Washington, Ortadoğu’yu Moskova’ya mı Bırakıyor?

Moskova'nın bugün geldiği noktanın bölgede "düzen" ya da "eksen" kurabilecek bir yerde olduğu da söylenemez. Zaten böyle bir hedefi de yok.

Devamı
Washington Ortadoğu yu Moskova ya mı Bırakıyor
Allak Bullaklığın Küreselleşmesi

Allak Bullaklığın Küreselleşmesi

Trump'ın hesabı bugüne kadar tutmadı. Yakın dönemde tutacağına ilişkin bir emare de yok.

Devamı

2009 yılında yayın hayatına başlayan Türk Dış Politikası Yıllığı, bu eser ile birlikte sekizinci kitabına ulaştı.

Zirvenin, aktüelleşmiş politik konular yerine, yakın tarihe şekil veren ve önümüzdeki sürece etkileri olabilecek ‘taht oyunlarına’ sahne olduğu bir gerçek.

Avrupalıların Trump ile ilgili korkularının yavaş yavaş gerçeğe dönüştüğü bir dönemde artık yeni dönemin muhtemel ittifaklarından da çokça söz edilmeye başlandı.

İçeriye yatırım çekme isteğimiz mütemadiyen sürerken, sınırların dışına taşma girişimlerimiz de şüphesiz yerinde durmuyor.

ABD-Çin-Kuzey Kore Üçgeni

ABD için Kuzey Kore tehdidi giderek büyüyor, Çin de K.Koreden rahatsız. Ortada ortak bir sıkıntı varken, ABD-Çin arasında bir işbirliği doğar mı diye merakla bekleniyor.

Devamı
ABD-Çin-Kuzey Kore Üçgeni
Post-Liberal Dünyada Yeni Korumacılık Uygulamaları

Post-Liberal Dünyada Yeni Korumacılık Uygulamaları

Terör bahanesiyle Türkiye dahil sekiz ülkenin havayollarının ABD’ye direkt uçuşlarında elektronik cihaz sınırlaması, ekonomik alanda yeni nesil bir korumacılık uygulamasıdır. Bu karar, serbest rekabeti önlemek için alınmıştır ve Amerikan, Alman, Hollanda, Fransız ve İngiliz havayolu şirketlerine haksız rekabet imkanı sağlayacaktır.

Devamı

Trump-Abe görüşmesinin ekonomik sözler kısmında nispeten hafif kaldığını ve bolca geçen “ittifak” kelimesinin daha ziyade bölgesel siyasi ve askeri yansımalarla ilgili durduğunu söylemek gerek.

Trump TPP'yi elinin tersiyle itti. TPP de böylelikle ölmüş oldu zira anlaşmanın devreye girebilmesi için içlerinde ABD ve Japonya'nın da bulunduğu en az 6 ülkenin onayı gerekiyordu.

Onlar, Batılı devletlerin liderlerinin Türkiye'ye ayar verdiği günleri özlüyorlar. Bunun için yanıp tutuşuyorlar.

Trump'ın kafasına koyduğu gibi dağa taşa set çekmesi, esas itibariyle ilişkilere set çekmek anlamına geliyor ki, duvarın getirdiği asıl mana da bence bu…

Bir kez daha altı çizilmesi gereken husus, yeni dönemin kazananlarının istikrarlı ve kararlı politika ortaya koyabilen, güçlü liderliklerle yönetilen ülkeler olacağıdır.

Türkiye'nin tercihini belirleyecek olan şey Suriye'nin toprak bütünlüğü olacaktır. Esedsiz ve tek parça bir Suriye en iyi sonuçtur.

Müesses nizama eleştiriyle gelen Trump, seçim döneminde söyledikleri ile kurduğu kabinenin yaklaşımlarını uzlaştıracak bir yolda yürüyecek.

Genişleme perspektifini kaybeden bir AB, mevcut sınırları ve bütünlüğünü koruma konusunda da zorlanacaktır.

Kampanya döneminde Putin'i güçlü bir lider olarak takdir ettiğini de hatırlayacağımız Trump, Rusya'ya, yaptırımların kaldırılmasına dair de göz kırpmıştı.

TPP anlaşmasının, hesapta ABD'nin yanına hiç de fena olmayan ekonomik karlar bırakacağı projekte edilirken, konunun aslen daha yüce amaçları olduğu da malum.

Trump Kanada'ya bir Meksika gibi saldırmasa da, yeni dönemin bu komşu ekonomi için de çeşitli açılardan iz bırakması muhtemel…

Türkiye üzerindeki etkisinin sınırını bilmeyen, ve istikrarının Türkiye'ninkine ne kadar bağlı olduğunu anlamayan AB siyasetçileri sağ- popülist dalganın kendilerini tasfiyesini seyretme makamındalar.

Amerikan halkı başkanın spesifik politikalara hakim bir teknokrat olmasının ötesinde liderlik vasıfları taşımasını bekliyor.