Batı’nın Türkiye Politikasını Kim Belirliyor?

ABD’de, bu ülkenin Türkiye politikasının kendi çıkar ve algıları doğrultusunda belirlenmesi için çalışan lobiler olduğu gibi, Avrupa’da da aynı şekilde çaba gösteren etkili lobiler vardır.

Devamı
Batı nın Türkiye Politikasını Kim Belirliyor
Avrupa Baharının Yükselişi

Avrupa Baharının Yükselişi!

Popülizm yükseliyor. Popülizm günden güne "politik doğruculuk"la hayatiyetini sürdüren merkez siyaseti yutuyor. Siyasetin merkezi dönüşüyor.

Devamı

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı Fransa'da gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Trump oy almak için ırkçılık yaparken, Le Pen ırkçı olduğu için siyaset yapmakta. Bu nedenle Le Pen'in seçilme ihtimali bile Fransa'daki göçmenleri rahatsız etmeye yetmişti.

Türkiye'nin merkezi rolü giderek artıyor, Çin'in, Rusya'nın, ABD'nin küresel sistemdeki rolleri de yeniden tanımlanıyor. Peki ya Avrupa? Avrupa ortada yok!

Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçiminin 23 Nisan'da yapılan ilk turunda beklenildiği gibi hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı ve en çok oyu alan Macron ile Le Pen ikinci tura kaldı.

Kriter Dergisinin Mayıs Sayısı Çıktı

Kriter, 16 Nisan’daki referandumda milletin onayından geçen Anayasa değişikliğiyle devletin Cumhurbaşkanlığı sistemi etrafında nasıl yeniden yapılandırılacağına odaklandı.

Devamı
Kriter Dergisinin Mayıs Sayısı Çıktı
AK Parti Erdoğan ve İslamcıların Tasfiyesi

AK Parti, Erdoğan ve “İslamcıların Tasfiyesi”

AK Parti kuruluşundan itibaren hiçbir zaman kendini "İslamcı" olarak nitelemedi. Ancak 16 yıllık siyasi hayatının her kritik aşamasında "İslamcılık" ile ilişkilendirilmekten de kaçamadı.

Devamı

Batı Türkiye ile ilişkilerinde alıştığı metotlarla sonuç elde edemeyince, tarihsel olarak geriye düşmanlık seçeneği kalıyor. Ancak gelgelelim mevcut çıkarları ve dengeler Türkiye'ye açıktan bir düşmanlık yapmaya da izin vermiyor.

Amerika ve NATO ziyaretleri öncesinde dünyanın yükselmekte olan güçleriyle görüşmeler yapmanın her halükarda sembolik bir değeri vardır.

Türkiye'nin bulunduğu bölgedeki konumu gereği, Türkiye'nin büyümesi ve gücünün görünür olması için dışarıya açılması gerekiyor. Dışarıya açılmanın tek yolu da AB ülkelerinden geçmiyor.

II. Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeninin kurumlarının mevcut krizlerimize çözüm üretmekte başarısız olduğu ortada.

Yurtdışında referandum süresince Avrupa ülkelerinin‚ evet‘ oyu kullanacak Türklere karşı benimsediği ve rasyonel olmayan yaklaşımlar, seçim sonuçlarının açıklanması sonrasında da sürdürülmektedir.

İslamofobi artık retorik düzeyde bir nefret söylemi olma eşiğini çoktan aştı ve Müslümanlara yönelik fiziki saldırılarda kendini gösteren somut bir düşmanlık halini aldı.

Gelinen noktada Avrupa medyasında bitmek bilmeyen "diktatörlük" suçlamaları AB'nin Türkiye üzerinde dönüştürücü bir gücü kalmadığını yeniden ve yeniden göreceği bir düzlemde gidiyor.

AK Parti bir taraftan 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanacak, diğer taraftan uyum yasalarının çıkarılması için çabalayacak. Ancak, iktidar partisi olarak, siyasetin sosyolojisini de göz ardı etmeden kendi dönüşümünü gerçekleştirecek.

Tarafgir, ideolojik ve ön yargılı tutum raporun tamamına hâkim durumdadır.

Batı merkezci, oryantalist zihinleriyle meseleyi analiz etmeye çalışıyorlar ve “evetçilerin gerçeği göremeyen cahiller olduğu” sonucuna varıyorlar.

Türkiye ile AB ilişkileri geçmişi incelendiğinde, AB’nin ve AB üyesi ülkelerin belki de tarihinin hiçbir döneminde bir ülkenin iç siyasetinde bu kadar açık ve militanca bir tavırla pozisyon aldığı görülmemiştir.

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun, AKPM kararı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, AKPM’nin Türkiye kararı üzerine değerlendirmelerde bulundu.