Bugünlerde ABD yönetiminden sıklıkla “DEAŞ’la mücadeleye yoğunlaşma” çağrıları duyuyoruz. En son Savunma Bakanları Canikli-Mattis görüşmesi sonrasında da buna benzer bir açıklama Pentagon’dan geldi.
Devamı
Almanya'da bulunan yabancı uyruklu darbe suçlularının ülkelerine iade edilmesi yasal bir zorunluluk. Fakat Almanya, darbe sanıklarının Türkiye’ye iadelerini reddettiği gibi, kendi ülkesinde yargılamaya da yanaşmıyor.
Devamı
15 Temmuz 2016’da FETÖ üyeleri tarafından yapılan askeri darbe girişiminin toplum tarafından püskürtülmüş olması 28 Şubat’ta jakoben Kemalistler tarafından zirveye çıkartılan ‘dindar’ karşıtlığını yeterince etkilememiş görünüyor.
Türkiye’nin Afrin konusunda kendi güvenliği açısından bu haklı ve gerekli adımı atarken, ABD karşısında olduğu gibi, Rusya, İran ve Suriye rejimi karşısında da “güven” değil “temkin” içerisinde hareket etmesi gerekiyor.
Can Dündar'ın Anayasa Mahkemesi marifetiyle salıverilmesi ve sonrasında Almanya'ya kaçması adalete ve Türkiye'nin imajına nasıl hizmet etti acaba?
Bahçeli'nin son açıklamaları da 2019'a doğru gidilen süreçte MHP'nin bu tavrını sürdüreceğini gösterirken partinin kırmızı çizgilerini de ortaya koyuyor. Bu durum aynı zamanda 2019'un Yenikapı ruhuna taraf kesimlerle diğerleri arasında geçecek bir yarış olacağını belirtiyor.
AYM kararları yönlendirici kararlardır, ilgili mahkemeye talimat niteliği taşımaz. Esas olan, yerinde yargılama ilkesidir. İlgili mahkeme de bunu esas almış ve söz konusu iki şahsın da tutukluluk hallerinin devamına karar vermiştir.
Devamı
Devlet Bahçeli, Türkiye siyasetinin akışına kritik müdahalelerde bulunan bir siyasetçi.
Devamı
Devlete ve milli iradeye karşı FETÖ ile iş tutmak, PKK'nın uzantısı HDP ile yan yana gelmek, DHKP-C'ye arka çıkmak CHP'nin rutin pratiği olmuştur.
ABD'de Türkiye aleyhine açılan bir davaya FETÖ, CHP, HDP ve bilumum gayrı milli aktör destek oluyorlar.
Türkiye, bu süreci adım adım değerlendiriyor. Bu son derece akılcı bir politika. Öncelikle PYD'nin dışlandığı bir masa kurulmalı. Sonra ise Amerika'nın dahil olacağı bir masa kurulacak. .
Üç ülkeyi "garantör" haline getiren bu uzlaşma Astana Süreci'nin somut bir başarısı... İç-dış muhalefeti ve her etnik-dini grubu kapsaması öngörülen Kongre, yeni anayasa, kurumların yapılandırılması ve adil-özgür seçimler gibi konuları belirleyecek.
Putin'in Esed'le yaptığı görüşme, birlikte verdikleri fotoğraf Esed'in iplerini elinde tuttuğunu gözler önüne serdi. Bu tablo Esed'in Suriye'nin geleceğinde sahip olacağı rolün istim üstünde olduğuna işaret ediyor. Bu tablo bugün bazı İran gazetelerinde Putin'in Esed'i her an denklemden çıkarabileceğine dair yorumlara neden oldu. Bu sebepten dolayı ayaklanmaların başladığı 2011 yılı başından Esed'i bir kırmızı çizgi olarak gören İran'ın, Rusya ile karşı karşıya getirebileceği ihtimali de vurgulanmış.
Soçi zirvesinde alınan kararların çatışmasızlık durumu üzerinde temellendiği görülüyor. Başka bir deyişle, çatışmasızlık artık verili bir durum olarak ele alınıyor.
Almanya Başbakanı Merkel’in, Amerikan Başkanı Trump ile gerçekleştirdiği sayısız başarısız görüşmeden sonra yaptığı “Avrupalılar olarak kendi başımızın çaresine bakmalıyız” açıklamasının ve yeni Fransız Cumhurbaşkanı Macron’un savunma alanında iş birliğinin artırılmasını da kapsayan AB’nin reforme edilmesi yönündeki çağrılarının ardından böyle bir gelişme bekleniyordu.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş Barzani’nin referandumu yok sayan karara uyacaklarını açıklamasının ardından değerlendirmede bulundu.
Afrin’de Rusya’nın desteği olmadan PYD’nin Türkiye destekli ÖSO güçlerine karşı dayanmasının mümkün olmadığını herkes bildiğine göre, Moskova’nın bu örgüte yönelik desteği Ankara’da PKK’ya ve onun Akdeniz’e uzanan bir koridor açmasına destek olarak görülüyor. Bu da Türkiye-Rusya ilişkilerinin daha da yakınlaşmasını engelleyecektir.
Meselenin daha trajik tarafı ise şu: Türkiye bu kadar badire atlatmışken ve geçmişte partilerin kapatılmasının Türkiye’ye çok büyük maliyetleri ortaya çıkmışken, eski Cumhurbaşkanı Necdet Sezer hâlâ parti kapatmalarını savunarak kendisini Fazilet Partisi’nin kapatılması üzerinden savunabiliyor olması.
IKBY’nin yapısı gereği KDP nüfuzunu belli ölçülerde koruyacak. Fakat Mesud Barzani’nin kendisinden sonra KDP’nin başına geçecek diğer bir Barzani’ye bir enkaz devrettiği söylenebilir.
Muhalefet istifa eden belediye başkanları üzerinden AK Parti'de parti içi rahatsızlık yaratmaya çabalıyor.