Seçimlerin Üç Duygusu

Seçmen gruplarının tercihlerini etkileyen/etkileyecek olan üç duygunun varlığına işaret edebiliriz: Kaygı, öfke ve umut. Farklı seçmen gruplarında değişen yoğunluktaki bu üç duygu birbiriyle bağlantılı.

Devamı
Seçimlerin Üç Duygusu
Seçimlere Endeksli Gerilim Kontrolden Çıkmamalı

Seçimlere Endeksli ‘Gerilim’ Kontrolden Çıkmamalı

Kuşkusuz, Miçotakis hükümetinin Fransa ve ABD ile girdiği savunma ilişkilerini Türkiye ile gerilimi artırmada bir garanti olarak gördüğü söylenebilir.

Devamı

ABD ve AB başta olmak üzere birçok aktörü etkisi altına alan ekonomik resesyon istihdam piyasası üzerinde tehdit oluşturuyor. Enflasyon henüz kontrol altına alınamazken ekonomik büyümenin negatife dönmesi çift taraflı bir krize ülkeleri maruz bırakabilir.

Küresel ticaret resesyon ihtimalinden ciddi anlamda etkilenebilecek potansiyele sahiptir. Türkiye'nin rekabet gücünü ileri teknolojide geliştirmesi mevcut sürecin daha rahat atlatılmasına yardımcı olabilir.

2023 seçimlerinde AK Parti yeni bir sınava tabi tutulacak. İktidardaki yıpranmasını, hatalarını ve yapamadıklarını seçmene anlatmanın yolunu bulmak ve yeni bir güçlü destek almak zorunda.

Türkiye'nin Rusya politikası ideolojik bir zemine değil, milli menfaatlerin rasyonel ve dinamik dengelenmesine dayanıyor.

Orta Asya Devlet Başkanları Dördüncü İstişare Toplantısı

Toplantının 5 üyesinden 3'nün Türk soylu olması, bunlardan 3'ü (Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan) Türk Devletleri Teşkilatı'na üye, birisinin (Türkmenistan) ise gözlemci üye olduğu ve Tacikistan'da da ciddi sayıda Türk nüfusu bulunduğu hususları göz önüne alındığında Türk Dünyası Teşkilatı'nın da örgütsel olarak bu oluşumda aktif katılım sağlamasının faydalı olacağını belirtmek gerekir.

Devamı
Orta Asya Devlet Başkanları Dördüncü İstişare Toplantısı
Küresel Yönetişim ve 14 BRICS Zirvesi

Küresel Yönetişim ve 14. BRICS Zirvesi

Batıya karşı etki kapasitesini artırmak için BRICS, Şangay İşbirliği Örgütü ve Asya Altyapı Yatırım Bankasıyla daha görünür olan Çin'in küresel niyetleri uluslararası iş birliğini daha fazla öne çıkarıyor.

Devamı

NATO, bölgesel savunmacı karakterinden uluslararası krizlerle mücadele edebilecek bir hüviyete ve karaktere bürünmeye başlıyor..

Türkiye, Finlandiya ve İsveç'in üyeliklerine terör örgütleri ile ilgili 'güvenlik endişelerinin karşılanmadığı' gerekçesiyle itiraz ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Madrid'e giderken henüz bu iki ülke yapılan tüm görüşmelere rağmen Türkiye'nin beklediği somut güvenlik kararlarını (teröristlerin iadesi ve ambargoların kaldırılması gibi) almamıştı.

Yunanistan'ın maksimalist hamlelerine ve iddialarına karşı duyarlı olunması zorunluluğunu ortaya çıkarıyor. Bu noktada Doğu Akdeniz'de sergilenen kararlılık ve caydırıcılığın artırılarak Ege'deki eski ve yeni Yunan girişimlerine karşı uygulanması önemli. Geçmişte Ege'de iki ülke arasında bir Lozan dengesi oluşturulmuştu ve Yunanistan bu dengeyi hep kendi lehine bozdu. Dolayısıyla artık ya Lozan dengesinin yeniden tesis edilmesinin ya da Ege'de yeni ve sürdürülebilir bir dengeyi oluşturmanın zamanı geldi görünüyor.

