Tayvan Yeni Ukrayna mı Olacak?

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Asya-Pasifik bölgesinde Tayvan merkezli yaşanan ABD-Çin gerilimi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Tayvan Yeni Ukrayna mı Olacak
Uzmanlar Cevaplıyor Avrupa Siyasi Topluluğu Fırsatlar ve Sınırlılıklar

Uzmanlar Cevaplıyor: Avrupa Siyasi Topluluğu | Fırsatlar ve Sınırlılıklar

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, AST adlı ve AB üyesi olmayan devletleri de kapsayan bir yapıyı gündeme getirmişti. Peki AST fikrinin amacı nedir? Bu öneri gerçekçi midir? Toplululuğun kurulması halinde AB’nin topluluğun parçası olacak diğer devletlerle ilişkisi nasıl şekillenir? Uzmanlar bu soruları SETA için yanıtladı.

Devamı

Küresel ödemelerde dominyonu güçlü bir yapıda olan dolara rağmen pek çok ülke yerel paraların kullanımı için adımlar atmaktadır.

Türkiye'ye iş birliklerini çeşitlendirme ve uzun vadede rekabet noktasında avantaj kazandırabilecek iki önemli kaynağı da genç ve dinamik insan kaynağı ile stratejik konumudur. Bu iki avantajı fırsata dönüştürmenin yolu da yeni potansiyellerin sıkı takibi, karşılıklı faydaya dayanan ikili iyi ilişkiler, yeni teknolojilerde sağlanacak üstünlük, inovasyon, girişimcilik kültürü ve Ar-Ge'ye yatırım gibi yerinde adımlardır.

ABD başkanlarının geleneksel olarak iktidara geldikten sonraki bir yıl içinde yayınladığı ulusal güvenlik stratejisi belgeleri yönetimin dış politika stratejisi hakkında önemli bir fikir verir. Kongre’nin 1986’dan beri kanuni olarak zorunlu kıldığı dokümanı Biden yönetimi bir yıla yakın bir gecikmeyle ekim ayında açıkladı.

Türkiye, Asya, Avrupa ve Afrika'nın kritik kesişim noktasında yeni bir yüksek teknoloji, orta ve üst teknoloji merkezi olarak konumlanabilir. Yüksek teknoloji üretim merkezine dönüşebilir. Bu noktada da blokzinciri gibi yeni teknolojilerdeki stratejik avantajın iyi değerlendirilmesi önemlidir.

Doların Hegemonyası ve Çin Yuanı

2021’de 45 trilyon dolarlık hacmiyle neredeyse küresel ekonominin yüzde 50’sini oluşturan dış ticaret birçok ülkeyi ekonomik kalkınmada diğerlerine kıyasla öne geçirdi. Çin, Güney Kore ve Japonya gibi aktörleri Batılı ülkelerle aynı lige çıkaran da dış ticaret merkezli (ihracat odaklı) kalkınma girişimleri oldu.

Devamı
Doların Hegemonyası ve Çin Yuanı
2023 Seçimleri ve Ekonomi

2023 Seçimleri ve Ekonomi

Güçlü kurumsal yapılar, artan teknoloji yatırımları ve yeni başarılı girişimleri, girişimci kültürü, sağlam ve güçlü altyapısı, Avrupa ile yakın ticari bağları ve 100 milyona doğru yaklaşan nüfusu ile Türkiye, önümüzdeki on yılların yıldızı olabilir.

Devamı

Rusya’nın Ukrayna işgal girişiminin Putin Rusya’sının Batı’yla keskin bir kopuş yaşamasına neden olduğunu gösteriyor. Büyük güçlerin G-20 gibi platformlarda küresel problemlerle mücadele için ortak gündem oluşturması ve özellikle ekonomik çözüm üretmeleri beklenirken birbirleriyle konuşamaz ve sonuç bildirgesi yayınlayamaz duruma gelmeleri bu kopuşun altını çiziyor. Önümüzdeki dönemde Batı’yla Rusya-Çin arasında yeni bir Soğuk Savaş’a doğru mu eviriliyoruz yoksa Hindistan gibi ülkelerin yapmaya çalıştığı tansiyonu düşürme çabaları başarılı olur mu? Bu sorunun cevabını vermek kolay değil ancak Ukrayna’daki savaşın akıbetinin her halükârda belirleyici rol oynayacağı kesin.

