Son dönemde enflasyon ve büyüme arasında görece daha dengeli bir duruşa ve daha konvansiyonel bir politika setine doğru evirilen iktisat politikaları, 31 Mart sonrası da yakın markajda olacak.
Devamı
SETA Ekonomi Araştırmacısı Deniz İstikbal, A Para ekranlarında yayınlanan Analiz programında, Türkiye ekonomisinde son zamanlarda yaşanan gelişmeler ve gelecek perspektifi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Küresel bir dalga olarak salgın sonrası fiyatlar artış eğilimine girdi ve pek çok ülke süreçten etkilendi. Üretimde problemler meydana gelirken girdi maliyetleri eski dönemlere kıyasla çok fazla artış gösterdi. Mevcut fiyat baskısının hafiflemesi için enerji ve gıdada yaşanılan krizin son bulması gerekiyor. En önemli çözüm yolu olarak ise devletlerin hane halklarına verdikleri destekleri artırmaları ve üretimi daha planlı hale getirmeleri olabilir.
Son iki yılda küresel gıda fiyatları yüzde 45'e yakın oranda artış gösterdi. Ukrayna savaşı da fiyat artışlarını daha hızlı hale getirdi. Şubat ayında yüzde 3.9 oranında artan küresel gıda fiyatları son on bir yılın en yüksek aylık artışını yakaladı.
Savaş, tarım ürün fiyatlarını ve gıda arz güvenliğini negatif etkiliyor. Son bir haftada buğday ve mısır fiyatlarında meydana gelen yüzde 15'lik artış buna bir örnek. Rusya'ya karşı uygulanan yaptırımlar önemli bir tedarikçinin piyasaya ulaşımını kısıtlayabilir. Üretimin düşmesiyle ortaya çıkabilecek yeni fiyat artışları ülkelere daha fazla zarar verebilir.
Amerika beklenenden hızlı toparlansa da henüz işgücü piyasası salgın öncesi rakamlara geri dönmedi. Ortalama reel ücretlerdeki yıllık büyüme hızı son altı aydır negatif
Son bir yılda dünya genelinde kahve yüzde 79, pamuk yüzde 65, şeker yüzde 46, buğday yüzde 43, mısır yüzde 42, arpa yüzde 35, tahıl yüzde 31, et yüzde 22 ve süt yüzde 13 artış göstererek global enflasyonu ciddi oranda etkiledi. Yaşanılan çip krizi ise araç fiyatlarını yukarıya taşıdı. Farklı sektörlerde birleşen belirsizlik, arz sorunu ve güvensizlik küresel enflasyonun temel bileşenleri olarak ortaya çıkıyor. Az gelişmiş ülkelerde aşırı yoksulluk seviyesinin altına düşen milyonların küresel enflasyondan ciddi oranda etkilenmesi kaçınılmaz. Temel yaşam ürünlerine ulaşımın daha da zorlaşması küresel salgının etkilerini daha uzun yıllara yayabilir. Sonuç itibariyle 2008 finans krizinin etkileriyle kıyaslanabilecek bir süreçten geçen küresel ekonomi enflasyon sorunuyla karşı karşıya. Ancak hükümetler pandemi koşulları ve iklim krizi nedeniyle gerekli önlemleri zamanında alamayabilir. Bu sürecin etkilerinin azaltılması için üretimde istikrarın sağlanması, karbon salınımının kademeli olarak azaltılması ve tedarikteki sorunların kısa, orta ve uzun vadeli önlemlerle çözülmesi gerekiyor.
Devamı
Küresel salgın Kovid-19’la yaşanan arz sıkıntıları, üretim yapmayı hem zorlaştırdı hem de maliyetli hale getirdi. Hal böyle olunca küresel ölçekte enflasyon da tırmanışa geçti. Hatta stagflasyon riski dahi dillendiriliyor
Devamı
İtalya Başbakanı Mario Draghi'nin ifadesi son yıllarda Avrupa siyasetinde yerleşik hale gelen ve Erdoğan karşıtlığı üzerine inşa edilen popülist siyaset tarzının yeni bir tezahürü olarak görülmelidir.
100 yılda bir yaşanacak küresel fırtınanın ortasında attığı adımlarla ekonomide toparlanmayı sağlayan Merkez Bankası, enflasyonu ve finansal istikrarı gözeterek ağustosun ortasında sıkılaşmayı başlattı
Euro/dolar paritesi 2 yıl aradan sonra 1.20’nin üzerini gördü. ABD’deki gelişmeler doları değer kaybına sürüklediği için euro parlıyor. Euro güçlendikçe Avrupa’nın enflasyon hedefini tutturması ve dış ticarette rekabet etmesi zorlaşıyor
Ülkeler virüsün sonbaharda olası bir ikinci dalga yapabileceğini hesaba katarak planlamalarını yapacaklar. İlk dalgadan çıkarılacak derslerle birlikte ‘yeni normal’de ülkeler, bir taraftan halk sağlığını korumaya bir taraftan da ekonomik aktiviteyi canlı tutmaya çalışacaklar
Faizler inip BDDK düzenleme yapsa da bazı bankalar reel sektörü fonlamada gönülsüz davranıyor. TCMB’nin şirketlere daha kolay dokunabileceği alternatif para politikası araçlarını geliştirmeye ihtiyacı var
Finansal göstergeler normale döndü. Risk primi düştü. Belirsizlik bulutlarının dağılmaya başlaması, faiz indiriminin önünü açtı.
SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür, FED’in 25 baz puanlık faiz indiriminin küresel ekonomiye etkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizini yüzde 19.75'ten 16.50'ye indirdi. Enflasyondaki düşüşün TCMB'nin tahmin ettiğinden daha hızlı seviyelerde ilerlemesi, faiz indiriminin önünü açan ana etmen.
Genişletici para politikası ekonomileri düzlüğe çıkarma konusunda belli oranda başarılı oldu. Ancak para politikasına bu derece bel bağlamanın; gelir dağılımını bozmak, küresel borçluluk seviyesini arttırmak ve şirketleri aşırı düşük faize bağımlı hale getirmek gibi yan etkileri oldu. Sonuç olarak, gelişmiş ülkelerin yapısal problemlere çok fazla çözüm üretmeden piyasalara saçtıkları para ekonomik büyüme açısından beklenen etkiyi yaratamadı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan (TCMB) gelen 425 baz puanlık cesur faiz indirimi, piyasalarda şok etkisi yaratmadı. Kur, tahvil faizi ve borsa gibi finansal göstergeler olağan seyrini sürdürdü..
Geçen ay yapılan seçimler sonrasında Avrupa Parlamentosunda oluşan tablo AB’nin yönetiminde etkili olacak kurumların yöneticilerinin belirlenmesi için yapılan güç mücadelesini önceki dönemlere göre çok daha sert hâle getirdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bu hafta gerçekleştirdiği toplantıda beklendiği gibi politika faizinde değişikliğe gitmedi.
Batı'da ekonomik büyümenin zor da olsa kafasını yukarıya kaldırdığı ve işsizliğin düşme eğiliminde olduğu doğru. Ama krize yol açan nedenlerin birçoğuna halen kalıcı çözümler bulunamadı.