5 Soru: Avrupa Birliği ve İngiltere Arasında Aşı Savaşı

AB ve İngiltere’de aşılama faaliyetleri ne durumda? AB ve İngiltere arasındaki aşı savaşı nasıl başladı? Tarafların yaklaşımı nasıl değerlendirilebilir? Aşı savaşının arka planında ne var? Bundan sonra ne olabilir?

Devamı
5 Soru Avrupa Birliği ve İngiltere Arasında Aşı Savaşı
İhracatta Yeni Rekorları Kovalamalıyız

İhracatta Yeni Rekorları Kovalamalıyız

Olası salgın tedbirleri önümüzdeki aylarda iç talebi baskılayabilir. Bu nedenle gözler dış ticaret verilerinde. Martta ihracat 18.98 milyar dolara ulaşarak yüzleri güldürdü. İhracatta yeni rekorlar kovalamalıyız

Devamı

Ukrayna'da süreci dikkatle izlemek lazım.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Türkiye - AB ilişkilerinin geleceği üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Türkiye - AB ilişkilerini ve uluslararası siyaseti değerlendirdi.

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, ABD - Rusya ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

En Uzun Seçim Maratonu

Siyasi hayatımızın belki de en uzun seçim dönemine girdik.

Devamı
En Uzun Seçim Maratonu
5 Soru Avrupa Birliği nde Yaşanan Aşı Krizi

5 Soru: Avrupa Birliği’nde Yaşanan Aşı Krizi

Avrupa’da koronavirüs (Kovid-19) salgınının bilançosu nedir ve aşılama süreci ne aşamadadır? Aşılama sürecine dair AB içinde yaşanan sorunlar neler? Üye ülkelerin aşı tedarik sorununa yönelik tutumları ne? Avrupa Birliği “aşı milliyetçiliğine” doğru mu sürükleniyor? Avrupa’da yaşanan aşı krizi ve “aşı milliyetçiliği” suçlamaları ne anlama geliyor?

Devamı

ABD doğal olarak Çin ile artık kaçınılmaz hale gelen hegemonya mücadelesini kendisine avantaj yaratacak şartlar altında vermek istiyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 56. sayısı çıktı.

Küresel ekonomide gelişmekte olan ülkelere yatırım iştahı azaldı. Türkiye’nin iki alternatifi var: İçeride dolarizasyonu tersine çevirmek ve doğrudan yabancı yatırım çekmek

Mesele, Türkiye'nin AB'ye hazır olup olmadığı değil. Tam tersi. İster coğrafya, ister nüfus, ister din deyin fark etmiyor. AB siyasetçileri "Türkiyeli bir AB'yi" tahayyül etme cesareti gösteremiyor.

Küresel koronavirüs salgını ile birlikte hızlanan, uluslararası düzenin köklü bir değişim geçireceğine dair tartışma bugünlerde daha belirgin bir hal almış durumda. Geride bıraktığımız hafta, Amerikan Dışişleri Bakanı Blinken ve Savunma Bakanı Austin'in Asya ziyaretleri bu tartışmanın ne kadar canlı olduğunu gösteren çarpıcı örneklerle dolu.

Bugün Türkiye söz konusu olduğunda birçok Avrupa ülkesi, AB perspektifinden değil kendi ülkesinin Türkiye ile olan ilişkileri üzerinden değerlendirme yapıyor. Doksanlı yıllarda değiliz. AB ülkelerinin kafasında bile artık AB imajı ciddi bir sarsıntı yaşadı. O nedenle AB'nin stratejik karar alma kapasitesi yok denecek kadar az. Türkiye'yi cezalandırma hevesi ise köhne bir hayal.

AB kanadı bir defa daha Türkiye ile ilişkileri samimi bir şekilde ele almayı ve ilişkileri daha olumlu ve gerçekçi bir zemine oturtma kararını öteledi.

AB-Türkiye arasındaki gerilimlerin kamuoyuna yansıtıldığı gibi Türkiye'nin insan hakları, demokrasi ve özgürlük gibi sözde Avrupa değerleri olduğu iddia edilen değerlerinden uzaklaşması nedeniyle değil reel siyasetteki çıkar çatışmaları sebebiyledir.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Türkiye - AB ilişkilerini ve NATO'nun geleceğini değerlendirdi.

SETA Brüksel Koordinatörü Talha Köse, ABD - Rusya ilişkileri özelinde küresel siyaseti değerlendirdi.

Macron, Le Pen ile yarışında 'İslam, Türkiye ve Erdoğan' tehdidi ile yol alma eğiliminde. Bu eğilim hiç de yeni değil. Brexit'ten bu yana Avrupalı siyasetçiler, seçmenlerini Türkiye ile korkutuyor.

Uluslararası yapılar son dönemde siyasi olarak çalkantılı bir dönemden geçiyor. Pek çok sorunun kriz haline geldiği günümüzde barışın tesisi ve ekonomik entegrasyon amaçlarıyla kurulan AB'nin kriz çözme becerisi de bu süreçte ciddi sınavdan geçiyor.

2016’da AB ve Türkiye 18 Mart AB-Türkiye Mutabakatı’nı imzaladı. Türkiye de 20 Mart itibarıyla sığınmacıları geri alma sözü verdi. Bu anlaşma düzensiz göçleri engelledi ve Ege denizindeki ölümleri dramatik bir şekilde azalttı.