"Türkiye'de İnsan Hakları Algısı Mağduriyetten Geliyor"

SETA Araştırmacı'larından Yavuz Güçtürk Türkiye'nin insan haklarına yaklaşımını, sivil toplumun durumunu, devletin insan hakları konusunda geliştirdiği kurumların tavırlarını değerlendirdi.

Devamı

"Gaz-Fren" Tartışmaları ve OVP

Büyümek (dengeli) isteyen bir ekonomiye de fırsat verilmeli ve görünmeyen çıpalar ile ekonomi boğulmamalıdır.

Devamı

SETA tarafından hazırlanan “AK Parti Dönemi Türkiye Ekonomisi” başlıklı rapor, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın da konuşmacı olduğu bir panelle kamuoyuna tanıtıldı.

SETA tarafından hazırlanan “AK Parti Dönemi Türkiye Ekonomisi” başlıklı rapor, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın da konuşmacı olduğu bir panelle kamuoyuna tanıtıldı.

Insight Turkey dergisinin yıllık konferanslarının üçüncüsü, “Türkiye ve AB: Kopuş mu?” başlığıyla ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in katılımıyla Brüksel'de gerçekleştirildi.

Makedonya'daki yerel seçimler şimdilik erken seçim tartışmalarını azalttı. SDSM partisi bu seçimde de ağır yara aldı ve ülkedeki etnik söylemin sandık sonuçlarına halen doğrudan tesir ettiği ortaya çıktı. Yerel idarede etnik mücadelenin ne kadar güçlü olduğunu gösteren bir başka örnek de Başbakan Gruevski'nin, “Kırçova'yı Arnavutluk'a çevirmelerine müsaade etmeyeceğiz, bu sefer bu belediyeyi biz alacağız” ifadesinde açıkça görülüyor. Dolayısıyla pazar günkü seçimlerde, ülkenin yerel sorunlarından çok ulusal siyasetin ön planda tutulduğunu belirtmek abartılı olmayacaktır.

Perspektif: GSYH 2012-IV. Çeyrek Değerlendirmesi

Türkiye ekonomisi, global ekonomik krize rağmen 2009 yılının son çeyreğinden itibaren geçen 13 çeyreklik dönemde büyümesini aralıksız sürdürdü.

Devamı
Perspektif GSYH 2012-IV Çeyrek Değerlendirmesi
AB'nin Suriye Çıkmazı

AB'nin Suriye Çıkmazı

Avrupa Birliği (AB)'nin, Suriye meselesine yaklaşımına bakıldığında, karşımıza ortak tutum sergilemekten aciz bir AB tablosu çıkıyor. Bu tablodaki en büyük ayrışma ise İngiltere ve Fransa ile bu iki ülkenin karşısında konumlanan Almanya arasında yaşanıyor.

Devamı

Yaklaşık 8 ay süren görüşmelerin sonunda Sırbistan ile Kosova, nihayet Cuma günü Brüksel'de anlaşmaya vardı. Görüşmeler AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın ısrarlı arabuluculuğunda yürütülürken, müzakerelerin ancak onuncu turunda mutabakata varıldı. Kosova Başbakanı Haşim Taçi ve Sırbistan Başbakanı Ivica Daçiç anlaşmayı şimdilik prensipte imzalarken, iki ülke liderinin Brüksel dönüşü yaptıkları açıklamalarsa anlaşmanın bir mecburiyet ürünü olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Son görüşmeden önce Sırbistan ve Kosova'nın NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'den garantörlük talep etmesi iki tarafın da karşılıklı güven hususundaki çekincelerine işaret ediyordu. NATO'nun anlaşmanın uygulanmasına garantör olacağını taahhüt etmesi bir anlamda Ashton'ın elini güçlendirdi ve Sırbistan ile Kosova liderleri en sonunda resmi bir belgeye imza atmaya ikna oldu.

Kılıçdaroğlu-Swoboda gerginliğine değinmeden önce CHP'nin uluslararası örgütsel ittifaklara yaklaşımını kısaca hatırlamakta fayda var. 12 Eylül sonrası CHP geleneğini temsil eden partilerden SHP, 1989 yılında Sosyalist Enternasyonal'e tam üye olmuştu. Bu dönemde özellikle Kürt meselesine evrensel bir pencereden bakabilen hareket -ki bugün dahi 15 Mayıs 1990'da kabul edilen bu rapora sıklıkla atıfta bulunulmaktadır- Türkiye solu ile uluslararası trendler arasındaki geleneksel ayrılıkları gidermeyi başarmıştı. CHP ile Sosyalist Enternasyonal arasında ilişkilerin en kötü noktaya gelmesi ise 2007-2008 döneminde ana muhalefetin 27 Nisan sürecine verdiği destekle ortaya çıktı. Bu dönemde partinin Sosyalist Enternasyonal üyeliğinin askıya alınacağına dair haberler kamuoyunda yer buldu ve CHP, Sosyalist Enternasyonal yönetiminde yer almayacağını duyurdu.

