüyor? PKK/PYD Türkiyeden topladıkları çocuk yaşta olan Kürtleri başkaları adına niye cepheye sürüyor?
Türkmen ve Arapları tehditle tehcire zorlayarak demografik mühendisliğe soyunan PYD'nin Suriye'nin kuzeyinde hayata geçirmeye çalıştığı plan, savaş suçu sayılabilecek kanıtları ortaya koyuyor.
Gerek DAEŞın Türkiye içindeki faaliyetleri gerekse PYDnin Suriyede Fıratın Batı yakasına doğru etkinliğini genişletmeye yönelik hamleleri güvenlik bağlamında Türkiyenin sinir uçlarına dokunan gelişmelerdir.
Muhalif aydınların öfkesi ve "tiranlık," "faşizm," "ya darbe ya iç savaş" şeklinde ürettikleri aşırı söylemler söylenecek söz kalmadığı hissiyatını beslemekte.
Seçimlere iki gün kala hepimiz sandıkların muhtemel sonucuna odaklandık. Tek başına AK Parti iktidarı mı yoksa koalisyon mu?
AK Parti, Türkiye'yi taşıdığı üst ligde kalıcı hale getirecek politikaları hayata geçirmek gibi özel bir sorumluluğa sahip.
Seçim sonuçları AK Parti'ye dış politikada önümüzdeki dört sene boyunca sonuç alıcı hamleler yapması için bir fırsat penceresi açtı.
Evet, 1 Kasım seçimlerinden sonra ülkenin bir uzlaşmaya ihtiyacı olduğu açık. Ancak bu uzlaşma AK Parti ile siyasete dışarıdan müdahale etmek isteyen gayrı meşru aktörler arasında olmamalı.
1 Kasım'da AK Parti'nin başarısının altında seçmenlerin istikrarı, güvenliği ve tek başına hükümeti tercih etmesi yatıyor.
Türkiye, Fransa, Rusya ve Hizbullahı bir araya koyduğumuzda DAİŞ bağlamında anlamlı bir örüntü oluşmuyor. Bu sebepten ya bu saldırıların rastgele yapıldığını çıkarmalıyız ya da DAİŞi aşan yönlerinin olabileceğini.
Sahnedeki partileri konuşurken nasıl birinin "üretici", diğerinin "yağmacı" olduğunu söyleyebilirsek, aynı zamanda bir partinin içinde yer alan farklı aktörleri de böyle tasnif edebiliriz.