Çin’in Şi Jinping döneminde takip ettiği dış politikada bir değişim söz konusu mu? Çin’in Suudi Arabistan-İran ara buluculuğu nasıl yorumlanmalı? Çin devlet başkanının Moskova ziyareti, Çin ve Rusya arasında Batı’ya karşı bir ittifakın kurulacağının bir işareti mi? Yeni bir dünya düzeninin oluştuğundan söz edebilir mi?

Rusya'nın geçen yıl Ukrayna'ya başlattığı müdahaleden sonra ABD'nin baskısı nedeniyle başlayan yaptırımlardan en fazla kayba uğrayan Avrupa ülkesinin Almanya olduğunu unutmamak lazım. Bu nedenle Çin, Tayvan'a askeri müdahalede bulunsa bile Almanya, en büyük ticaret ortağı Çin'e karşı kolay kolay yaptırım uygulayamaz.

İngiltere’nin ABD ile sahip olduğu ilişki biçimi dikkate alınırsa Londra’nın Tayvan politikası diğer Avrupa ülkelerine nazaran daha fazla öneme sahip. Bu bağlamda İngiltere’nin Tayvan’a yönelik mevcut politikasına bakıldığında Londra’nın tek Çin politikasına uygun olarak Tayvan’ı müstakil bir devlet olarak tanımadığı ve Çin’in parçası olarak kabul ettiği görülüyor.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Çin gezisinin hemen sonrasında Çin lideri Xi Jinping’e diktatör yakıştırması yapan Biden bu makalenin yazıldığı saatlerde Hindistan lideri Modi’yi en üst düzeyde ağırlamaya hazırlanıyordu. Biden, Kaşıkçı meselesiyle ilgili Muhammed bin Selman’la ilgili ‘parya’ gibi ağır laflar etmiş ancak zirve yapan petrol fiyatları Suudi Arabistan ziyaretini zorunlu kılmıştı. Demokrasi ve insan hakları konusunda yüksek retorik kullanan Biden’ın buna rağmen jeopolitik dengelerin gerektirdiği adımları atması birçok Amerikan başkanının pratiğiyle uyumlu aslında. Demokrasi Zirvesi’ne dahil edilen ülkeler listesi de Amerikan çıkarlarının ve stratejik tercihlerin öncelikli olduğuna başka bir örnek. Biden ‘demokrasilere karşı otokrasilerin mücadelesini’ en önemli mesele olarak gördüğüne ilişkin sözlerini boşa çıkaran tutarsızlıklar, Amerika’nın bu konudaki güvenilirliğine zarar vermekle kalmayıp Çin gibi birçok ülkeyle ilişkilerini pragmatik bir çerçevede götürmesini de zorlaştırıyor.

11-12 Temmuz arasında Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta gerçekleşecek olan NATO zirvesi geçtiğimiz yılki Madrid zirvesi gibi tarihsel bir önem taşıyor. Avrupa güvenlik mimarisi ve uluslararası güvenlik ortamını derinden sarsan Rusya’nın Ukrayna saldırısının ikinci yılında zirvede birçok önemli gündem maddesi bulunuyor. Bu kapsamda NATO’nun aldığı tedbirler, Ukrayna’ya verilen askeri destek ve bu ülkenin gelecekteki muhtemel NATO üyeliğinin yanı sıra İsveç’in üyelik başvurusu ve Türkiye’nin İttifak içindeki rolü gibi hususları konunun uzmanlar cevapladı.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinden Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, Terörle Mücadele Özel Koordinatörü ataması kararının Avrupa’daki PKK yapılanmasına yönelik farkındalık oluşturacağını söyledi.

