Rusya-Ukrayna Krizinden Sonra Dünya’yı Neler Bekliyor?

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile ve bu krizin uluslararası yansımalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Rusya-Ukrayna Krizinden Sonra Dünya yı Neler Bekliyor
Yeni Dönemde KKTC yi Ne Bekliyor

Yeni Dönemde KKTC’yi Ne Bekliyor?

Yeni hükümeti kuran üç partinin de merkez sağ ideolojiye dayandığını ve daha önce birlikte koalisyon hükümetini tecrübe ettiklerini belirtmek gerekiyor.

Devamı

Avrupa'nın geleceğinin şekillenmesinde üç ülkenin kritik rolü var: Rusya, İngiltere ve Türkiye.

Ukrayna krizindeki dengeli politikasını daha önce başlattığı ABD, AB, Körfez, Yunanistan ve İsrail ile normalleşme politikası ile birleştiren Türkiye, Batı ile ilişkilerinde yaşanan stratejik dönüşüme katkı vermeye istekli.

İstanbul müzakerelerinin ateşkes ve barışa giden bir sonuç üretmesi en büyük arzumuz. En zor kararı verecek liderler, kuşkusuz Putin ve Zelenski.

Erdoğan, Putin ve Zelenski'yi bir araya getirerek krizin çözümünde 'lider etkisi' oluşturmayı istiyor. Bunun için Putin'in savaşı durdurma ya da bitirme zamanı geldiğine ikna olması lazım. Zelenski'nin de masaya oturup, masadan çıkanı uygulayabilecek gücü gösterebilmesi gerekli.

Savaşın Seyri Değişiyor

Rusya'nın askeri gücünün artık dünya kamuoyunda farklı bir noktaya geldiği malum. Rus ordusunun savaştaki performansı hem insan hakları hem de etkinlik açısından sınıfta kaldı.

Devamı
Savaşın Seyri Değişiyor
Macaristan Seçimlerinin Ardından Bizdeki Aday Tartışmaları

Macaristan Seçimlerinin Ardından Bizdeki Aday Tartışmaları

Macaristan seçimlerinin sonucu bizdeki muhalefetin sistem- aday çelişkisini yeniden göz önüne getirdi. 6'lı masadaki genel başkanlar iki sistem önerisi getirmek ve buna uygun bir ortak aday bulmak durumundalar. 2023 seçimleri için alternatif bir cumhurbaşkanlığı sistemi önerisi ve sonrası için de güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisi. İkincisi için bir öneri getirdiler ancak yeterli ilgiyi görmedi. Zira seçmen belirsizlik değil netlik ister. Asıl merak edilen nasıl bir cumhurbaşkanlığı sistemi önerecekleri.

Devamı

Macaristan tartışması yeniden gösterdi ki, muhalif kesimler adayın belirlenme zamanı konusunda ikiye ayrılmış durumda. Bir kesim, heyecan uyandıracak bir adayın bir an önce belirlenmesini istiyor. Bunu destek alacağı seçmen tabakalarına mesajlarını ulaştırabilmesi için gerekli görüyor. Diğer kesim ise önce ilkelerin, programın ve hatta geçiş sürecinin belirlenmesini daha elzem buluyor. Aday nasıl olsa masadaki genel başkanlar tarafından belirlenecek. Yani muhtemel ortak aday zaten kendisine masada biçilecek elbiseyi giyecek. Bu da bir yöntem, tercih...

Birinci Macron döneminde tatbik edilen İslam karşıtı uygulamalardan hareketle ikinci Macron döneminde önceki kararların devam ettirilmesi ve bunlara yenilerinin eklenmesi bekleniyor. Bu da önümüzdeki süreci Müslüman toplum açısından ne yazık ki karamsar hale getiriyor.

Türkiye'nin normalleşme politikasının seyri içerde ve dışarda dikkat çekiyor.

İnsansı yapay zeka, gelişmiş sesli sistemler, uç yapay zeka, dijital gerçeklik, 5G, otonom araçlar, akıllı ev ve şehirler yeni teknolojik dönüşümün birer parçası olarak öne çıkıyor. Türkiye geliştirdiği sanayi ve teknoloji altyapısıyla yeni teknolojik sürece hazırlanmalı.

Bir süre önce, Türkiye'nin NATO üyeliği sorgulanmaya başlanmıştı. Türkiye'nin NATO'dan çıkarılmasının teknik olarak mümkün olup olmadığı Avrupa başkentlerinde, FETÖ ve PKK mensuplarının da katıldığı panel ve çalıştaylarda sürekli seslendirildi.

Batı medyasında NATO'nun önde gelen ülkelerinin, Türkiye'yi vetosunu kaldırması yönünde 'ikna edeceği' fikri işleniyor. Niinistö ve Andersson'un da Biden'dan Türkiye'yi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ikna etmesini istemiş olması düşünülebilir. Bu yaklaşımlar NATO'nun krizinin çözülmesine katkı sunmaz. Ankara ikna edilmesi gereken başkentler olarak Stockholm ve Helsinki'ye işaret ediyor.

Ankara, Ukrayna krizini ve tetiklediği süreci ittifakın daha güçlü olması için bir fırsat olarak değerlendiriyor. Türkiye'nin güvenlik kaygılarının giderilmesi ittifak içi dayanışma göstergesi olacaktır. Britanya'nın Türkiye'ye savunma sanayisi alanındaki ambargoları kaldırması diğer üyeler tarafından da takip edilmelidir.

Yunanistan'ın maksimalist hamlelerine ve iddialarına karşı duyarlı olunması zorunluluğunu ortaya çıkarıyor. Bu noktada Doğu Akdeniz'de sergilenen kararlılık ve caydırıcılığın artırılarak Ege'deki eski ve yeni Yunan girişimlerine karşı uygulanması önemli. Geçmişte Ege'de iki ülke arasında bir Lozan dengesi oluşturulmuştu ve Yunanistan bu dengeyi hep kendi lehine bozdu. Dolayısıyla artık ya Lozan dengesinin yeniden tesis edilmesinin ya da Ege'de yeni ve sürdürülebilir bir dengeyi oluşturmanın zamanı geldi görünüyor.

Türkiye, Finlandiya ve İsveç'in üyeliklerine terör örgütleri ile ilgili 'güvenlik endişelerinin karşılanmadığı' gerekçesiyle itiraz ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Madrid'e giderken henüz bu iki ülke yapılan tüm görüşmelere rağmen Türkiye'nin beklediği somut güvenlik kararlarını (teröristlerin iadesi ve ambargoların kaldırılması gibi) almamıştı.

NATO, bölgesel savunmacı karakterinden uluslararası krizlerle mücadele edebilecek bir hüviyete ve karaktere bürünmeye başlıyor..

Batıya karşı etki kapasitesini artırmak için BRICS, Şangay İşbirliği Örgütü ve Asya Altyapı Yatırım Bankasıyla daha görünür olan Çin'in küresel niyetleri uluslararası iş birliğini daha fazla öne çıkarıyor.

Toplantının 5 üyesinden 3'nün Türk soylu olması, bunlardan 3'ü (Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan) Türk Devletleri Teşkilatı'na üye, birisinin (Türkmenistan) ise gözlemci üye olduğu ve Tacikistan'da da ciddi sayıda Türk nüfusu bulunduğu hususları göz önüne alındığında Türk Dünyası Teşkilatı'nın da örgütsel olarak bu oluşumda aktif katılım sağlamasının faydalı olacağını belirtmek gerekir.