Mısır'da Eskiye Doğru Yeni Adım: Darbe Anayasası

Mısır'da siyaset, doğrudan askeri bürokrasinin kontrolü altına girdi. Askeri bürokrasinin göstermelik törenlerle yönetimi sivil iktidara devredecek olması bu gerçeği değiştirmeyecek.

Devamı
Mısır'da Eskiye Doğru Yeni Adım Darbe Anayasası
Sizin Çocuklar Başaramadı

Sizin Çocuklar Başaramadı!

Siyasetin riskli ve şeffaf dünyasındaki iradenin gölgesinde, başka vesayet odaklarıyla yapılan mücadeleden kendi adına çocuksu zaferler çıkaracak kadar paralel evrene gömülmüş bir akıl var karşımızda.

Devamı

Nihai hedef, yargıyı prosedürel hukuki sınırlarına geri çekerek, siyasi bir özne olmaktan çıkarmak olmalıdır.

SETA Ankara Genel Koordinatörü Taha Özhan, Ergenekon Davası'nın da içinde olduğu askeri vesayet ve meşru siyaset ilişkisinin ne kıvamda olduğunun ve nereye gideceğinin, söz konusu davalardan ve tahliyelerden daha büyük bir sorun olduğunu belirtti.

SETA Ankara Genel Koordinatörü Taha Özhan, askeri vesayet adına işlenen cürümler bir tarafta dururken, farklı bir hukuki yorumla serbest kalanların milletin vicdanında ve hafızasında tuttuğu yerin oldukça belirgin olduğuna dikkat çekti.

AB'nin komşularına karşı dayatmacı politikalar yerine işbirliğine yönelik politikalar geliştirmesi önem kazanmaktadır.

Neo-Erke Dönergeci

Ergenekon'un en trajik şekilde ete kemiğe büründüğü Erke Dönergeci'nin, bürokratik bir tenasühle Gülen Grubu'nun vücudunda ‘istihbarat dönergecine' erdiği bir durumla karşı karşıyayız.

Devamı
Neo-Erke Dönergeci
AB'ye Sert Mesaj Verdirme Lobisi

AB'ye Sert Mesaj Verdirme Lobisi

AB'den sert bir açıklama beklentisine girerek dışarıya konuşmak, vaatlerde bulunmak ne bir siyaset biçimidir ne de tartışması yapılan konunun meşruiyetini sağlayabilir.

Devamı

Okula başlamayı ertelemek için sağlık raporu talebi, haftalık ders saatinin 36 saat olması, seçmeli derslerin fazlalığı gibi kanundan kaynaklanmayıp MEB'in yaptığı düzenlemeler, 4+4+4 sisteminin ilk yılında en çok aksayan hususlar olarak ortaya çıktı.

Erdoğan karşıtları Erdoğan'a ilginin sahiciliğini, köklü nedenselliğini ve psikolojisini anlayamıyorlar. Anlamayanlar sadece Ak Parti mitingine gidenlere “cv'siz kişiler” diyenler değil. Sosyalist veya liberal sol kökenli akademisyenler de anlamıyor.

Askeri vesayetin gerilemesine, özgürlükler alanının genişletilmesinden asırlık sorunlara çözüm aranmasına kadar birçok gelişme Türk demokrasisi eğrisinin yükseliş trendini ortaya koymakta.

Uzun yıllar sonra ilk kez 2014'te farklı bir Nevruz'a şahitlik ettik. 2013 Nevruz'u Kürt meselesinde yol ayrımını açık bir şekilde ortaya koymuştu. Kürt meselesi asra yaklaşan arka planının yanında, yakın tarihimizde Kemalizm(ler)in var ettiği ve sürdürdüğü bir sorundu. Bu durum özellikle 1980'lerden 2000'lerin ortasına kadar Kürt meselesinde her açıdan statükonun yerleşmesini sağladı. Sorun neredeyse dokunulmaz haline geldi. Siyaseten müdahale etmenin toplumsal maliyeti yükseldikçe ortaya farklı ‘Kürt meselesi dünyaları' çıktı. PKK, sol-liberal ve Alevi elitler üzerinden ana ekseni Kemalizm mukallitliği olan bir Kürt meselesi dünyası inşa ederken; vesayet rejimi Kürt meselesi üzerinden hem Türk sorununa yatırım yaptı hem de ömrünü neredeyse yirmi yıl uzatmış oldu. Türk ve Kürt Kemalizm'ine oldukça konforlu bir dünya sunan kısır döngüye dur denileceğinin ilk işareti 2009'da Açılım süreciyle geldi. 2009 Açılım sürecinin başardığı en önemli şey Kürt meselesi ile siyasetin ve toplumun açık bir şekilde yüzleşmesini sağlamak oldu.

Felsefi bir derinliğe ve soyutlama kabiliyetine ihtiyaç duymaksızın, sadece modern Türkiye tarihinde davaların ‘ne işe yaradığını' anlayacak basiretleri olsaydı, iş bu denli raydan çıkmazdı.

Bu değişim hızına, frekansına ve tabiatına ayak uyduracak; ‘ne yapılması' gerektiğini ‘nasıl göründüğüne' önceleyecek bir liderlik tercihi makulün yakalanması anlamına gelecektir.

Siyasal yöntem olarak Erdoğan'ın kurucu siyasetinin temelinde, Erbakan'ın izlemiş olduğu “naif” siyasetin ötesinde, kendi değerlerine yönelik saldırılar karşısında daha etkili, ancak geniş toplumsal kesimleri bu mücadeleye ortak eden bir siyaset vardır.

Türkiye'yi bölgesel bir güç olmaktan ziyade küresel bir merkez konumuna taşıma isteği, Davutoğlu'nun bu siyaseti Başbakanlığı döneminde de devam ettireceği öngörülmektedir.

Elitler olarak, yeni Türkiye'ye büyük ölçüde adapte olsalar, cemaatlerinin dirliğinin bozulacağından korkuyorlar. Cemaatlerini yeni Türkiye ile yüzleşmeye ikna etseler, akıbetin ne olacağı konusunda çok endişeliler.

HSYK bu seçimlerle çoğulcu bir yapıya kavuşmuş oldu. Bundan sonra umulan, HSKY'nın herhangi kapalı bir grubun çıkarlarını savunan bir “kurtarılmış bölge” olarak değil, hukuk alanında faaliyet gösteren saygın bir üst kurul gibi işlemesi.

Medya, kendi sektörel ilke ve kurallarını belirleyip özdenetim standartları ve işleyişini oluşturmadıkça, doğan boşluğu medya dışı aktörler dolduracak.

Erdoğan karşıtlığının cazibesinden gözü kamaşan muhalefet, AK Parti'nin Cumhuriyet modernleşmesi ile kurduğu ilişkiyi de doğru okuyamamaktadır.