Litvanya'nın Başkenti Vilnius'ta gerçekleştirilen NATO Zirvesi haftanın öne çıkan gündemiydi. Zirvede alınan kararlar, ikili görüşmeler ve Türkiye'nin ilgi alanında olan hususlar incelemeye değer. Küresel ölçekte rekabet, kriz ve çatışma potansiyelleri dikkate alınırsa NATO'nun Vilnius Zirvesi kapsamlı sonuç raporuyla üye ülkelerin ortak güvenlik çıkarlarını 'asgari müşterekte' buluşturdu.

Amerikan basınına yansıyan haberle göre ABD’yle Suudi Arabistan arasında İsrail’i tanıma konusunda anlaşmaya varıldı. Detaylarının önümüzdeki 9 ila 12 ay arasında belirleneceği ifade edilen anlaşmayla Suudi Arabistan’ın İsrail’le normalleşmesi karşılığında Amerikan güvenlik garantileri ve sivil nükleer kapasite geliştirme konusunda destek alacağı belirtiliyor. Filistin konusunda İsrail tarafından tavizler verilmesini öngören anlaşmanın iki devletli bir çözüme gidişe yardım etmesi de öngörülüyor. Suudi Arabistan’ın Çin’le askeri ilişki geliştirmemesi beklentisini de içeren anlaşma gerçekleştiği takdirde İsrail’le Arap dünyası arasındaki ilişkiler tamamen yeni bir döneme girecek.

Hindistan’daki G20 zirvesi Biden’ın Çin’in etkisini azaltma çabalarını güçlendirmesine vesile oldu. Biden, Başbakan Modi’nin büyük bir prestij aracı olarak gördüğü zirveye katılarak alttan alta Hindistan’ın Çin’e alternatif olabileceği mesajını verdi. Bu bağlamda zirvede açıklanan yeni ticaret güzergahının Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ne alternatif sunma amacı taşıdığı açıktı. Biden’ın zirveden hemen sonra Vietnam’a uğraması da Çin’in Hint-Pasifik’teki etkisini kırma stratejisine yönelik bir adımdı. Ancak Putin ve Şi’nin zirveye katılmaması ve dahası sonuç bildirgesinin Rusya’yı rahatsız etmeyecek bir dil kullanması Biden’ın işinin hiç de kolay olmadığını bir kez daha gösterdi.

Diplomasinin kalbinin attığı 78. BM Genel Kurulu'nu takip etmek üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın heyeti ile birlikte New York'tayız. BRICS genişlemesi ve G20 Yeni Delhi Zirvesi'nden sonra gerçekleşen Genel Kurul'un teması "Güvenin Yeniden Tesisi ve Küresel Dayanışmanın Yeniden Canlandırılması." Zirveler için çok değerli temalar seçiliyor. Nitekim G20 liderler zirvesinin teması da "Tek Dünya, Tek Aile ve Tek Gelecek"ti. Ancak realite bu süslü kelimelerden çok farklı bir yere gidiyor. ABD, Çin, AB ve Rusya gibi büyük güçler arasındaki rekabet giderek yoğunlaşıyor. Pasifik'teki gerilim artarken Ukrayna'daki savaşın Orta Asya'dan Afrika'ya kadar birçok bölgede yeni çatışmalar getirmesinden korkuluyor. Yükselen güçlerin dahil olduğu yeni rakip projeler gündeme geliyor. Çin'in Yol Kuşak projesine karşı Yeni Delhi'de ilan edilen Hindistan-Ortadoğu-Avrupa ekonomi koridoru (IMEC) gibi.

Dünya siyaseti yeni jeopolitik dönüşümlere sahne oluyor. BM başta olmak üzere uluslararası kurumların güvenlik ve barış üretmekte giderek zayıflaması bütün ülkeleri yeni çözümlere, işbirliklerine ve rekabetlere hazırlıyor.

İsrail dün BM'den 1.1 milyon Filistinlinin 24 saat içinde Gazze'nin güneyine tahliye edilmesini istedi. BM, "böyle bir tahliyenin imkânsız olduğunu ve çok yıkıcı insani sorunlara yol açacağını" söylese de bir haftalık ağır bombardımanın ardından İsrail ordusu, kara harekâtına hazırlanıyor.