Türkiye ve Rusya, Suriye iç savaşında farklı stratejik önceliklere sahip olsa da hayati iki aktöre dönüşmüş durumda. Geçtiğimiz hafta İstanbul'da Türkiye, Rusya, Fransa ve Almanya arasında gerçekleşen İstanbul zirvesi bunu kanıtlar nitelikte.
Devamı
Almanya’nın AB karşıtı bir çizgiye savrulması bütün Avrupa’nın istikrarsızlığa savrulmasına yol açacaktır. Zira AB çizgisi Almanya’yı geçmişindeki yayılmacı politikalarından uzak tutan en önemli faktördü.
Devamı
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, 'ABD tarafından yönetilen bir ağ üzerinden YPG'ye silah, mühimmat ve militan unsurları gönderiliyor.' dedi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 29. sayısı raflardaki yerini aldı.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, İstanbul’da yapılan dörtlü zirve hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın İstanbul’da gerçekleşen dörtlü zirvenin Türkiye ve uluslararası sistem açısından önemi hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın, İstanbul’da gerçekleşen dörtlü zirve hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Suriye’nin çözümünde ABD’nin pozisyonu hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna düzenlediği operasyon hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun Türkiye’nin ABD’nin Suriye politikasına karşı izlediği strateji hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin, Türkiye, Almanya, Fransa ve Rusya arasında İstanbul’da gerçekleşen dörtlü zirve hakkında değerlendirmede bulundu.
Zirvenin kendisi de anlamlı ancak içeriği de güçlü. Özellikle yedi kritik maddede Türkiye'nin öncelikleri büyük oranda yansıtılmış.
Dörtlü zirve, Türk diplomasisinin Suriye krizinde geldiği etkili konumu özetlemekte. Suriye iç savaşının başından itibaren ABD tarafından yalnız bırakılan Türkiye, 2015'ten sonra Rusya ve İran ile bir yol bulmak durumunda kaldı. Astana süreci ve Soçi Zirvesi Moskova ile birlikte çalışmanın parametreleriydi.
Bu zirve Türkiye'nin örgütlediği, İran ve Amerika'nın dışarıda kaldığı, Avrupa'nın dahil edildiği, Rusya'nın da dengelendiği uluslararası kurumların yerine klasik diplomasi geleneğine dönüşü gösteren bir kırılma noktasıdır.
Türkiye dünyanın gözü önünde Suriye krizinin çözümünü temin edecek köşe taşlarını döşemeye devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde RAND Corporation’dan Türkiye uzmanı Katherine Costello tarafından yazılan “Russia’s Use of Media and Information Operations in Turkey” isimli rapor, Rusya örneği üzerinden hem devletlerin klasik ve yeni medya vasıtasıyla yürüttüğü operasyonel beceriyi gösteriyor hem de günümüzde devletlerin müdahale etme araçlarında ne gibi dönüşümler olduğunu ortaya koyuyor.
Almanya ve Fransa’nın sürece dâhil olmaları Türkiye açısından olumlu bir gelişmedir. Bu sayede Ankara tek başına Moskova’yı dengeleme zorluğundan kurtulmuş oluyor.
Toplantıya Türkiye, Almanya, Fransa ve Rusya'nın devlet/hükümet başkanları katılıyor. Tartışma konuları da belli, Suriye sahasında güncel durum, İdlib mutabakatı, siyasi çözümün parametreleri.
Brexit’e dair Londra’nın önünde iki alternatif var. Ya AB ile yürütülen müzakerelerin bir anlaşmaya varılmadan öngörülen tarihte sona erdirilmesi ya da müzakerelerin oldukça yavaş seyretmesinden ötürü bitiş tarihinin 1,5-2 sene daha uzatılması.
2 Ekim'de İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında her gün yeni bir gelişme yaşanıyor. Ortaya atılan iddialar ve özellikle açıklamalar durumu daha da ilginç hale getiriyor. Peki, Cemal Kaşıkçı neden öldürüldü? Gerçekten bir arbede sonucunda mı öldü yoksa bir hikâye mi yazılıyor? Bu cinayetin sonucu neleri değiştirecek?
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, “Suud’un hırslı veliahdının peşine düştüğü liderlik arzusu ve hayal ettiği bölgesel dizayn meşruiyetini kaybetti” dedi.