CHP Neden Yerli Ve Milli Olamaz?

CHP ne yazık ki yerli de milli de olamaz. Acı ama gerçek. Neden mi?

Devamı
CHP Neden Yerli Ve Milli Olamaz
Yerli-Milli İttifak Ve Afrin Zeytin Dalı Operasyonu

Yerli-Milli İttifak Ve Afrin Zeytin Dalı Operasyonu

Yerli-milli siyaset kökleştikçe CHP ve HDP derin bir krize doğru yol alıyor. CHP’nin geri adım atarak harekâta destek vermesi, milli bir meselede menfi tavrı nedeniyle sadece toplumun bütününde değil kendi tabanında dahi karşılığını yitirme riskiyle karşı karşıya olmasından kaynaklanıyor. HDP ise hala Suriye’nin kuzeyinde bir PKK devleti hayali kuruyor.

Devamı

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Altun, "CHP, Erdoğan karşıtlığını adeta bir kimlik haline getirdi. 'Devletin baskıcı aygıta dönüştüğünü ve Erdoğan'ın baskıcı olduğunu' söylemeye devam etti. Sokak siyasetine bağlı arayışlar sürdü." dedi.

CHP'nin yaşadığı dönüşümün bir göstergesi Kaftancıoğlu. Atatürkçü CHP; bölücü, sosyalist, devrimci, mezhepçi, radikal bir CHP'ye dönüşüyor.

Türkiye çok açık oynuyor. Amacını, derdini net biçimde ortaya koyuyor.

Afrin operasyonu ile içeride de yeni bir döneme adım atacağız.

CHP Nereye Gidiyor?

CHP’de, çok tartışmalı bir isim, İstanbul il başkanı olarak seçildi. İl başkanı olarak seçilen kişinin sosyal medya hesaplarından paylaştığı açıklamalar, eğer başka bir siyasi partinin bırakın il başkanını, sıradan bir üyesi tarafından bile paylaşılsa CHP yeri göğü inletirdi.

Devamı
CHP Nereye Gidiyor
Basın Özgürlüğü Tartışmasının Amacı Ne

Basın Özgürlüğü Tartışmasının Amacı Ne?

Can Dündar'ın Anayasa Mahkemesi marifetiyle salıverilmesi ve sonrasında Almanya'ya kaçması adalete ve Türkiye'nin imajına nasıl hizmet etti acaba?

Devamı

Amacı her ne olursa olsun, Gül’ün post-politik siyaset tercihi milletin iktidarının ve dolayısıyla demokratik siyasetin sınırlandırılması sonucunu doğuracaktır. Öte yandan, bürokratik vesayetin ortadan kalkıp milli iradenin hâkim olduğu demokratik bir siyasi ortamda, post-politik siyasetin seçmende ciddi bir karşılık bulması mümkün değildir.

Kriter Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Fahrettin Altun kaleme aldığı yazıda 28 Şubat yargılamalarını işledi.

Bu cilt AK Parti'nin iktidarı boyunca toplumsal alanda uygulamaya koyduğu politikaların genel bir değerlendirmesini yapmaktadır. Medya ve siyaset, din ve devlet ilişkileri, eğitim ve göç politikaları, toplumsal güç merkezlerinin yeniden inşası gibi başlıklar ele alınan konulardan bazılarıdır. Kitap, kapsamındaki konularda bütünlüklü bir çerçeve sunarak AK Parti dönemindeki “eşitlenme ve çeşitlenme”yi analiz etmek noktasında iddialıdır.

CHP’nin bu sert ve negatif siyaset söylemi 2018 yılının ortalarına kadar sürecektir. Seçim yaklaştığında ise popülist vaatleri içeren daha ılımlı ve pozitif bir siyasal söyleme yönelecektir

Son birkaç haftadır yaşananlardan, Erdoğan karşıtı dizayn siyasetine soyunan çevrelerin, 2019 seçimleri için Kılıçdaroğlu’nu liderlik için değil, operasyonlar için kullanacağı sonucu çıkıyor.

Devlete ve milli iradeye karşı FETÖ ile iş tutmak, PKK'nın uzantısı HDP ile yan yana gelmek, DHKP-C'ye arka çıkmak CHP'nin rutin pratiği olmuştur.

Kriter Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Fahrettin Altun ABD’nin FETÖ, DEAŞ, PKK/PYD, faiz lobisi ve ülke içinde CHP ile yürüttüğü Türkiye’yi köşeye sıkıştırma çabalarını ele aldı.

Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi bu tip iddiaları zaman ayarlı olarak gündeme getiriyor. İddialar FETÖ’cüler tarafından servis edildiği için, Kılıçdaroğlu’nun bu tip söylemleri, FETÖ’nün işine yarayacak şekilde dizayn ediliyor.

CHP'nin 2019'a giderken kullanmayı düşündüğü başlıca sermayelerden biri irtica söylemiydi. Bir başka deyişle CHP, Erdoğan karşıtlığı siyasetini laiklik vurgusu üzerinden yürütmek istiyordu. Laik-dindar dikotomisi CHP için yarayışlı bir malzeme olarak kurgulanmıştı.

SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Altun, "CHP'nin 2019'a giderken elinde irtica söylemi dışında aparatı kalmadı. Kılıçdaroğlu partisinin başına geçerken Baykal'ın uyguladığı bu siyaseti terk edeceğini söylemişti. Şimdi buna geri döndü." dedi.

SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar CHP’nin Türkiye’deki seçmenlerle ilgili yaklaşımını değerlendirdi.

Erken Cumhuriyet döneminden itibaren, devletin ve dolayısıyla iktidarın sahipliğini kendisinde gören çevreler, çerçevesini yine kendilerinin belirlediği “modernleştirici paradigma” etrafında bir “makbul vatandaşlık” tanımı yaptılar. “Modernleştirici paradigma” etrafında oluşturulan “Kemalizm” “biz” ve “öteki” düşüncesi etrafında “dışlayıcı pratiklerin” hâkim olduğu bir kimliğe dayanmaktaydı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın törende "CHP gibi amorf bir partinin Atatürk'ü milletten kaçırmasına müsaade etmeyeceğiz" cümlesi de resmi yaklaşımın ifadesiydi. AK Parti'nin Atatürk'ü "bir ortak değer olarak" sahiplenmesi kimilerince "Atatürkçülük açılımı" ya da "manifestosu" olarak yorumlandı.