Kürt sorunu Türkiye'yi sadece bir iç sorun olarak meşgul etmemiş, yaratmış olduğu görece istikrarsızlaştırıcı etkisiyle küresel ve bölgesel ölçekte bir önem de kazanmıştır. Bugün içinde olduğumuz geçiş sürecinin en önemli nedenleri iç dinamiklerle ilgili olmakla birlikte, bütün resmi görebilmek için bu gelişmenin küresel ve bölgesel dinamiklerine de bakmak gerekmektedir. Suriye'deki durumun bölge ülkeleri arasındaki gerilim hatlarını ısındırdığı ve küresel bir bilek güreşine dönüştüğü bir dönemde, gerilim unsurlarından birinin soğutularak başka gerilim unsurları üzerinde olası bir olumlu etkinin yaratılması gerekmiştir. Bu nedenle de uluslararası arenada etkisi olacak şekilde güvenlik ve istikrar ortamını artırıcı şekilde bir adımın atılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu açıdan bakılınca Türkiye'de iç barışı artıracak şekilde atılan bu adımın dış boyutlarını incelemek gerekmektedir.

İran'da siyasetin alanının giderek daralmasına ve otoriterleşmesine karşılık siyasetin dinamik yapısı ve sürprizleri önümüzdeki seçimlere heyecan katmaktadır.

28 Mayıs'ta Taksim Gezi Parkı'nda belli hassasiyetlerle sempati uyandırarak başlayan barışçıl eylemler, polisin orantısız ve yanlış müdahalesi sonrasında radikal sol grupların militanlığı ve ulusalcılarca asıl sahiplerinden çalındı, Taksim Platformu'nun talepleri listesiyle de sivil vesayet gösterisine dönüştü. Demokrasiler açısından son derece sağlıklı ve meşruluğu su götürmez başlangıç, gelişen momentumdan kargaşa çıkarmak suretiyle Başbakan'ı ve AK Parti'yi zayıflatma, uzak ihtimal de olsa düşürme hareketi devşirmeye çalışanlarca gölgelendi. Barışçıl olmaktan uzaklaşıp vandalizme dönüşen olaylarda, biri polis komiseri ikisi eylemci olmak üzere üç vatandaş hayatını kaybetti, içlerinde ağır yaralılar da olmak üzere onlarca polisle birlikte çok sayıda vatandaş yaralandı, kamu mallarına zarar verildi.

Dini Liderin, Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyindeki temsilcisi olduğu dikkate alındığında Ruhani'nin reformcu bir aday olmaktan çok reformcuların taleplerini de dillendiren ve böylece onların desteğini almayı başarmış ve sistemle çatışmayacak birisi olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Seçimlerin kesin sonucu henüz açıklanmamış olmakla beraber Demokrat Parti (PD) liderliğindeki “İş, Refah ve Bütünleşme İttifakı”na çıkan oyların yüzde 40 civarında kalmış olması ülkede iki dönemdir devam eden Demokrat Parti iktidarının sona ereceği anlamına geliyor.

Hırvatistan bugün itibariyle resmen Avrupa Birliği'nin 28'inci üyesi oldu. Üyeliğin gerek ülkede gerekse Balkanlar'da birtakım siyasi ve ekonomik gelişme ve değişimlere zemin hazırlaması bekleniyor.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Mehmet Özkan, A Haber'de yayınlanan Ajans programında Mısır'da yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

I. Dalga ile diktatörleri sahneden çekilmeye zorlayan Arap İsyanları, II. Dalga ile eski düzeni ve müesses nizamları dönüştürme hedefi güdecek.

Mısır'da ordu, yeni doğmakta olan bir demokrasiyi devirirken, demokratik ülkeler neden bu kadar sessizler?

Türkiye, Kemalist emekli dünyasına ait bir dış politika tercihi işaretini verdiği andan itibaren fazlaca emek harcamadan hızla ilişkilerini düzeltebilir. Bunun anlamı ise başarı değil. Ama bu durum sadece iddiasız ve anlamsız bir aktöre dönüşmek olsa iyiydi; aynı zamanda bölgesel jeopolitikte ciddi bir pozisyon kaybıdır da.

Sermaye giriş ve çıkışlarının istikrarsızlık unsuru olmaması için ülkeye yatırım fonlarının girişi teşvik edilmeli çıkışlar için tedbir alınmalıdır. İFM projesi yabancı sermaye giriş çıkışlarının istikrarsızlık unsuru olmasını engelleyecektir.