5 soruda Türkiye’nin G20 Ajandası

Türkiye, Hangzhou Zirvesi'nde de G20'ye zengin katkı sunmaya hazır...

Devamı
5 soruda Türkiye nin G20 Ajandası
Apple a Kesilen Fatura

Apple’a Kesilen Fatura

Buradaki en temel sıkıntı ise, Apple'a göre söz konusu vergilendirmenin “değerin yaratıldığı yerde” yapılması görüşünden kaynaklanıyor.

Devamı

Türkiye'nin sınırlandırılması isteği 15 Temmuz gecesi milli iradenin Türkiye siyaseti açısından artık gerçek bir aktör olma hüviyetine kavuşması ile bir kez daha akamete uğradı.

Her ne kadar G20 Zirvesi'nin gündemi ekonomi ağırlıklı olsa da son dönemde dünya gündemini meşgul eden konuların en başında güvenlik problemleri ve göç sorunu yer alıyor.

Birkaç gün öncesine kadar gözümüzün içine baka baka ve alay edercesine “demokrasi düşmanı Türk’ten” bahseden Alman medyasında Türkiye yavaş yavaş darbe atlatmış bir ülke olarak anılmaya başladı.

Batı ile Doğu arasındaki siyasi-hukuki düzenin değişmesinin tek yolu güç dengesinin değişmesine bağlıdır. Ancak radikal bir güç değişimi ve güç dengelenmesi uluslararası siyasetin zeminini ciddi anlamda değiştirebilir.

15 Temmuz Sonrası Türkiye-AB İlişkilerinin Geleceği

Artık ilerleme raporlarının, bir “karne” hüviyetinden ziyade Türkiye’deki sivil iradenin ve demokrasinin üstünlüğünü sağlama adına tavsiye niteliğinde bir metin olması gerekmektedir.

Devamı
15 Temmuz Sonrası Türkiye-AB İlişkilerinin Geleceği
15 Temmuz un Ekonomide İzleri Silindi mi

15 Temmuz’un Ekonomide İzleri Silindi mi?

Türkiye ekonomik ve siyasi çıkarları doğrultusunda bölgede farklı alternatifler geliştirebilir.

Devamı

Finansal istikrarı bozucu bir risk ufukta da olsa var. Bu kapsama, pozitif kazanç sevdasıyla riskli alternatiflere yönelme güdüsü hususunu da ekleyeyim.

ABD ile ilişkilerde de Gülen'in iadesi ve PYD ciddi bir gerginlik konusu. Batılı siyasetçilerin ve medyanın darbe girişimine verilen tepki sınavında sınıfta kalması ise yepyeni bir olguyu besliyor.

Avrupa'da medya organları ve siyasetçiler tarafından yayılan spekülasyonların ciddiye alınır bir tarafı olmasa da bu iddiaların Avrupa'da hakim olan Türkiye karşıtlığını kaşımak için kullanıldığı görülüyor.

Son dönemlerde Türkiye, enerjide cesur denilebilecek ve birilerini rahatsız eden adımlar atıyor. “Enerji merkezi” olma hedefinden bahsettiğimizde, bu hedefin ütopik, yani gerçekçi olmadığına dair yapılan eleştirilerin haksızlığı, bugün geldiğimiz noktada ortada.

Avrupalı siyasetçiler her ne kadar Müslümanlarla değil cihatçı ve teröristlerle savaştıklarını söyleseler de, bu söylem ne yerel ne de küresel kamuoyunda yeterince etkili olamadı.

Uluslararası yardım kuruluşlarının tam manasıyla sessiz kaldığı Suriye'de yaşananlar karşısında, Türkiye tüm ülkelere örnek gösterilecek “uluslararası bir sosyal yardım politikası” uyguladı.

Türkiye’nin ABD ve AB’nin teröre desteğini dikkate alarak müstakil oyun planları kurması gerekiyor ki YPG/PKK’ya yönelik son operasyonlar bu yönde atılmış akıllıca adımlardır.

Enes Bayraklı: “Avrupa’da maalesef İslam’ın imajını belirleyen tek şey DAEŞ saldırıları.”

Somali ziyareti, yıllarca Afrika'da istediği gibi tek taraflı bir “kazan” sistemi oluşturanlar için Afrika denklemine hiç beklemedikleri Türkiye'nin dâhil olmasıyla sonuçlandı.

Enes Bayraklı, Türkiye’nin mültecilere yönelik sunduğu teklifin Avrupa’nın elini ciddi anlamda rahatlattığını belirtti.

SETA Genel Koordinatörü Duran, SETA 2015 Avrupa İslamofobi Raporu'nda elde ettikleri bulguların önemine dikkat çekerek, "İslamofobinin bir insanlık suçu olarak kabul edilmesi gerekir." dedi.

Temmuz 2015'te sınır dışı edilen teröristin Avrupa'da serbest bırakılması sıradan bir istihbarat hatası değil. Daha önce İsveç'in şimdi Belçika ve Hollanda'nın paylaştığı bir politikasızlık sorunu.

Terör saldırıları sonrasında, Avrupa ve Türkiye'de ortaya çıkan tablo neden çok farklı? SETA Araştırmacısı Prof. Dr. Sadık Ünay A Haber'e değerlendirdi.