Aralık 2021 itibarıyla görevde bulunan ve üç partiden oluşan Almanya’daki federal hükümet Kasım 2024’te sona ermiştir. Bunun neticesinde esasen Eylül 2025 için planlanan Federal Meclis seçimleri erkene çekilmiş ve 23 Şubat 2025’te gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır. Geride bırakılan yaklaşık 2 ayda partilerin kampanya sürecine şahit olunurken şansölye adaylarının söylemlerinin yanı sıra siyasi partilerin seçim programları da gündemde kısmen yer bulmuştur. Seçimlerin ardından koalisyon görüşmelerinin gerçekleşmesi ve en nihayetinde yeni bir koalisyon hükümetinin kurulmasına kadar Şansölye Olaf Scholz liderliğindeki Sosyal Demokrat Partinin (SPD) ve Yeşillerden oluşan azınlık hükümeti göreve devam edecektir.
Devamı
Bir göç ülkesi olarak kabul gören İngiltere, son yıllarda düzensiz göçü engellemeye yönelik izlediği sıkı politikasıyla dikkat çekiyor. Bu hedef doğrultusunda somut düzenlemelere giden İngiltere, geçen hafta iki önemli karara imza attı. İlki İçişleri Bakanlığının hazırladığı Yasa Dışı Göç Yasa Tasarısı. Geçen hafta Meclise sunulan ve kısa zamanda yasalaşması beklenen tasarıyla özellikle Manş Denizi üzerinden botlarla ve küçük teknelerle ülkeye yasa dışı yollardan giren kişilerin ivedilikle sınır dışı edilmeleri ve bu kişilerin İngiltere'ye sığınma başvurusu yapmaları imkânsız hale getiriliyor.
Devamı
AB'nin ve üye ülkelerin Ukraynalı sığınmacılara yönelik böylesi bir yaklaşım sergilemesinin arka planındaki en önemli sebep, bu kişilerin savaşın ardından ülkelerine geri dönecekleri inancıyla ilgili. Ancak Rusya'nın Ukrayna'da yarattığı ağır tahribat dikkate alındığında savaşın hemen ardından Ukraynalı sığınmacıların evlerine geri döneceğini düşünmek aşırı iyimser bir yaklaşım gibi duruyor.
Bu analiz Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın Avrupa’ya yansımalarını konu edinmektedir.
Doğu Avrupa’da yaşanan son gelişmeleri daha iyi anlamak için uzmanlar son dönem Rus dış politikasını, Polonya-Belarus sınırındaki göç krizini ve bu olayların Türkiye, Batı ve genel olarak uluslararası sistem üzerindeki etkilerini analiz etti.
Bir Bakışta Türkiye-AB İlişkileri
80 milyon yerinden edilmiş insanın yüzde 85’i gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Yani dünyanın en zengin ülkeleri bu sorunu görmezden geliyorlar
Devamı
Avrupa’nın mülteci sorunundan en fazla etkilenen ülkelerin başında gelen Almanya için Libya’da istikrarın yeniden inşa edilmesi Berlin’in Libya politikasının en önemli hedeflerinden birisidir. Bir şekilde Avrupa’ya ulaşan mültecilerin büyük çoğunluğunun nihai hedefinin Almanya olması, Avrupa’nın mülteci ve yasa dışı göç sorununu büyük ölçüde Almanya’nın sorunu yapıyor.
Devamı
Doğu Akdeniz giderek dış politika gündemimizin merkezine yerleşiyor. Ankara, KKTC'nin haklarını korumak amacıyla sadece Kıbrıs çevresinde donanmasını bulundurmuyor. İnsansız hava araçlarını Geçitkale'de konuşlandırdı, deniz üssü kurulmasından da bahsediliyor..
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Türkiye'nin, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinde perspektifinin her zaman tam üyelik olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanımızın, zaman zaman Avrupa ülkelerindeki Türkiye'ye yönelik politikalardaki sıkıntılarla ilgili yaptığı eleştiriler bu perspektiften vazgeçildiğini göstermez." dedi.
İnsan haklarının ve hümanizmin beşiği olduğunu iddia eden Avrupa Birliği ve AB üyesi ülkeler, kendileri için bir utanç kaynağı haline gelen bu durumu görmezden gelmekte ve gerekli ciddi tedbirleri almamaktadırlar.
"Türkiye, bir muhatap, bir aktör olarak mülteciler konusunda üstüne düşen yükümlülüğü fazlasıyla yapabileceğini ortaya koydu"
SETA Toplum ve Kültür Araştırmacısı Nigar Tuğsuz, Avrupa’nın karşılaştığı mülteci kriziyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Enes Bayraklı, Türkiye’nin mültecilere yönelik sunduğu teklifin Avrupa’nın elini ciddi anlamda rahatlattığını belirtti.
Ufuk Ulutaş, Brüksel’de gerçekleşen Türkiye-Avrupa Birliği zirvesini değerlendirdi.
Mülteci meselesini kriz haline getirenin Avrupa olduğu vurgulayan Enes Bayraklı: “İşin bir de sosyal maliyeti var. Esas Avrupa’yı korkutan şey, ekonomik maliyetinden çok sosyal maliyeti. Bu Avrupa’da özellikle 11 Eylül’den sonra oluşmuş islamofobik havayla ilgili bir durum.”
Mülteci konusu Türkiye'nin ve dünyanın gündemini oluşturmaya devam ederken SETA Araştırmacıları Veysel Kurt, Enes Bayraklı ve Kazım Keskin Avrupa'nın ve Körfez ülkelerinin mülteci politikasını değerlendirdi.