IŞİD Misyoner Bir Hareket

SETA analisti Taha Özhan, IŞİD'in İslami bir hareketten ziyade, kendisine verilen görevleri en vahşi şekilde yerine getiren, keskin inançlı misyoner bir hareket olduğu tespitinde bulundu.

Devamı
IŞİD Misyoner Bir Hareket
Analiz 17 Åžubat Devrimi'nden Haftar Darbe GiriÅŸimine Libya Siyaseti

Analiz: 17 Åžubat Devrimi'nden Haftar Darbe GiriÅŸimine Libya Siyaseti

Analiz; röportajlara ve tanıklık edilen olaylara dayanarak Libya'nın tarihsel, siyasi, ekonomik, kültürel ve uluslararası durumu hakkında genel bir çerçeve çiziyor.

Devamı

IŞİD yerel ölçekte Irak ve Suriye Sünni hattında askeri gücü ve çok sert-acımasız taktiklerle mezhep çatışmasının liderliğini elinde tutup, alan hâkimiyetini artırmaya çalışırken, küresel çapta da cihadî hareketin desteğine sahip olmayı arzulamaktadır.

Ortada çırılçıplak bir güç savaşı vardır ve mezhepsel ya da başka türlü aidiyetler bu güç savaşının söylemsel tarafını oluşturmaktadır.

Biat mücadelesi olarak başlayan çekişme kısa sürede yerini tekfir furyasına ve silahlı çatışmaya bırakacaktır.

Muhalefet partileri bu seçime de AK Parti'nin söylemsel ve stratejik hâkimiyeti altında giriyorlar. Zira Erdoğan karşıtlığı söylemi o kadar tüketildi ki muhalefet partileri tersinden bağımlı hale geldiler AK Parti liderliğine.

Bir Ekmeleddin İhsanoğlu Analizi: Lider Değil Yönetici

İhsanoğlu'nun yönetim pratiklerine yansıyan ve kişiliğinin belirleyici unsurlarından biri olarak öne çıkan unsurlardan biri de "küçük reformlarla vaziyet idare etme." Eğer yönetim bilimlerinin kavramları ile ifade edersek, İhsanoğlu lider değil yönetici.

Devamı
Bir Ekmeleddin İhsanoğlu Analizi Lider Değil Yönetici
Küresel Sistemde Türkiye'nin Yeri ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi

Küresel Sistemde Türkiye'nin Yeri ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi

Gerçek hesabın seçim sürecinde Cumhurbaşkanı adayları arasında sahici bir rekabet ortamı oluşturmak değil; Erdoğan karşıtı kesimleri sermaye destekli bir medya girişimi marifetiyle mobilize etmek ve "otoriterleşme" söylemi üzerinden negatif propaganda yapmak olduğunu görmek zor değil.

Devamı

Birinci Dünya Savaşı sonrasının aksine bugün bölgesel güçler Ortadoğu'da yeni düzeni kurma başarısızlığında sorumluluğu küresel güçlere yıkarak kimseyi ikna edemezler.

İç ve dış politika arasındaki ayrım silikleştiğinden seçim ortamında AK Parti'nin Suriye ve Irak politikaları siyasi kutuplaşmanın konusu haline geliyor.

Dış politikada "tarafsızlığı" tartışmak bir seçim dönemi malzemesi olmaktan öte anlamlar taşıyor. Nasıl bir Türkiye ve Ortadoğu tahayyül ettiğimizi seçeceğiz.

Türkiye'nin İsrail eleştirisi bölgedeki diğer ülkelerin sessizliği ile karşılanıyor. İsrail niçin kendini bu kadar cüretkar hissedebiliyor?

Siyasetten umudunu kesenlerin artması aşırı örgütlerin rol çalması için verimli zemin oluşturmaktadır. Ancak bu tür örgütlerin İslam coğrafyasında geniş bir toplumsal karşılığı bulunmamaktadır.

İsrail, Mısır'ın daha önce Hamas'a yönelik askeri operasyon tehdidini de arkasına alarak, Gazze'yi bombalama konusunda daha iştahlı davranmaktadır. Gazze'ye bombardıman sürdüğü müddetçe Hamas'ın İsrail topraklarına günde onlarca roket göndermeye devam edeceği tahmin ediliyor.

Analizde, genel bir tablo çıkarmak amacıyla, Mısır, Tunus, Libya ve Suriye'deki devrimci süreçlerde orduların protestolar karşısında takındığı tavırlar incelendi.

Müslüman topraklara kon-durul-muş bir ülke İsrail. Sömürgeci-yerleşimci bir devlet. Hiçbir kuralı olmayan, çevresi ile bir ilişki kuramayan, diplomasi nedir bilmeyen, geleneksiz, köksüz bir devlet.

Sderot tepelerinde Gazze katliamını seyreden güruhun arasına karışmadık bir türlü. Oysa, çok eski değil, daha 1990'larda, nasıl da umutlanmış ve mesafe de almıştık. Bir şey yapmamayı beceremedik!

Filistin gibi tüm Müslümanların ortak davası olan bir konuda İsrail'i durduracak bir uluslararası kamuoyu yaratamayan topluluğa "İslam dünyası" denilebilir mi?

Erdoğan'ın Gazze'yi sahiplenmeyi "tarihi sorumluluk" olarak nitelemesi duygusal bir açıklamadan öte anlama sahiptir. Kurtuluş Savaşı'na bağlanarak Gazze, Türkiye'nin yeni kimliğinin kurucu unsurlarından biri haline gelmektedir.

Amerikan dünya egemenliğini sonsuza dek tescilleme iddiasıyla, 1990 sonrasında karşımıza çıkan “tarihin sonu” tezinin bir fantaziden ibaret olduğu görülmüştür.

İslam, Türkiye'nin bölgedeki aktörlerle kurduğu ilişkilerin ve yürüttüğü diplomasinin bir unsuru. Ancak ideolojik değil rasyonel bir unsuru.