Hangisi Daha Somut: Vaatler mi İcraat mı?

Bir pazarlama paketi edasıyla hazırlanmış beyannamedeki yeni seçim dili, Kılıçdaroğlu'nun 2011'den itibaren CHP'yi dönüştürme stratejisinin geldiği yeni bir açılım aşamasını gösteriyor.

Devamı
Hangisi Daha Somut Vaatler mi İcraat mı
Seçim Kampanyaları ve Muhalefetin İktidarla İmtihanı

Seçim Kampanyaları ve Muhalefetin İktidarla İmtihanı

Yeni siyasi şartlar altında muhalefet partilerinin birincil hedefi iktidar olmaktan ziyade, AK Parti iktidarının alanının genişlemesini durdurmak, mümkünse geriletmek ve kurumsallaşmasının önüne geçmek.

Devamı

CHP'li siyaset teknisyenleri AK Parti'nin topluma ve özellikle de yoksul toplum kesimlerine ulaşma teknolojilerini kopyalayarak başarı elde edeceklerini düşündüler.

Kürtlerin talepleri yapılan reformlarla bireysel haklar temelinde büyük ölçüde karşılanırken Kürt milliyetçi aktörlerinin entegrasyonunda bir kriz yaşanmaktadır.

CHP ve HDP'nin beraber yükselmesi zor. Bu durumda CHP gerçek rakibine bir tavır almak zorunda. Halbuki, CHP'nin HDP'nin kendisine rakip olmasını ciddiye aldığına dair hiç bir işaret yok.

Suriye'de krizin başından beri Esed rejimine destek CHP'nin geldiğimiz an itibarıyla Hatay'ın Suriye'ye bağlanması lobicileriyle aynı zeminde buluşması akıllara ziyan bir pozisyon.

Yaşa ki Göresin...

Evren'in en büyük talihsizliği ve belki de ilahi cezası kurduğu düzenin iflasını görecek kadar uzun bir ömre sahip olmasıydı.

Devamı
Yaşa ki Göresin
Kenan Evren ve Darbe Arkadaşları

Kenan Evren ve Darbe Arkadaşları

Mecburiyetten ve imkansızlıktan dolayı darbe karşıtı kesilenlerin yanında bir de darbe yapmak isterken 12 Eylül'ün darbesini yedikleri için darbe karşıtı olanlar var.

Devamı

1950 seçimleri Türkiye ve esasen Orta Doğu demokrasi tarihi açısından bir dönüm noktası olmuştur, zira o güne kadar TBMM'nde gerçekleşenler tek-parti rejiminin bir uzantısı işlevi olarak algılanmakta ve toplumda bir çaressizlik hissini uyandırmaktaydı.

Türkiye değişti ve geleneksel anlamda askeri darbe ve müdahaleler için zemin kalmadı. Fakat darbeden medet uman ulusal ve uluslararası güçler için müdahale ihtiyacı devam ediyor. Hem de artarak...

Bölgenin oluşmakta olan yeni yapısı dikkate alındığında, Türkiye'nin Haziran seçimlerinden sonra dış politikada karşı karşıya olacağı birçok meydan okumadan bahsetmek mümkün.

Muhafazakârların 'kemalist devlet'i eleştirmek için Kemalizm'in sol ve postmodern eleştirilerinden faydalanması bu işbirliğinin entelektüel zeminini de oluşturdu.

Bu mecraların örneğin HDP'ye oy istemesi, bize Türkiye halkının neden HDP'ye oy vermemesi gerektiğini anlatıyor.

Siyasi alanda olup biten çelişki ve sorunlara mercek tutarak, ahlaki bir söylem geliştirerek, sandıktan uzak durmak, olup bitenlerin siyasi doğasını anlamamak demek.

Seçimin ana dinamiği AK Parti'nin aktörlüğünün ve muktedirliğinin geleceğini oylamaktır. İşte bu sebeple, seçimin getireceği parlamento kompozisyonu ne olursa olsun elit hesaplaşmasının süreceği senaryolar öngörmek durumundayız.

Çok değil bundan daha iki yıl önce Rabia meydanında bir günde 1000'e yakın demokrasi yanlısını dünyanın gözü önünde katlettiren ve bugün Mısır'ı bir mafya devleti gibi yöneten Sisi Almanya Başbakanı Merkel ve Cumhurbaşkanı Gauck tarafından meşru bir lider gibi karşılandı.

Bu tarihsel bloğa kimliğini ve rengini veren asıl dinamik, pratikte AK Parti karşıtlığı gibi gözükse de, esasında daha derinlerde yerleşik olan demokrasi, siyaset ve halk karşıtlığıdır.

8 Haziran tarihi itibariyle Türkiye siyasetinde bir kilitlenme yaşandığı açık. Koalisyon fetişizmiyle bu kilitlenmeyi görmezden gelmek, mevcut duruma güzelleme yapmak doğru değil.

HDP, artık dindar Kürtlerin de oy verebileceği bir parti noktasına gelmiştir. Dindar Kürtleri de içine alan bu yükselen Kürt milliyetçiliği hem Türkiye'nin hem de AK Parti'nin en önemli sorunudur.

Türkiye'deki kimlik gruplarının sürekli mücadele halinde olmasının çoklu sebepleri var. Öncelikli nedenlerden biri, her grubun siyasal elitleri, mücadeleyi devam ettirme eğiliminde.

Muhalefetin eli zorda... Mevcut durum, AK Parti'nin taşıdığı iktidar sorumluluğunun bir muhalefet partisi tarafından paylaşılmasını gerektiriyor.