5 Soru: Batı Medyasında 15 Temmuz Darbe Girişimi

Batı medyasında 15 Temmuz Darbe Girişimi ile ilgili öne çıkan temaları başlıca dört ana başlıkta değerlendirebiliriz: odak dağıtma, marjinalleştirme, okuru güncelliğini yitirmiş söylemlere inandırma, açık manipülasyonlar yürütme.

Devamı
5 Soru Batı Medyasında 15 Temmuz Darbe Girişimi
Liselileri Sokağa Çağıran Kim

Liselileri Sokağa Çağıran Kim?

Muhaliflerin liselileri sokağa çağırması, terör olayları etkisiyle yeniden dinamizm kazanan eski Türkiye aktörlerinin, tekrar siyasetin merkezine yerleşmek ve AK Parti iktidarını geriletmek amacına hizmet etmektedir.

Devamı

Almanya'nın bu meseleyi gündeme getiriş biçimi ve zamanlaması, meseleyi bir siyasi manivela olarak kullanmak istediğinin kanıtıdır.

Yıldırım'ın önünde Cumhurbaşkanı ile uyum, ekonomik büyümeyi hızlandırma, kalkınma projelerine önem veren bir koordinasyon oluşturma ve partiyi canlı tutma görevi bulunuyor.

Yıldırım'ın önünde Cumhurbaşkanı ile uyum, ekonomik büyümeyi hızlandırma, kalkınma projelerine önem veren bir koordinasyon oluşturma ve partiyi canlı tutma görevi bulunuyor.

Batı basınında popüler olduğu dönemde Türkiye “modelinin” başarısı dört unsura dayandırılmıştı; demokratikleşme, Batı ile entegrasyon, serbest piyasa kapitalizmine uyum ve ılımlı İslam anlayışı.

Küresel Koşullar Faiz İndirimini İşaret Ediyor

Yüksek faizin de sebep olduğu düşük büyüme oranı, düşük yatırım ve üretim maliyeti ve rekabet gücünün azalması ekonomi için olumsuz göstergelerin oluşmasına neden olmaktadır.

Devamı
Küresel Koşullar Faiz İndirimini İşaret Ediyor
Türkiye ile Almanya yı Rusya Baskısı Yakınlaştırdı

Türkiye ile Almanya’yı Rusya Baskısı Yakınlaştırdı

Burhanettin Duran, Türkiye ile Almanya arasında Rusya’nın baskısı altında olmanın getirdiği bir yakınlaşma olduğuna işaret etti.

Devamı

Laik rejimi koruma iddiaları ile oluşturulan sis perdesi altında bol miktarda banka lisansı tahsis edildi ve siyaset-sermaye ilişkilerinin girdabında finansal denetim ile düzenleme mimarisi çökertildi.

Burhanettin Duran, Amerika ve Avrupa Birliği inisiyatif almadığı sürece Suriye’de bir denklem oluşamayacağını vurguladı.

Mehmet Uğur Ekinci: “Türkiye ile Sırbistan arasındaki ilişkilerin gelişmesi demek; Türkiye’nin, Balkanlar’ın tamamı üzerinde var olan bir bölgesel aktör haline gelmesi demektir.”

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı, SETA, Amerika’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından uzmanların katıldığı bir panel düzenledi. “Rusya’nın Suriye’deki Rolü: Türkiye ve Amerika İçin Önemi” konulu panele katılan konuşmacılara göre, Rusya’nın Suriye’ye askeri katkısı, iç savaşı daha karmaşık bir hale getirdi.

Türkiye’de hukuki anlamda bir sistem değişimi yaşanması ve bu konunun netlik kazanması gerekmektedir.

Türkiye, bir sınır ülkesi olmasına, iç güvenliğine yönelik taşıdığı tehdit potansiyeline ve sınırlarını aşarak gelen 2.5 milyona yakın mülteciye rağmen Suriye krizine askeri araçlarla müdahale etmedi.

Hasan Basri Yalçın: “Türkiye ile iş yapmaya, Rusya’nın da en az Türkiye kadar ihtiyacı var.”

Fahrettin Altun: “Suriyeli mültecilerle ilgili olarak Türkiye eli en güçlü olan ülke çünkü taşın altına en fazla elini sokan ve çok ciddi anlamda elinden gelen bütün imkânları buraya hasreden bir ülke.”

G-20’nin güçlü sanayi ülkeleri, mülteci sorunu, Suriye ve Irak iç savaşları ile bu savaşlar bağlamında bölgede güçlenen terörizm dolayısıyla yaşanan insanlık trajedilerini görmeyip terör örgütlerini yanlış çıkar algıları çerçevesinde bir araç olarak değerlendiren politikalarını sürdürmeleri durumunda uluslararası sistemdeki düzen kurucu pozisyonlarını sürdüremeyeceklerdir.

Burhanettin Duran: “Eğer yakın dönemi dış politika belirleyecekse Türkiye’de, bu Suriye üzerinden olacak.”

Petrol ve doğalgaz ticaretini göz önünde bulundurduğumuzda, Rusya'nın, son dönemde attığı adımların kendisine nasıl bir maliyeti olacağını iyi düşünmesi gerekmektedir.

ANLAYIŞ’ın çiçeği burnunda dönemlerinde “Fransa yeni bir de Gaulle arıyor” başlıklı bir yazım yayımlanmıştı. 2003 yılı sonbaharına tekabül eden o günlerde, orta kuşağa mensup sağcı bir entelektüel olan Nicolas Baverez, “Çöken Fransa” (La France qui tombe) adlı kitabında Fransa’nın kurtuluşu için 1958’deki 5. Cumhuriyet’e benzer köklü bir sistem değişikliği öneriyor ve özellikle iflas eden sosyal devlet politikaları ile devlet sisteminin küresel kapitalizme ve hızla değişen jeopolitik konjonktüre uyum sağlayamamasını kıyasıya eleştiriyordu.

SETA PANEL Oturum Başkanı:     Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya     İTÜ Konuşmacılar:     Prof. Dr. Meliha Altunışık     ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü     Prof. Dr. Mustafa Aydın     TOBB Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü     Doç Dr. Çağrı Erhan     Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Tarih: 2 Şubat 2006 Perşembe Saat: 14.00 - 16.30 Yer: SETA, Ankara