Demokratikleşme ve "Kürdistan Sorunu"

Türkiye siyasetinde demokrasi kelimesini en fazla tüketen ideolojik grup, Kürt milliyetçileridir. Bunun sebebi mücadelelerinin sadece "Kürt" halkının taleplerini gerçekleştirmek için Türkiye devletine muhalefet etmekle kalmaması.

Devamı
Demokratikleşme ve quot Kürdistan Sorunu quot
Doğan Medyasına mı İnanalım Selahattin Demirtaş'a mı

Doğan Medyasına mı İnanalım, Selahattin Demirtaş'a mı

Ah be Selahattin "özyönetim diyorsun, Kürdistan diyorsun, bizi perişan ettin" laflarını da yemezler. Hele ki, Doğan Medyası Selahattin'i "sen PKK'ya hâlâ posta koymadın, bizi yanılttın" diye eleştirerek de üzerindeki yükü hafifletemez.

Devamı

İç ve dış politikadaki tüm sorun alanlarını alt alta yazıp değerlendirdikten sonra dönüp dolaşıp önümüzdeki esaslı reform gündemine geliyoruz. Şartlar ne kadar zor olursa olsun, reform ajandasından gözümüzü ayırmayıp ileriye bakmak durumundayız.

Birkaç yıldır yoğun şekilde yaşanan türbülansın ana sebebini iç siyasetin çekişmelerinde bulanlardan değilim. Aksine elit kavgasını tetikleyen şey, Suriye iç savaşının çok yönlü etkileri oldu. Test edilen şey de "Türkiye merkezli" olma konusudur.

Sanki bir Bektaşi fıkrasına sıkıştık kaldık. Ne siyak kalmış, ne sibak. Lafı yanlış yerinden tutmak muhalefetin normu haline gelmiş.

2016 karar yılı olacak, en çok da Kürt milliyetçileri için.

Libya'da Libyalılar Anlaşsa da Bölgesel Aktörler Anlaşabilecek mi?

Libyalı tarafların anlaşması tek başına ülkedeki krizi çözme yeterliliğine sahip görünmüyor. Aynı zamanda bölgesel aktörlerin de Libya üzerinde asgari müştereklerde buluşması gerekiyor.

Devamı
Libya'da Libyalılar Anlaşsa da Bölgesel Aktörler Anlaşabilecek mi
Türkiye'nin Eskimeyen Gündemi Yeni Anayasa Nerede Kalmıştık

Türkiye'nin Eskimeyen Gündemi Yeni Anayasa: Nerede Kalmıştık

Anayasa Uzlaşma Komisyonu tecrübesi bize hangi yöntemlerle yeni anayasa hazırlanamayacağını göstermiştir.

Devamı

Yeni anayasa tartışmasında kilit öneme sahip bu meselede CHP, MHP ve HDP sandıkta azınlıkta kalmanın bir neticesi olarak parlamenter sistemle devam etmekte kararlı gözüküyor.

Özgürlükçü ve sivil bir anayasa yolunda reform yapılmak istenmesinin; bu noktada irade sergilenmesinin önemine dikkat çeken Nigar Tuğsuz: “Masaya oturan aktörlerin önce legal bir şekilde kendilerini ortaya koymaları gerekiyor. Toplumsal zeminde bir mutabakata; bir toplum sözleşmesine ihtiyaç var.”

Tüm topluma ait olması gereken bu devlet asabiyesi denetlenemez ise, belirli bir grup tarafından ele geçirildiğinde, diğerleri için tehdit hale gelmesi kaçınılmaz.

Burhanettin Duran, HDP’nin, yeni anayasa yolunda nasıl bir rota belirlemesi gerektiğini üzerine değerlendirmelerde bulundu.

1982 anayasasından duyulan memnuniyetsizliğe dikkat çeken Burhanettin Duran, zaman içerisinde geçirdiği tüm değişikliklere rağmen, anayasanın otoriter, bireyi değil devleti önceleyen ruhunun halen özünde durduğunu vurgulayarak “Özgürlükler karşısında konulmuş birçok bubi tuzağının, nasıl önümüze çıktığını defalarca gördük.” dedi.

Yeni anayasa tartışmaları üzerine değerlendirmelerde bulunan Burhanettin Duran: “Uzlaşma için aktörler acaba bir çaba gösterecekler mi? Ben 2019 yılını daha kritik görüyorum. Çok daha ciddi meselelerle yüzleşilen ve bu tip kararların verilebileceği siyasi ortamın, 2019’a uzayabileceği kanaatindeyim.”

Yeni anayasa çalışmaları ve Başkanlık Sistemi üzerine değerlendirmelerde bulunan Fahrettin Altun: “Başkanlık Sistemi’nin en önemli avantajı, kuvvetler ayrılığına en yakın hükümet sistemi modeli olmasıdır.”

Bizim açımızdan başkanlık sistemine muhtemel bir geçişin ekonomideki yansımaları, en çok entegre bir sanayi-teknoloji politikaları setinin ve eğitim-insan kaynakları stratejisinin oluşturulması bağlamında tartışılmalı.

1 Kasım seçimlerinin açık sonuçlarına rağmen Türkiye'nin geleceği üzerindeki mücadele gittikçe demokratik olgunluk çerçevesinin dışına taşıyor. Türkiye'nin ortak menfaatlerini tanımlamada muhalefet sıklıkla ideolojik şerhler koyuyor.

Muhalefet dış politikadaki ‘bataklık’ söyleminden, yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarındaki ‘sultanlık’, ‘otoriterleşme’ söyleminden daha derinlikli ve geniş perspektifli yeni politikalar, teklifler ve projeler üretebilmelidir.

AK Parti TBMM çatısı altında, iyi niyetle CHP'ye merkez partisi muamelesi yapıyor. Oysa ne Kılıçdaroğlu, ne CHP bunu hak ediyor.

Bu analizde Uzlaşma Komisyonu ve Komisyonca kabul edilen 59 maddenin 1 Kasım seçimi sonrasında gu¨ndeme gelen yeni anayasa çalışmalarına katkısı değerlendirilecektir.

Ankara, DAİŞ ile mücadelede yeni ve önemli adımlar atsa da hatta Başbakan Davutoğlu "DAİŞ'i topyekûn biz bitirebiliriz" tonunda bir söyleme geçmiş olsa da uluslararası medyada "DAİŞ'e destek" suçlaması hız kesmiyor.