Çözüm Sürecine Ne Oldu?

HDP Kamışlı'dan Afrin'e doğru oluşturulmak istenen "Kürt kuşağı"nın uluslararası PR'ı ve kaba saba Erdoğan karşıtlığı dışında "yerli" bir siyaset üretebilecek mi?

Devamı
Çözüm Sürecine Ne Oldu
Ist Sisi Ein Berliner

Ist Sisi Ein Berliner?*

Çok değil bundan daha iki yıl önce Rabia meydanında bir günde 1000'e yakın demokrasi yanlısını dünyanın gözü önünde katlettiren ve bugün Mısır'ı bir mafya devleti gibi yöneten Sisi Almanya Başbakanı Merkel ve Cumhurbaşkanı Gauck tarafından meşru bir lider gibi karşılandı.

Devamı

Arap Devrimleri ile başlayan bölgesel istikrarsızlığın yeni güvenlik riskleri oluşturması nedeniyle 2013 yılı Türkiye dış politikası açısından gerilimli geçti.

Erdoğan, çözüm sürecini Türkiye'nin demokratikleşme gündeminin doğal uzantısı olarak görmektedir. Meselenin etnik milliyetçilik temelinde değerlendirilmesine karşı çıkmaktadır.

Devrim hareketleri kaybetmediği zaman kazanır; rejimler ise kazanmadığı müddetçe kaybeder. Bu sebepten mevcut durumdan illa meşruiyet anlamında bir sonuç çıkaracaksak, bu İran, Rusya ve kendi var ettikleri radikalizme rağmen muhalefeti bertaraf edemeyen rejimin değil sahipsiz kalan muhalefetin lehine olur.

Ortadoğu bölgesi halklarının önemli bir kısmının siyasete yapılan manipülatif müdahalelerle dışlanmasının oluşturacağı öfke ve radikalizm her geçen gün büyüyecektir.

ABD ve Ä°slami Hareketlerle Ä°liÅŸkiler

Birinci Dünya Savaşı'nın emperyalist ve sömürgeci günahını taşıyan İngiltere ve Fransa'nın aksine ABD büyük bir fırsata sahipti. Wilson Prensipleri'nin getirdiği iyimserlik havası içinde ABD, Batı adına İslam dünyası ile yepyeni bir sayfa açabilirdi.

Devamı
ABD ve Ä°slami Hareketlerle Ä°liÅŸkiler
Türk-Alman İlişkilerinin Rasyonalitesi NATO Dostluk Çıkarlar

Türk-Alman İlişkilerinin Rasyonalitesi: NATO, Dostluk, Çıkarlar?

Merkel hükümetinin, kendisinden önceki Schröder hükümetinden farklı olarak, Türkiye ile eşit ortakların birbirine karşı saygı temeline dayalı dengeli bir ilişki kurmak yönünde hareket etmediği algısı giderek güçleniyor.

Devamı

Bugün Irak ve Suriye üzerinden dönüp dolaşıp geldiğimiz yer 1918 yılından başka bir yer değil. Osmanlı nerede bıraktıysa oradayız.

Yargının, en mahir sihirbazlara taş çıkartırcasına hakikatleri tersyüz eden kararlar alması, Minye'de meydana gelen bir olaydan dolayı 529 kişiye idam cezası vermesi garipsenecek bir durum olmaktan çıkmıştır.

Arap devrimlerinin fitilini ateşleyen yaseminler ülkesi Tunus, geride bıraktığı üç yılın sonunda bugün geldiği konum itibariyle de umut aşılamaktadır. Arap ülkeleri içinde geniş katılımlı bir demokrasi tecrübesini yaşama arzusunu ortaya koyan ilk ülke olma özelliğini taşıması bu umudu haklı çıkarmaktadır.

Insight Turkey Editörü Talip Küçükcan, Suriye'de tarafların hepsinin kaybettiği bir senaryonun hâkim olduğunu, ancak muhalefetin güçlenmesi durumunda Mısır siyasetinin de bundan etkileneceğini belirtti.

Analizde, 25 Ocak devrimiyle birlikte Mısır'da siyasi hayata atılan Selefîlerin devrim öncesi yapıları, fikirleri ve devrim sonrası kurdukları partiler ile siyasi tutum ve görüşleri üzerinde duruluyor.

Bölgenin en önemli iki ülkesi olarak İran ile Türkiye arasında ciddi bir karşılıklı bağımlılık söz konusu. Bu iki ülke olmadan bölgesel istikrarın sağlanması mümkün değil.

Kendi içinde demokratikleşen, vesayet ve müesses nizam ile mücadele veren, darbe mirası kalıntılardan kurtulmaya çalışan bir hükümetin bölge ülkelerindeki benzer toplumsal talepleri ve süreçleri desteklememesi düşünülemez.

Mısır'da yaşananlar sadece bir koltuk mücadelesi değildir. Asıl hedef, Ortadoğu'da dengeleri değiştirecek yeni bölgesel aktörler vasıtasıyla kurulacak olan ittifakların ve oluşumların önünü kesmektir.

Bu darbe; yargı, polis, medya ve sermaye çevrelerinin planladıkları ve bir araya gelmesi mümkün olmayan muhalefet güçlerini harekete geçirerek ordunun önüne koydukları sürecin hitama erdirilmesi faaliyetidir.