3. Dünya Savaşı ve Nükleer Tehditler

Büyük güç rekabetinin artık yeni bir aşamasında olduğumuz net.

Devamı
3 Dünya Savaşı ve Nükleer Tehditler
Algı ve Gerçeklik Ekseninde Europol Terörizm Durumu ve Trendi Raporu

Algı ve Gerçeklik Ekseninde Europol Terörizm Durumu ve Trendi Raporu

Avrupa Polis Teşkilatı Europol tarafından her yıl yayınlanan Terörizm Durumu ve Trendi Raporu Haziran 2020 itibarıyla yayınlandı.

Devamı

DEAŞ'ın başlangıcı gibi sonu da muamma ve sorularla dolu. Yeni vekalet savaşlarında canlandırılmak üzere DEAŞ şimdilik tasfiye ediliyor.

Türkiye, Fırat’ın doğusuna askeri harekata başladığında terör örgütü YPG/PKK’nın tavrı, TSK ve ÖSO unsurlarının DEAŞ ile mücadelesinin ne zaman ve ne şekilde olacağını gösterecek.

Türkiye ile Almanya’yı, mülteci meselesi, Almanya’daki Türkiye kökenli diaspora, güvenlik iş birliği ve yoğun ekonomik bağlar gibi birbirine yakınlaştıran faktörler bulunsa da iki ülke ilişkilerini tehdit eden önemli riskler de söz konusu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan makalesinde, 'İdlib'e yönelik rejim saldırısı; Türkiye, Avrupa'nın kalanı ve ötesinde ciddi insani ve güvenlik riskleri yaratır.' değerlendirmesinde bulundu.

Tahran Zirvesi Sonrası İdlib

Zirve gerçekleşti fakat İdlib için bir yol haritası çıkmadı. Rusya ve İran masaya bu amaçla oturmadığını zirve boyunca fazlasıyla belli etti.

Devamı
Tahran Zirvesi Sonrası İdlib
İdlib Düğümünü Kim Çözecek

İdlib Düğümünü Kim Çözecek?

Rusya ve Türkiye arasında ise İdlib konusunda yüzde yüz bir anlaşma söz konusu değil fakat her iki ülke de İdlib'deki düğümün çözülmesi için kilit bir rol üstleniyor.

Devamı

“Avrupa Birliği’ndeki Fay Hatları: Brexit, Popülizm, Mülteciler ve Ayrılıklar” başlıklı özel sayıda, alanında uzman yazarların yazdığı çarpıcı yazılar yer alıyor.

SETA Ekonomi Araştırmacısı Mevlüt Tatlıyer OHAL’in kaldırılmasının ekonomiye etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

PKK/KCK'nın sözde yöneticilerinin ifadeleri ile uluslararası kuruluş ya da yabancı ülkelerin hazırladığı raporlar, terör örgütünün uyuşturucu ticareti yaptığını net bir şekilde ortaya koyuyor.

Ülkelerine dönemeyen ancak savaşma ve bomba yapma kabiliyeti yüksek DEAŞ'lı teröristler, PYD/PKK tarafından değerlendiriliyor.

ABD meşru bir yol ve diplomatik bir çözüm bulmak yerine, terörist bir örgütle mücadele ederken diğer bir terörist örgütü desteklemeyi tercih etti.

Soçi zirvesinde alınan kararların çatışmasızlık durumu üzerinde temellendiği görülüyor. Başka bir deyişle, çatışmasızlık artık verili bir durum olarak ele alınıyor.

PKK ve ABD, DEAŞ sorununu çözmekten ziyade Suriye’nin başka noktalarına ve daha da vahimi diğer ülkelere ihraç etti. Teröristlerin silahlarıyla ayrılmalarına izin vermeleri, PKK’lı kaçakçıların DEAŞ’ı sınır dışına kaçırması PKK ile DEAŞ arasındaki terör kardeşliğini ve ABD’nin artık çuvala sığmayan teröre destek suçunu göstermeye yeter.

Başta ABD olmak üzere pek çok aktör, mücadelede önceliğin DEAŞ’ı yenmek olması gerektiğini ileri sürerek DEAŞ’ı var eden temel sebepleri ve örgütün Suriye ile Irak’ta gücünü pekiştirdiği elverişli zemini göz ardı etti.

Röportaj: Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Insight Turkey Dergisi Editörü Prof. Muhittin Ataman: "Körfez ülkeleri ciddi bir şekilde ABD ve İngiltere'ye bağımlı hareket ediyor. Sadece siyaset alanı değil, ekonomi ve eğitim alanı da bu iki ülkenin kontrolünde... ABD yönetimi ve Bin Selman elbirliğiyle bölgeyi bir bilinmeze sürüklüyor"

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran DEAŞ’ın yükselişi ve çöküşü hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Uzmanlar Deaş'ın toprak kontrolünün bitmesinin bu örgütün bitişi anlamına gelmediği konusunda hemfikir. Mesele, topraklarını, çok sayıda militanını ve önde gelen 120 liderini kaybeden Deaş'ın geleceğinin ne olacağı

Irak ve Suriye’de Musul ve Rakka’nın neredeyse tamamen yıkılması, PKK gibi terör örgütlerinin ırkçı projelerini sahneye koyma çabaları, demografik depremler, merkezi otoritenin zayıflığı, aşırı silahlanma, milis grupların iktidarı gibi sebepler DEAŞ’ı saha hakimiyeti olmayan bir terör örgütü olarak canlı tutacak.

Bağdat ve İran’ın Süleymaniye merkezli aktörlere Barzani karşısında destek vermeyi sürdüreceğini öngörebiliriz. Barzani yönetimi bir taraftan Bağdat’la krizi yönetmeye çalışırken, diğer taraftan iç siyasi aktörlerin baskılarını omuzlamak zorunda kalacaktır. ABD ise bütün bu süreçlerde İran destekli Kürt aktörlerin IKBY siyaseti içindeki belirleyiciliğini engellemek için hamleler yapacaktır.