Yerliliği Kaybetmenin Tehlikesi

Türkiye'de ne zaman yerlilik, millilik konusu gündeme gelse kritik bir süreçten geçtiğimizi düşünürüm. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yenikapı mitinginde "yerli ve milli 550 milletvekili istiyorum" cümlesi de aynı hissi verdi.

Devamı
Yerliliği Kaybetmenin Tehlikesi
Herkes DAİŞ Sonrasına Hazırlanıyor

Herkes DAİŞ Sonrasına Hazırlanıyor

Esas mesele, Suriye'de Esed'li bir geçiş dönemi olup olmayacağı değil. Yeni Suriye'nin ve yeni Ortadoğu düzeninin kurulmasında masada kimler olacak ve ne alacak?

Devamı

Bölgesel ve küresel algı operasyonu neticesinde, bölgedeki İslami hareketlere güven zedelendi. Bu hareketler halkın gözünde düşürüldü ve halkın bunlara verdiği destekte bir azalma oldu.

Yemen'de Suudi Arabistan müdahalesine nasıl geldik sorusu fazlasıyla sorulacaktır. Bu soruyla birlikte Suudi Arabistan şimdiye kadar nasıl tahammül edip de Yemen'e müdahale etmedi sorusu da oldukça anlamlı.

Pek çokları tarafından mezhep çatışmasına indirgenen ‘İran tehlikesi' esasında Körfez ülkelerinin siyasi ve fiziki varlıklarını etkileyen bir güvenlik sorunu olarak değerlendirilmelidir.

Hanedan içi iktidar kapışması ihtimali S. Arabistan siyasetinin en kritik konusudur. Tahta kimin çıkacağı Kral Abdullah döneminde oluşturulan ve 35 prensten oluşan Biat Konseyi sayesinde şimdilik sorunsuzca belirlenmektedir.

Katar-Mısır Yakınlaşması

Arap isyanları sonrasında halktan yana tavır alan, bölge sorunlarında arabuluculuk yapan ve Mısır'da gerçekleşen askeri darbeyi tanımayan Katar, Suudi Arabistan'ın da baskılarıyla tavır değişikliğine gitmiş görünüyor.

Devamı
Katar-Mısır Yakınlaşması
İslami Hareket ve quot Çölleşme quot

İslami Hareket ve "Çölleşme"

Baskı ortamının dindarlığı kolaydı. Şimdi iktidar ve imtihan, fakirlik ve zenginlik iç içe... İslami hareket kendi İslami iddialarıyla ve pratiğiyle hesaplaşacak.

Devamı

1979 İran Devriminden günümüze ABD ile "büyük şeytan- haydut devlet" ilişkisine sahip olan İran, nükleer müzakereler ve IŞİD ile mücadele sayesinde yepyeni bir açılım yapma imkânı yakaladı.

Bugün Nahda'nın önünde uzun ve ince bir yol bulunuyor. Sistem dışı bırakılmadan, meşru, sorumlu ve yapıcı bir muhalefet partisi örneği sunmak. Bu tür bir siyasetle önümüzdeki dönemde iktidara gelmenin yolunu da hazırlayacaktır.

Özellikle berbat bir tercüme bürosunun ötesinde düşünsel faaliyeti bulunmayan, Batı'da(n) ezberledikleri ve akıllarında kalanları Türkçe aktarmaktan başka bir özelliği olmayan, 28 Şubat'la her türlü tefessühün zirvesine çıkmış kalemlerin ontolojik bir düşmanlık besledikleri bir isim oldu.

Bu geçiş döneminin ürettiği türbülansın ortasında; paniğin ürettiği bu davetin cazibesine katılmayan, kapasite artırımına ve düzenin mimarisine odaklananlar siyaset üretmeye devam edecekler.

2014 Türkiye'sinde, özellikle de İslami camiada, en zor bulunacak şey İran taraftarlarıyken, Gülen Grubu binlercesini bulmuş ve devletin kılcal damarlarına yerleştirmiş görünüyor.

Türkiye'de Kemalist travmadan kurtulamayan entelektüel kesimlerin büyük bir kısmı dış politika diye aslında hala ‘dış ilişkilerden' bahsediyorlar.

Amerika salt mesajlar üzerine yaslanan söylemiyle sadece dış ilişkilerini muhafaza edebilir. Dış politika içinse muhatabını Cezayir'le veya Kuveyt'le karıştırmayacak bir düzeye ihtiyaç var.

Erdoğan, Kemalistlerin yüzleşemediği ve yüzleşemeyeceği sorunları gündemine aldıkça anlamsızlaşıyorlar. Türkiye normalleşme sancıları çekmeye devam ederken, onlar da anlamsızlaşma sancılarıyla meşgul olmaya devam edecekler.

Sisi cumhurbaşkanlığı sırasında idam kararlarını bir pazarlık unsuruna dönüştürmek istiyor. Ama meselenin tek boyutu bu değil. Aynı zamanda idamların gerçekleşmesini ve ağır bir cezanın verilmesini de istiyorlar.

İran veya başka bir ülke, nükleer silahlar veya başka bir konu, daha geniş bir perspektifle ele alınmadığı sürece, bugün sağlanan anlaşmanın üç yıl önce Türkiye'nin gerçekleştirdiği Tahran Anlaşması'nın kaderini yaşamaması için açık bir güvence bulunmamaktadır.