Erdoğan'ın Fransa Ziyareti Neden Anlamlı?

Türkiye, sırtını dayayabileceği tek bir dış güç olmadığını, ancak realist bir perspektifle iyi ikili ilişkiler geliştirir ve içerideki siyasi istikrarını, güçlü siyasi liderliğini korursa ayakta durabileceğini çok iyi biliyor.

Devamı
Erdoğan'ın Fransa Ziyareti Neden Anlamlı
Avrupa İle Yeni Dönem

Avrupa İle “Yeni Dönem”

Bu yeni dönemde Türkiye, Avrupa ülkeleriyle ekonomi ve güvenlik odaklı iş birliğine yöneliyor ve bu alanlarda kendisiyle iş birliği yapmak isteyen bütün AB ülkeleriyle yakın bir ilişki kurmak istediğini gösteriyor.

Devamı

Vakit geç olmadan Avrupa Konseyi ve insan hakları örgütleri Avusturya'yı izlemeye almalıdır. Zira Avusturya bir turnosol kağıdı gibi batı demokrasilerinin önünde durmaktadır.

İbn Haldun Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Köse, "Bana göre meselenin çözülmesinin tek bir yolu var. Bu da ABD'nin Filistin'e değil de İsrail'e baskı uygulayarak anlaşmaya zorlamasıdır." dedi.

AB İle Tıkanan Süreç Nasıl Aşılır?

Aradan geçen 12 yılda hem Avrupa hem de Türkiye büyük bir dönüşüm geçirdi. Liberal güçlerin hızla eridiği Avrupa'da aşırı sağ akımlar gün geçtikçe güçlendi. Bunun sonucundan Avrupa siyaseti sağa kaydı. Yabancılara, göçmenlere, Müslümanlara ve mülteci yönelik düşmanlık gözle görülür hale geldi.

Devamı
AB İle Tıkanan Süreç Nasıl Aşılır
Avusturya da Yabancı Düşmanı FPÖ nün İktidarı

Avusturya’da Yabancı Düşmanı FPÖ’nün İktidarı

Aşırı sağcı ve ırkçı söylemlere sahip bir partinin Avusturya gibi, “demokrasi” ve “insan hakları” kavramları üzerinden sürekli olarak başka ülkelere ders vermeye çalışan bir ülkede iktidara ortak olması ne anlama geliyor?

Devamı

SETA analistleri, "Türkiye-AB İlişkilerini Rasyonelleştirmek" konulu analiz hazırladı.

Bugün DEAŞ'la mücadele ya da Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak adına PKK'nın faaliyetlerine göz yuman yahut doğrudan PKK'yı silahlandıranların, yarın radikal sol terörün hedefi haline geldiklerine şahit olacağız.

Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı, eski Avrupa Parlamentosu Milletvekili Ozan Ceyhun, SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı ve SETA Strateji Araştırmalar Direktörü Hasan Basri Yalçın'ın konuşmacı olduğu panelin moderatörlüğünü UETD Genel Başkan Yardımcısı Serkan Sezen üstlendi. Etkinlikte, Avrupa'nın geleceği ve bu eksende Türkiye'nin nasıl bir rol üstlenebileceği ele alındı.

Batı, sosyal medya ile ilgili doğrudan kendisini ilgilendiren konularda önlem almaya başlasa da, göreceksiniz Batı dışı toplumlar için yine ikiyüzlülüğünü sürdürecek. Çifte bir standart geliştirerek kendisi için uygun gördüğünü ötekisi için görmemeye devam edecek.

Avusturya, küresel düzlemde İslamofobi Endüstrisinin nasıl çalıştığı ile ilgili çarpıcı bir örnek teşkil etmektedir. Bu mekanizma diğer ülkelerde de ayni şekilde işlemektedir.

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı Avrupa siyasetinde yükselen aşırı sağ hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Avusturya seçimlerinde de muhafazakâr- aşırı sağ partilerin öne çıkması AB'deki içe kapanma eğilimini güçlendiriyor. Ve Türkiye tartışmasının da "sertleşeceğini" gösteriyor.

Aşırı sağın Avusturya'da normalleşmesi bir tehlike olmaktan çıkarak bir realiteye dönüşmüş durumdadır.

Avusturya erken genel seçimi sürecinde öne çıkan siyasal söylemler nelerdir? Avrupa’nın yeni merkez gücü haline gelen aşırı sağın ülkedeki Müslümanlara yönelik politikalar üzerindeki etkisi nedir? Seçim sonuçlarının Avusturya’nın Türkiye ve AB politikalarındaki yansımaları nasıl olacaktır?

Fransa ve Almanya’nın yeni nesil savaş uçağı programını başlatma kararı, gerek Avrupa siyaseti gerekse Avrupa savunması açısından önemli etkiler ve sonuçlar yaratacak nitelikte görülüyor.

Katalan milliyetçiliği yeni bir durum değil. On yıllardır ortada ve canlı. Fakat ulus-üstü siyasal örgütlenmeye olan inanç düştüğü için tekrar harekete geçtiler.

Batı siyasetini bekleyen esas tehlikenin aşırı sağın yükselişini durdurmak isteyen ana akım siyasetçilerin aşırı sağın gündemine teslim olarak aşırı sağcılaşmaları olduğu açıktır.

Bireysel ve dini özgürlüklerin sonuna kadar genişletilmesi taraftarı olan bazı Avrupa ülkeleri iş Müslümanlara gelince savunduklarını iddia ettikleri değerleri çekinmeden çiğnemektedirler.