Enes Bayraklı, Ukrayna-Rusya arasındaki krizin çözülmemiş bir alan olarak iki ülke arasında kalabileceğini belirtti.
Devamı
Furkan Şenay, Ukrayna zirvesinden ateşkes kararı çıkmasını değerlendirdi.
Devamı
Yeni bir siyasal inşa için kendi içinde vesayet odakları ile mücadele eden Türkiye'nin bölge ülkeleri içindeki statükonun devamından yana tavır izlemesi çelişki olurdu.
Rapor, Bosna-Hersek'teki güncel siyasetin ülkemizde daha iyi anlaşılmasına ve bu ülkeye ilişkin bundan sonra yürütülecek çalışmalara katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Çözüm süreci bütün olumsuzluklara rağmen devam ediyor. Daha önce Türkiye dışına çıkmayı durduran PKK'nın bir kanadı şimdi de silahlı çatışmalara geri dönmekten bahsediyor. Devlet açısından çözüm sürecinin ana hedefi, silahların bırakılmasıydı. Siyasi alan açılarak, silahlı çatışma bitirilecekti. PKK'nın çözüm sürecine eşlik edememesinin birçok nedeni var. Bu nedenlerden birincisi, PKK'nın örgütsel yapısı. Geçtiğimiz 30 yılın sonucunda PKK savaşma alışkanlığına sahip. Silahlı çatışmalara ara verebilme yeteneği ve deneyimine sahip olmakla birlikte, silahlı çatışmayı sona erdirebilme yeteneğine sahip değil. Çünkü çözüm süreci başarıya ulaştığında, örgütteki pozisyonlar ve güç dengelerinin değişmesi gerekecek. Ateşkes döneminde pozisyon veya güç dengesi nadiren değişir. Ancak barış yapılırsa hem kurumsal yapı hem de kişilerin pozisyonu değişmek zorunda. PKK'nın özellikle dağ kadrosu bunu istemiyor. Dağdaki bir komutanın Kürt halkının hayrı için bile olsa, komutanlığı bırakmak işine gelmiyor.
Bugünlerde döne döne şu sorunun cevabını arıyoruz: Çözüm sürecinin neresindeyiz? Çözüm sürecini değerli yahut fonksiyonel gören bütün aktörler, sürecin akamete uğramaması için yoğun bir çaba halindeler. Zira hemen hepsi sürecin zarar gördüğü konusunda hemfikir. Gerek Kürt tarafı gerek hükümet 6-8 Ekim olaylarını ciddi bir kırılma olarak görüyor. Olayların biçimi ve içeriği, her iki taraf açısından da görmezden gelinebilir bir mahiyette değil. Tam da bu nedenle kimileri açısından bu olaylar, çözüm sürecinin sonuna gelindiğinin bir göstergesi.
SETA analisti Mehmet Özkan, Türkiye'nin Filistin'e özellikle insani boyutta destek verdiğini ancak asıl isteğinin İsrail ile Filistin arasında kalıcı ateşkes sağlanması ve mümkünse Gazze ablukanın kaldırılması olduğuna dikkat çekti.
Devamı
Ajans Dergi'ye konuşan SETA Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, İsrail'in Gazze'yi de Batı Şeria gibi kontrol edilebilir bir toprak parçasına çevirmek ve bunu izolasyonla, ablukayla bir nevi Gazze halkına diz çöktürerek yapmak istediğini belirtti.
Devamı
1,5 milyar Müslüman 15 milyon Yahudi'yle (aslında İsrail'le) neden baş edemiyor? Sebebi en başta İsrail'in Müslüman müttefiklerinde arayın.
Filistin direnişi ile İsrail ordusu arasındaki direnişin asimetrik doğası göz önüne alındığında direnişin askeri alanda beklenmeyen bir zafer kazandığı açık. İsrail ise kayıplarını bilinçli bir şekilde sivilleri katlederek perdelemeye çalışıyor.
İslam, Türkiye'nin bölgedeki aktörlerle kurduğu ilişkilerin ve yürüttüğü diplomasinin bir unsuru. Ancak ideolojik değil rasyonel bir unsuru.
İsrail, Amerika'nın Gazze katliamına destek vermiş olması, Sisi'nin darbesini görmezden gelmesi, Suriye'de sessiz kalmasını, Maliki'nin dikta yönetimini seyretmesini yeterli bulmuyor.
Mısır'da Mübarek devrildiğinden beri bölgesel statüko Amerika'nın desteğiyle neo-Mübarekizme' yatırım yapıyor. İsrail meselesinde, Mübarekizmi aratacak yeni bir damar Mısır'da arzı endam ediyor.
Ahmet Davutoğlu'nun şahsında Türkiye, İsrail-Filistin çatışmasının çözülmesi için etkin bir aktör konumundadır. Bunu biz değil; İsrail söylüyor, ABD dışişleri teyit, Filistinli taraflar ise takdir ediyor.
Hamas direnişini mümkün kılan şey nedir ve bunun Mısır'da yaşanan darbe ile ne ilgisi var?
İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği katliamı vahşi ve katlanılması güç olarak niteleyen SETA analisti Taha Özhan, İsrail yaptığı katliam ile ne kazanabileceği sorusuna verecek cevabı olmadığı için, hiçbir zaman bir devlet olamayacağını, maliyetli bir proje olarak bölgede yaşamaya devam edeceğini belirtti.
Ablukanın tüm kısıtlamalarına rağmen Gazzeli gruplar silah envanterini genişletti ve roket menzillerini artırdı. Gazze'nin roket envanteri İsrail'in saldırılarına bahane teşkil etti. Oysa roketlerin zarar verme potansiyelinin çok düşük olduğunu en iyi İsrail bilmekteydi.
İsrail propagandasının ana teması, her şey bir gaz ve toz bulutuydu. Sonra Gazze'den roketler gelmeye başladı şeklinde.
İsrail, Mısır'ın daha önce Hamas'a yönelik askeri operasyon tehdidini de arkasına alarak, Gazze'yi bombalama konusunda daha iştahlı davranmaktadır. Gazze'ye bombardıman sürdüğü müddetçe Hamas'ın İsrail topraklarına günde onlarca roket göndermeye devam edeceği tahmin ediliyor.