S-400 Ve SAMP-T Anlaşmaları Ve Yeni Türk Dış Politikası

Rusya’dan S-400 füze sistemlerini alırken Avrupalı müttefikleriyle de SAMP-T hava savunma sistemlerini alarak, Rusya ve Avrupa ile ilişkilerin birbirine alternatif olmadığını gösteriyor.

Devamı
S-400 Ve SAMP-T Anlaşmaları Ve Yeni Türk Dış Politikası
Kriter Dergisinin Kasım Sayısı Çıktı

Kriter Dergisinin Kasım Sayısı Çıktı

AK Parti’deki yenilenme ve 2019 seçimlerine hazırlık sürecine odaklanan dergide, Türkiye-ABD arasındaki vize krizi, Avrupa’daki ayrılıkçı hareketler ve bölgesel gelişmeler masaya yatırıldı.

Devamı

Avusturya, küresel düzlemde İslamofobi Endüstrisinin nasıl çalıştığı ile ilgili çarpıcı bir örnek teşkil etmektedir. Bu mekanizma diğer ülkelerde de ayni şekilde işlemektedir.

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı Avrupa siyasetinde yükselen aşırı sağ hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Avusturya seçimlerinde de muhafazakâr- aşırı sağ partilerin öne çıkması AB'deki içe kapanma eğilimini güçlendiriyor. Ve Türkiye tartışmasının da "sertleşeceğini" gösteriyor.

Aşırı sağın Avusturya'da normalleşmesi bir tehlike olmaktan çıkarak bir realiteye dönüşmüş durumdadır.

Perspektif: Avusturya Seçimleri ve Aşırı Sağın Merkeze Yerleşmesi

Avusturya erken genel seçimi sürecinde öne çıkan siyasal söylemler nelerdir? Avrupa’nın yeni merkez gücü haline gelen aşırı sağın ülkedeki Müslümanlara yönelik politikalar üzerindeki etkisi nedir? Seçim sonuçlarının Avusturya’nın Türkiye ve AB politikalarındaki yansımaları nasıl olacaktır?

Devamı
Perspektif Avusturya Seçimleri ve Aşırı Sağın Merkeze Yerleşmesi

2015 yılından beri periyodik olarak her yıl yayınlanan Avrupa İslamofobi Raporu’nun amacı Avrupa’daki İslam düşmanlığının yayılma trendini ülke bazında analiz etmek ve belgelemektir.

Bireysel ve dini özgürlüklerin sonuna kadar genişletilmesi taraftarı olan bazı Avrupa ülkeleri iş Müslümanlara gelince savunduklarını iddia ettikleri değerleri çekinmeden çiğnemektedirler.

Bütün resim bize, Almanya'da aşırı sağcı bir partinin meclise girmesinin, bazılarının inanmak istediği gibi bir yol kazası olmaktan ziyade batı siyasetinde ortaya çıkan yeni bir trend ile alakalı olduğunu göstermektedir.

Yakın bir geleceği bırakalım, uzun vadede bile kıta Avrupası’nda dindar bir Müslümanın ulusal parlamentolarda kendine yer bulması neredeyse imkânsız gözükmektedir.

Son dönemde ortaya çıkan Türkiye-Almanya geriliminde Almanya'nın Türkiye siyasetinde aşırı bir duygusallık ve agresiflik ön plana çıkmaktadır

AB’nin, rızaya dayalı demokratik bir birlikten bir ülkenin hegemonik arka bahçesine dönüşmesine yönelik yaşanan gelişmeler doğal olarak diğer ülkelerin tepkisini çekiyor.

Merkel ve Schulz, seçim dönemi "popülizmine" yenilerek Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinin "geleceği" tartışmasını başlattılar.

Alman tarihi bir yayılma ve daralma tarihi gibidir. Tekrar yayılmaya başlayan Almanya zayıf bir Türk devleti değil kendi başına karar almaya çalışan bir aktör ile karşılaştı.

On beş yıldır iktidarda olan Erdoğan, bugünkü Avrupalı siyasetçileri de seleflerini de çok iyi tanıyor.

Gabriel, Bild gazetesine verdiği röportajda "Erdoğan'ın yönetimi devam ettiği sürece Türkiye'nin asla AB üyesi olamayacağını" söyledi.

Enes Bayraklı ‘ya göre Almanya ile ikinci raunt 2019 seçimleri ve bugün yaşadığımız gerginliği bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.

“Türkiye'ye yönelik 'siyasi denetim' kararı, Türkiye'deki referandumda halkımızın aldığı karara karşı bir tepki, Türkiye'yi cezalandırmak üzere kendilerince attıkları bir adım.”

Yarın sandığa, bugünümüze ve geleceğimize sahip çıkmaya, halkın iktidarını tescillemeye gidiyoruz. İlk defa elde ettiğimiz hakkı, kendi hükümet sistemimize karar verme hakkımızı kullanacağız.