Erdoğan’ın Batı İle “Hayal Kırıklığı”?

Türkiye'de klasik siyasetçilerin Batı'ya bakışı hayranlık ve nefret sarkacında oldu hep. Erdoğan bu ikilemin ötesine gidebilen müstesna bir siyasetçi.

Devamı
Erdoğan ın Batı İle Hayal Kırıklığı
Değişen Hükümet Sistemi mi Rejim mi

Değişen “Hükümet Sistemi” mi “Rejim” mi?

Kuruluşundan itibaren AK Parti'nin Türkiye'yi dönüştürme arzusunda olduğunu biliyoruz. Aslında yaşadıklarımız buna mecbur kaldığını da gösterdi.

Devamı

Yeni boşlukların oluşması tehlikesine rağmen Türkiye "sert gücünü" kullanırken Trump ABD'si ile daha reel bir müzakere, pazarlık yürütebilir.

'ABD'yi yeniden büyük yapma' emelindeki Trumpizm 'popülist' ve 'açık sözlü' karakteri ile Batı demokrasilerinin 'liberal' iddialarının iyice döküldüğü bir dönemi temsil edebilir.

Bu siyasi gidişat geriye kalan HDP'lilere tek bir seçenek sunuyor: PKK'dan kopacak ve Türkiye merkezli siyaset yapacak yeni bir siyasi parti oluşturmak. İspanya örneğinde olduğu gibi.

1 Kasım Seçimleri tek başına iktidar çıkardıysa da siyasetin suları durulmadı. İç ve dış siyasetin gündemindeki bir dizi sorun sebebiyle çok uzun bir yıl yaşadık. İki Kasım arasındaki bir yılın muhasebesini dört başlıkta yapmak mümkün.

Peki Ya Türkiye’nin Geleceği Nerede?

Ortadoğu'nun mezhep çatışmasını realiteyi yok sayan sekülerizm ile değil, yeni bir dini meşruiyet çerçevesi ile aşabilirsiniz.

Devamı
Peki Ya Türkiye nin Geleceği Nerede
Bölgenin Geleceği Sekülerizm mi

Bölgenin Geleceği Sekülerizm mi?

Güncelin sıcak karmaşasında aktörlerin yürümeye çalıştığı uzun yolun sonunda kritik bir soru duruyor: Ortadoğu'nun geleceği nasıl şekillenecek?

Devamı

Erdoğan'ın Batı hâkimiyetindeki uluslararası sistemi eleştirmesi Batı başkentlerinde rahatsızlık yaratıyor. Batı medyası da Erdoğan'ı fazla "rahatsız edici" bularak "ötekileştirmeye" devam ediyor.

ABD’deki başkanlık seçimi döneminde, Washington'daki kurumların çatlakları arasından sızacak bilgilere ve önerilere kulak kesilmek gerekir.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleşmesi sürecini değerlendirdi.

Yıldırım'ın önünde Cumhurbaşkanı ile uyum, ekonomik büyümeyi hızlandırma, kalkınma projelerine önem veren bir koordinasyon oluşturma ve partiyi canlı tutma görevi bulunuyor.

Bölge ülkeleri bağımsız politikalar ürettikçe rahatsız edici bulunuyor ve bir anlamda onlara ayar verilmek isteniyor. S. Arabistan'ın kadın hakları sorunu hatırlanıyor. Türkiye için ise "basın özgürlüğü" sopası sürekli gündemde tutuluyor.

ABD- Suud ilişkilerindeki yapısal ayrışma Obama döneminde yerleşik hal aldı. Bu da Arap isyanlarını yönetemeyen Obama'nın ana ilgisini Ortadoğu'dan çekmesiyle irtibatlı.

Burhanettin Duran Amerika’nın bölge politikası üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Dönem başkanlığını devralan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Zirve açılış konuşması İİT'ye yönelik beklentilerin tercümanı oldu. Hem de İİT'nin "gerçek bir birlik" olması için neler yapılması gerektiğine dair önerilerle dopdolu olarak.

Burhanettin Duran, Türkiye ile Almanya arasında Rusya’nın baskısı altında olmanın getirdiği bir yakınlaşma olduğuna işaret etti.

Suudi Arabistan izlediği yanlış politikalar ve aldığı ihmalkar tavırlar neticesinde iç istikrarın bile tehdit altında kaldığı bir noktaya geldi; potansiyel müttefikleriyle de ayrı düşerek müttefiksiz kaldı.

Muhittin Ataman: “Medeniyet içi çatışma için gerekli bütün şartlar hazırlanmış oldu çünkü Batı doğrudan İslam medeniyetini bir öteki olarak karşına alıp çatışmak isteyince karşısında kimseyi bulamadı.”

Bölgede artan gerginlik, dinsel temelli bir mezhep çatışması değil, İran’ın bölgesel stratejik hırsı ile Suudi Arabistan’ın siyasi korkularına dayalı siyasi bir çatışmadır.