Dış Politikada "Taraf Olmamak"

İç ve dış politika arasındaki ayrım silikleştiğinden seçim ortamında AK Parti'nin Suriye ve Irak politikaları siyasi kutuplaşmanın konusu haline geliyor.

Devamı
Dış Politikada quot Taraf Olmamak quot
HDP Neyin Diyeti

HDP Neyin Diyeti?

Son bir kaç haftadır, laik kesimlerin ilgisini çeken, sol-liberal kesimleri ise bir kez daha heyecanlandıran Demirtaş görüntüsünün neyi, kimi ve ne kadar sahih temsil ettiği önemli bir sorun.

Devamı

2009 Davos sonrası Batı başkentlerinde ortaya çıkan ve içeride yeniden üretilen otoriterlik söylemi bir yönüyle Türkiye'yi tedip etme gayreti. Aktör olmanın pişmanlığını ikrar ettirme çabası...

Sderot tepelerinde Gazze katliamını seyreden güruhun arasına karışmadık bir türlü. Oysa, çok eski değil, daha 1990'larda, nasıl da umutlanmış ve mesafe de almıştık. Bir şey yapmamayı beceremedik!

‘Muhalif olmak' hiçbir şey değilse, ciddi bir iştir. Entelektüel bir faaliyettir. Belli bir düzeyde maddi bilgiye sahip olmanın yanında, asgari düzeyde kavramsallaştırma ve soyutlama yeteneğine sahip olmayı icbar eder.

Türkiye'de siyaset mühendisliği yıllarca bir paranoya mühendisliği olarak işledi. Üretilen paranoyalar da siyasal alanı vesayet altına aldı, siyasal özneler çoğu kez rasyonalitelerini bu paranoyalara teslim etti.

İhsanoğlu, Demirtaş ve Siyaset Krizi

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri, ileride “mühendislik ve siyaset arasındaki fark” anlatılmak istendiğinde en fazla başvurulan örneklerden biri olacak.

Devamı
İhsanoğlu Demirtaş ve Siyaset Krizi
Hazin Son

Hazin Son

Felsefi bir derinliğe ve soyutlama kabiliyetine ihtiyaç duymaksızın, sadece modern Türkiye tarihinde davaların ‘ne işe yaradığını' anlayacak basiretleri olsaydı, iş bu denli raydan çıkmazdı.

Devamı

İhsanoğlu, toplumsal rızaya neye karşı olduğu, neyin değişmesine müsaade etmeyeceği, ne tür korku ve tehditlerin Türkiye'yi beklediği gibi bilindik eski anlatıya vurgu yaparak talip oluyor.

Her iki aday da kendi millet tanımlarının, Erdoğan'ın muhafazakâr- demokrat milletinin kapsayıcılığına ulaşamayacağını gördüğünden, seçim kampanyalarını "taraflı" ve kutuplaştırıcı olarak suçladıkları Erdoğan'a karşıtlık üzerine kurmuş durumdalar.

Gülen hareketi ya tekrar Türkiye merkezli hale gelecek ve sivilleşecek ya da yarı mistik -radikal bir cemaat olarak kamu vicdanında mahkûm edilecek.

İslam, Türkiye'nin bölgedeki aktörlerle kurduğu ilişkilerin ve yürüttüğü diplomasinin bir unsuru. Ancak ideolojik değil rasyonel bir unsuru.

2014 Türkiye'sinde, özellikle de İslami camiada, en zor bulunacak şey İran taraftarlarıyken, Gülen Grubu binlercesini bulmuş ve devletin kılcal damarlarına yerleştirmiş görünüyor.

Cumhuriyet'in kurucu ideolojisine olan mesafelerine göre siyasal yelpazede konumlanan iki Türkiye tahayyülünün değişim ve statüko temelinde giriştiği bu mücadele Cumhurbaşkanlığı seçiminin de temel dinamiğini teşkil ediyor.

“One Minute” olayı ve İsrail'in Mavi Marmara Katliamı sonrasında Cemaat, dünyaya açık ve net bir mesaj verdi: “AK Parti, İsrail'le çatışırsa bizim yerimiz İsrail'in yanıdır. Zira, İsrail'le çatışmak, Batı'yla çatışmak ve Ortadoğululaşmak anlamına gelir.”

SETA analisti Fahrettin Altun, Gülen Hareketi'nin ulusal ve uluslararası alanda İslamofobinin alanını genişlettiğini, ayrıca Gülen Hareketi'nin bürokrasideki faaliyetleri dolayısıyla radikal laiklik politikalarını savunanlara çok geniş bir meşruiyet alanı oluşturduğunu belirtti.

Muhalefetin elinden, bağımlısı olduğu Erdoğan karşıtlığı sermayesini alacak politikalar ve söylemler üretilmek zorunda. Geldiğimiz noktada galiba iktidar, muhalefetinin kemalinden de sorumludur.

Analizde, Türkiye'de cumhurbaşkanlığı makamının demokratikleşme süreci derinlemesine incelenip, 12. cumhurbaşkanlığına aday olan siyasi aktörler özelinde, cumhurbaşkanlığı makamının değişen anlamı da ele alınmaktadır.

SETA İstanbul Toplum ve Kültür Araştırmaları Direktörü Medaim Yanık, ‘Cemaat' ya da ‘Ergenekon' gibi yapıların ortaya çıkmasının asıl nedeninin Cumhuriyet'in kurgulanmasıyla beraber oluşan ve ideolojik hale gelen Kemalizm olduğunu belirtti.

SETA analisti Medaim Yanık, CHP'nin oy kitlesini genişletmek için değişmek ve dindarlıkla daha barışık bir çizgi içinde olmak zorunda olduğuna değinerek, aksi takdirde ulusalcıların söylemi üzerinden kurgulanan bir CHP'nin geleceğinin olmadığını savundu.

Siyasal yöntem olarak Erdoğan'ın kurucu siyasetinin temelinde, Erbakan'ın izlemiş olduğu “naif” siyasetin ötesinde, kendi değerlerine yönelik saldırılar karşısında daha etkili, ancak geniş toplumsal kesimleri bu mücadeleye ortak eden bir siyaset vardır.