AK Parti Kimin?

Bugün AK Parti etrafındaki tartışmalar partinin kimliği ve parti tabanının kimlerden oluştuğu üzerinde odaklanmış gözüküyor.

Devamı
AK Parti Kimin
Yanlış Olmasın Mahkemeye Değil Millete Gidilecek

Yanlış Olmasın Mahkemeye Değil, Millete Gidilecek

Anayasa değişikliği ve referandum süreçlerinin, alışılagelmiş gelenekselleşmiş bir formu var: Milletten önce Anayasa Mahkemesi’ne gitmek.

Devamı

İlginçtir, siyaset kurumunun "beka" tartışması değişimci-statükocu ayrımına geldi, dayandı. Bazı liberal çevreler AK Parti- MHP'nin "ülkenin tehlike altında olduğu" tespitinde birleşmesini "statükonun zaferi" olarak görüyor.

CHP ne toplumu ne de siyaseti okuyabiliyor, karşıtlığın en basit ve keskin formunu siyaset yapmak zannediyor. İşin garibi bu tutum CHP'nin oy kaybetmesine de neden olmuyor.

2013'den bu yana sistematik bir şekilde uygulanan ekonomik kaos oluşturma oyununun, tekrar sahnelenmemesi için, yeni Anayasa büyük bir fırsat sunuyor.

Terörle mücadelenin devamı ve daha da önemlisi terörün son bulabilmesi ülkede siyasi istikrarın teminine, güçlü bir liderliğin ve etkin bir yönetim yapısının varlığına bağlı.

CHP Kaybetmeye Devam Ediyor

CHP sadece AK Parti ile kavga etmedi. MHP'yi de abartılı biçimde hedefe koydu. Halbuki MHP kendi konumuna uygun bir siyaset izliyor.

Devamı
CHP Kaybetmeye Devam Ediyor
Yeni Sistemde Yürütmenin Kanun Teklif Etme Yetkisi Yok

Yeni Sistemde Yürütmenin Kanun Teklif Etme Yetkisi Yok

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş Anayasa değişiklik teklifi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

67 yıllık demokrasi tarihinde 65 farklı hükûmetin kurulmuş olması bu sistem değişikliğinin gerekçesi için bir başlangıç noktasıdır.

İçinden geçtiğimiz süreç, devleti kuruluşundan itibaren tahakküm altına alan ve topluma kapatan oligarşik rejimin tasfiyesi ve ülkenin gerçek anlamda cumhuriyete doğru yol almasıdır.

İlk görüşme aşamasında maddelerin aldığı kabul oylarının sayısı, ileriki aşamalarda da teklifin zorlanmadan Meclis'ten geçeceğini göstermektedir.

1982 Anayasası'nın çerçevelediği şiddet kurgusu hem siyasi hem de bürokratik anlamda hesap verebilir ve öngörülebilir olmayan aktörler aracılığıyla devletin ve toplumun kontrol altında tutulmasına imkân tanımıştır.

Toplumsal uzlaşının, milletin iradesinin nasıl bir boyutta olduğunu görmek istiyorsanız biraz sabredin. Nisanı bekleyin.

Milliyetçi seçmene yönelik kurguladığı “bölünme” söylemi tutmayan CHP, bu sefer çekmecede her zaman yedekte tuttuğu “rejim” tartışmasını gündeme getirdi.

Yürürlükteki 1982 Anayasası’na göre mevcut hükumet sisteminin parlamentarizm ilkeleri üzerine inşa edildiği varsayılsa da, mevcut sistem sorumsuz bir Cumhurbaşkanlığı kurumunu merkeze alan vesayet yanlısı bir anlayış üzerine temellendirilmiştir.

Referandum sürecinin kolay geçmeyeceğini artık hepimiz biliyoruz. Şer odakları kirli araçlar kullanarak Türkiye'nin atacağı bu tarihi adıma engel olmaya çalışıyorlar, çalışmaya da devam edecekler.

CHP’nin Cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik siyasetinde, parti adına Baykal’ın konuşması en önemli taktiksel hatalardan biriydi. Çünkü 367 krizinin mimarlarından biri olan Deniz Baykal’la ilgili toplumsal hafızamız daha çok taze.

Yüz yıldır milletin önüne anayasa dayatanlar şimdi dayatmadan şikayet ediyor. Hiç ikna edici değil.

Öneride seçimlerin eşzamanlılığı ile birlikte düşünülmesi gereken bir diğer başlık yasama ve yürütmenin karşılıklı olarak birbirilerini yenileyebilmesidir. Her ne kadar bu durum “fesih” biçiminde adlandırılsa da kastedilen aslında karşılıklı yenilemedir.

Birkaç yıldır ülkemiz tarihin akışının hızlandığı bir dönemden geçiyor. Bir yıla o kadar çok şey sığıyor ki geriye baktığınızda yaşananları ihata etmekte zorluk çekiyorsunuz.

2002'den beri en temel kırılma hattı bürokratik vesayet ile demokratik güçler, yani milli irade arasındaydı. MHP Meclise girdiği 2007'den itibaren bu karşılaşmada tampon görevi gördü.