Ankara, Ukrayna krizini ve tetiklediği süreci ittifakın daha güçlü olması için bir fırsat olarak değerlendiriyor. Türkiye'nin güvenlik kaygılarının giderilmesi ittifak içi dayanışma göstergesi olacaktır. Britanya'nın Türkiye'ye savunma sanayisi alanındaki ambargoları kaldırması diğer üyeler tarafından da takip edilmelidir.

Batı medyasında NATO'nun önde gelen ülkelerinin, Türkiye'yi vetosunu kaldırması yönünde 'ikna edeceği' fikri işleniyor. Niinistö ve Andersson'un da Biden'dan Türkiye'yi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ikna etmesini istemiş olması düşünülebilir. Bu yaklaşımlar NATO'nun krizinin çözülmesine katkı sunmaz. Ankara ikna edilmesi gereken başkentler olarak Stockholm ve Helsinki'ye işaret ediyor.

Bir süre önce, Türkiye'nin NATO üyeliği sorgulanmaya başlanmıştı. Türkiye'nin NATO'dan çıkarılmasının teknik olarak mümkün olup olmadığı Avrupa başkentlerinde, FETÖ ve PKK mensuplarının da katıldığı panel ve çalıştaylarda sürekli seslendirildi.

İnsansı yapay zeka, gelişmiş sesli sistemler, uç yapay zeka, dijital gerçeklik, 5G, otonom araçlar, akıllı ev ve şehirler yeni teknolojik dönüşümün birer parçası olarak öne çıkıyor. Türkiye geliştirdiği sanayi ve teknoloji altyapısıyla yeni teknolojik sürece hazırlanmalı.

Türkiye'nin normalleşme politikasının seyri içerde ve dışarda dikkat çekiyor.

Birinci Macron döneminde tatbik edilen İslam karşıtı uygulamalardan hareketle ikinci Macron döneminde önceki kararların devam ettirilmesi ve bunlara yenilerinin eklenmesi bekleniyor. Bu da önümüzdeki süreci Müslüman toplum açısından ne yazık ki karamsar hale getiriyor.

Macaristan tartışması yeniden gösterdi ki, muhalif kesimler adayın belirlenme zamanı konusunda ikiye ayrılmış durumda. Bir kesim, heyecan uyandıracak bir adayın bir an önce belirlenmesini istiyor. Bunu destek alacağı seçmen tabakalarına mesajlarını ulaştırabilmesi için gerekli görüyor. Diğer kesim ise önce ilkelerin, programın ve hatta geçiş sürecinin belirlenmesini daha elzem buluyor. Aday nasıl olsa masadaki genel başkanlar tarafından belirlenecek. Yani muhtemel ortak aday zaten kendisine masada biçilecek elbiseyi giyecek. Bu da bir yöntem, tercih...

Macaristan seçimlerinin sonucu bizdeki muhalefetin sistem- aday çelişkisini yeniden göz önüne getirdi. 6'lı masadaki genel başkanlar iki sistem önerisi getirmek ve buna uygun bir ortak aday bulmak durumundalar. 2023 seçimleri için alternatif bir cumhurbaşkanlığı sistemi önerisi ve sonrası için de güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisi. İkincisi için bir öneri getirdiler ancak yeterli ilgiyi görmedi. Zira seçmen belirsizlik değil netlik ister. Asıl merak edilen nasıl bir cumhurbaşkanlığı sistemi önerecekleri.

Rusya'nın askeri gücünün artık dünya kamuoyunda farklı bir noktaya geldiği malum. Rus ordusunun savaştaki performansı hem insan hakları hem de etkinlik açısından sınıfta kaldı.