İşsizlik Ve Güçsüzlük

Dünya emek piyasasını değerlendirirken dünyanın kritik gereksiniminin, insanlara uygun istihdam olanakları sunmak olduğu ortaya çıkıyor. Aksi takdirde pek çok problem, beşeri sermayeyi yıpratmayı sürdürecek.

Devamı
İşsizlik Ve Güçsüzlük
Rapor Başkanlık Sistemlerinde Denge ve Denetleme

Rapor: Başkanlık Sistemlerinde Denge ve Denetleme

Raporda, denge ve denetleme araçlarının başkanlık sistemlerinde nasıl şekillendiği ülke örnekleri bağlamında değerlendirilmektedir.

Devamı

SETA'nın başkanlık sistemlerinde yerel yönetimler raporuna göre, söz konusu sistemin "federalizm getirdiği", "yerel yönetimlerin bağımsız olduğu" ve "tek bir yerel yönetim modeli bulunduğu" algılarının gerçeği yansıtmadığı belirlendi.

Belgelerde adı geçen devlet adamlarını siyasi açıdan zor günlerin beklediği söylenebilir. Adli ve cezai süreçler konusunda bir şey söylemek zor olsa da, siyasi açıdan büyük baskı altında kalacaklar.

Yüksek faizin de sebep olduğu düşük büyüme oranı, düşük yatırım ve üretim maliyeti ve rekabet gücünün azalması ekonomi için olumsuz göstergelerin oluşmasına neden olmaktadır.

Ekonomimizin parlak hedefleri doğrultusunda ilerleyebilmesi için, yetenek havuzumuza çok daha fazla özen göstermemiz ve bu anlamda uzun vadeli ve etkin tedavilere kapı açmamız şart.

Başkanlık Tartışmalarını Önyargılara Teslim Etme(me)k

Türkiye’deki başkanlık sistemine getirilen eleştirilerin bağlamını başkanlık sisteminin ontolojisinden çok dizaynı üzerine odaklamak, hükümet sistemi tartışmalarının önyargılara teslim edilmesini engelleyebilir.

Devamı
Başkanlık Tartışmalarını Önyargılara Teslim Etme me k
Latin Amerika O Kadar da Uzak Değil

Latin Amerika O Kadar da Uzak Değil

Doğu-Güney ve Güneydoğu Asya, Latin Amerika, Sahra-altı Afrika gibi bölgesel havzalar Türkiye’nin hem kamusal hem de özel aktörler üzerinden çok daha görünür olması gereken coğrafyalar.

Devamı

İster psikiyatri/psikoloji alanını, ister mimari alanı, isterse de siyasal sistemlerin karşılıklı incelenmesini ele alalım; hem evrenseli hem de yerele şartlara eş zamanlı dikkate almak zorunluluk gibi görünüyor. Bu sebeple Türkiye tipi başkanlık sistemi arayışı sahici bir mesele.

“Akıllı İktisadi Planlama ve Sanayi Politikaları” Konferansı'nın ikincisi 12-13 Kasım 2015 tarihinde İstanbul'da gerçekleşti.

G-20’nin güçlü sanayi ülkeleri, mülteci sorunu, Suriye ve Irak iç savaşları ile bu savaşlar bağlamında bölgede güçlenen terörizm dolayısıyla yaşanan insanlık trajedilerini görmeyip terör örgütlerini yanlış çıkar algıları çerçevesinde bir araç olarak değerlendiren politikalarını sürdürmeleri durumunda uluslararası sistemdeki düzen kurucu pozisyonlarını sürdüremeyeceklerdir.

2015 yılında dönem başkanlığını yürütecek olan Türkiye ise, G-20 ülkeleri arasında hem sahip olduğu siyasal vizyon hem de büyüyen ekonomisiyle stratejik bir yerde duruyor.

62. Hükümet'in verdiği ilk mesajlardan biri şu oldu: “Ekonomik istikrarın hatırı için, siyasi istikrar da sürecek. Paniğe, mahal de müsaade de yok.”

İsrail'in tam da ilişkileri düzeltmekten bahsettiği günlerde Gazze'ye bir saldırı gerçekleştirmesi, aslında İsrail Devleti'nin iki alışkanlığına işaret etmekte.

Mısır'da ordu, yeni doğmakta olan bir demokrasiyi devirirken, demokratik ülkeler neden bu kadar sessizler?

Türkiye'den Tayland'a, Arjantin'den Şili'ye, Nijerya'dan Pakistan'a hiçbir darbe demokrasi getirmemiştir.

Arjantin'in başkenti Buones Aires'te 1994 yılında gerçekleşen ve İran'ın sorumlu tutulduğu ‘AMIA saldırısı' soruşturmasının yeniden gündeme gelmesi, Latin Amerika-İran ekseninde şekillenen yeni ittifaklara ışık tutması açısından oldukça önem taşıyor.

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Raporu, Komisyon Başkanı Nimet Baş, Prof. Dr. Mithat Sancar ve Avni Özgürel’in katılımlarıyla SETA’da gerçekleştirilen panelde ele alındı.

SETA’da Insight Turkey dergisince düzenlenen “Avrupa Krizi: Türk ve Yunan Perspektifleri” başlıklı özel bir panel gerçekleştirildi.

Araplar ve Türkler, yüzyıllar boyunca Osmanlı egemenliğinin birer unsuru olarak yaşamışlardır ve kültürel ve dini algıları çok büyük ölçüde bu egemenlik altında şekillenmiştir.1920’li yıllara gelindiğinde ise gerek Türkiye Cumhuriyeti gerekse bazı Arap devletlerinin kurucuları bölgedeki siyasi haritaları değiştirmiş ve bu da modern Türkiye’de yeni bir Arap algısının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu makale Arapların gözündeki modern Türkiye’ye bakışın dört temel esasa dayandığını açıklamaktadır; Osmanlı geçmişi-Kemalist döneme ait miras-Soğuk savaş döneminde yaşanan çatışma ve ittifaklar ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin iktidar süreci. Makalede Türkler ve Arapların karşılaştıkları zorlukları artık bir imparatorluğun unsurları olarak değil, farklı milletler olarak çözmeleri gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Antropoloji doktorası yapan bir Perulu'ya ülkesini sorduğumda: ‘Son yüzyılda kazandığımız bir hentbol maçı bile yok!' diye cevap vermişti. Latin Amerika'ya dair müteakiben aktardıkları ise ‘kanayan yaralardan' başka şeyler değildi. ‘Latin Amerika'nın kanayan yaralarını' ister Eduardo Galeano ' dan okuyalım, ister en sevimsiz ekonomi-politik metinlerden inceleyelim, değişmeyen tek şey tüm hikayelerin merkezinde ABD'nin olması. Meksika atasözünde ‘Ahh Meksika! Tanrıya çok uzak, Amerika'ya çok yakın' denmesi boşuna değil. Aynı şekilde bu ‘acıyı' teyit edercesine Reagon'ın, vakt-i zamanında, “San Salvador Houston'a, Houston'ın Washington'a yakınlığından daha yakın. Orta Amerika, ‘Amerikadır'” diyerek güneyi arka-bahçe ilan etmesini unutmak mümkün değil.