Almanya’nın İncirlik Takıntısının Arka Planı

İncirlik meselesi, Alman siyaseti ve medyasının Gezi'den itibaren Türkiye'ye karşı adım adım inşa ettiği hasmane tutumunun bir sonucu olarak ilişkilerde ortaya çıkan derin güven bunalımının en son yansımasıdır.

Devamı
Almanya nın İncirlik Takıntısının Arka Planı
Esir Gabriel

Esir Gabriel

Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel iki ülke ilişkilerinin düzelmesi için adım atması gereken taraf Almanya olduğu için Ankara’dan beklediği tavizi alamadan dönmek zorunda kaldı.

Devamı

Almanya Türkiye’ye karşı öylesine sert oynuyor ki, uzlaşıya varmak için boş alan bırakmıyor. Neredeyse her aşama ve her grup Türkiye’ye karşı açık düşmanlık içeren beyanatların parçası oluyor.

Avrupalıların Trump ile ilgili korkularının yavaş yavaş gerçeğe dönüştüğü bir dönemde artık yeni dönemin muhtemel ittifaklarından da çokça söz edilmeye başlandı.

Amerika, kendi kıtasına çekildikçe NATO üyeleri arasındaki sorunların sayısı da artış gösterecektir.

Brexit olsa bile, Macron'un cumhurbaşkanı seçilmesiyle AB içinde Almanya- Fransa liderliğinin devam edeceği söylenebilir.

Alman Yayılmacılığı mı?

Avrupa'nın en güçlü ekonomisi tabii ki bir ordu kurabilir. Ancak böylesi adımlar atması tüm Avrupa siyasetinin dengelerini alt üst etmek anlamına gelir.

Devamı
Alman Yayılmacılığı mı
AB İle İlişkiler Rayına Oturur mu

AB İle İlişkiler Rayına Oturur mu?

AB’nin her şeye rağmen Türkiye için stratejik bir öncelik olduğu aşikar. Sadece Hollanda’nın seçim sürecindeki tavrı bile AB ile ilişkileri koparmaya yetebilirdi; fakat Türkiye ısrarla ilişkiyi sürdürmeyi tercih etti.

Devamı

Trump'ın asıl niyetinin daha ziyade İran'ı çevreleme için Araplarla İsrail'i yakınlaştırma olması kuvvetle muhtemel.

Rusya'nın ABD başkanlık seçimlerine siber yöntemlerle müdahale ettiğine yönelik tartışmalar, KGB’nin uzun yıllardır başvurduğu ‘siyasi sabotajlar’ ile seçim sürecinde tanık olunan ‘siber operasyonlar’ arasında doğrudan bağ kurulmasına neden oldu.

Türkiye ve Amerika, öncelikleri uyuşmasa da Suriye konusunda yeni bir zemin inşa edebilir. Erdoğan'ın ziyareti öncesinde tüm yaşananlar, bu yeni zeminin inşa edilebileceği görüşmeyi hedef almaktadır.

Trump oy almak için ırkçılık yaparken, Le Pen ırkçı olduğu için siyaset yapmakta. Bu nedenle Le Pen'in seçilme ihtimali bile Fransa'daki göçmenleri rahatsız etmeye yetmişti.

Gelinen noktada Avrupa medyasında bitmek bilmeyen "diktatörlük" suçlamaları AB'nin Türkiye üzerinde dönüştürücü bir gücü kalmadığını yeniden ve yeniden göreceği bir düzlemde gidiyor.

Almanya, Türkiye halkının üzerinde birleştiği iki düşmanı (PKK ve FETÖ) Türkiye'ye karşı kullanırken, 15 Temmuz gecesi verilen demokratik direniş yeni Türkiye'nin kimliğinin kurucu harcı oldu.

Avrupa’nın geleceğine yönelik son dönemde aşırı sağ siyaset üzerinden yaşanan tartışmalar, diğer krizlerin sahici şekilde masaya yatırılmasını erteliyor ve her bir kriz diğerlerini derinleştiriyor.

Wilders ve Petry gibi ırkçılar tarafından yönetilen bir Avrupa mı, yoksa Rutte ve Merkel tarafından yönetilen mi?

Türkiye’de yapılacak olan anayasa değişikliği referandumu için Avrupalı gazeteler ve siyasetçiler “hayır kampanyaları” yürütüyorlar.

Batılı ülkelerin, referandum öncesi agresyon derecelerini artırması manidar. Alman devlet televizyonu ARD’nin açıkça hayır kampanyası yapmasını başka tarafa yormak mümkün değil.

Berlin’in Ankara ile ilişkilerinde ekonomik çıkarlarını esas alan bir politikaya yönelmesi ve bu doğrultuda ekonomik ilişkilere zarar verecek gerginliklerden kaçınması gerekirdi.

Avrupa Parlamentosu eski başkanı Martin Schulz Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin başbakan adayı olması Alman siyasetine ve Eylül ayındaki seçimlere epeyce heyecan ve hareketlilik getirdi.

Tüm bu karmaşanın içinde Türkiye gruplaşmaları iyi takip etmeli. Ve kendini bağlamaktan ziyade diğer ülkelerin birbiriyle kamplaşmalarını izlemeyi öncelik haline getirmelidir.