Türk-Amerikan İlişkileri Korku Tünelinden Çıkabilecek mi?

ABD ile ilişkilerde yaşanan sorunlar ve çok sayıdaki temel anlaşmazlık konusu artık hem Türk kamuoyunu hem de karar alıcıları yormuş durumda. ABD'nin PYD ve FETÖ'ye vermekte olduğu destek; Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemi almasına karşıtlığı ve bu doğrultuda gündeme gelen yaptırımlar; Halkbank Davasını Türkiye aleyhinde sopa olarak kullanılmaya devam edilmesi; Ermeni iddialarının kongre gündeminde kullanılması, Türkiye'nin proje ortağı olduğu F-35 uçaklarının çeşitli bahanelerle teslim edilmemesi; ABD'nin Doğu Akdeniz denkleminde Türkiye'nin karşısından yer alması gibi birçok zorlu dosya iki ülke ilişkilerini son derece olumsuz etkilemekte.

Devamı
Türk-Amerikan İlişkileri Korku Tünelinden Çıkabilecek mi
Türkiye'nin Diplomatik Başarısı Devam Ediyor

Türkiye'nin Diplomatik Başarısı Devam Ediyor

Artık Türkiye’deki gazeteler bir yana, küresel medya bile Erdoğan’ın batılı liderlerle görüşmesinin ardından, “Erdoğan istediğini yine aldı” gibi başlıklarla gelişmeleri aktarmak zorunda kalıyor..

Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasındaki 13 Kasım tarihli zirve Türk-Amerikan ilişkilerinin potansiyelinin son dönemde yaşanan sorunlardan daha büyük olduğunu bir kez daha gösterdi. Ancak en büyük sorunlardan biri Türk-Amerikan ilişkilerinin iki liderin karşılıklı çabasıyla sürdürülüyor olması.

13 Kasım'da Beyaz Saray'daki görüşmenin nasıl geçeceği hayli merak konusu..

Dünya ekonomisinden aldığı payı son 40 yıllık süreçte yüzde 827 artıran Çin, artan refahı topluma yansıtırken dünyanın çeşitli coğrafyalarına yatırımlar yapmakta..

Barış Pınarı Harekâtı ile birlikte bölücü teröre karşı önemli bir başarı sağlanmış olsa da, terörle mücadelenin uzun geçmişi PKK terör örgütünün Türkiye’ye karşı bir araç olarak kullanılmaya devam edeceğini gösteriyor.

5 Soru: Brexit’te Yeni Erteleme

Brexit’e dair bugüne kadar neler yaşandı? Brexit’e dair alınan nihai kararın içeriği nedir? Brexit neden ve nasıl ikinci kez ertelendi? Karar ülke kamuoyunda nasıl yankı buldu? Bundan sonra ne olacak?

Devamı
5 Soru Brexit te Yeni Erteleme
Bağdadi'nin Sonu YPG İçin İkinci Perde

Bağdadi'nin Sonu: YPG İçin İkinci Perde

Toprak kontrolünden sonra liderini de kaybeden DEAŞ'ın yine de tümüyle bitmesini kimse beklemiyor. Tıpkı Usame bin Ladin'in 2011'de öldürülmesinin El Kaide'yi bitirmemesi gibi...

Devamı

Ebubekir el Bağdadi kimdir? Bağdadi liderliğindeki örgüt nasıl bir yol izledi? DEAŞ’ın Suriye’ye giriş ve el-Kaide’den ayrılış süreci nasıl gerçekleşti? DEAŞ Suriye’de nasıl araçsallaştırıldı? Bağdadi’nin öldürüldüğü operasyonun detayları nelerdir?

Türkiye’nin Suriye’de terörle mücadelesinden rahatsız olan Batılı devletler birbiri ardına Türkiye’ye karşı yaptırım kararları açıklıyorlar.

Tarihsel olarak Türkiye konusunda bagajları bulunan Amerikan medyası, gelinen noktada, hukuki bir sınır veya gazetecilik ilkesi tanımaksızın, Türkiye karşıtı mesajların hedef kitleyle paylaşılabildiği bir zemine saplanmış durumda.

Başkan Trump aleyhine başlatılan azil sürecinin hukuki açıdan nereye evrileceğini öngörmek oldukça zor ancak ABD'de başkanın azledilmesinin hukuki değil siyasi bir süreç olduğunu göz önünde bulundurmak gerek.

23 Haziran seçim sonuçları siyaseti hareketlendirdi. Sistem tartışmasından yeni parti kurma çalışmalarına kadar bir dizi konu kulislerde dolanıyor. Bu konular arasında uzun süredir marjinal durum olan Kürt milliyetçilerinin artan "özgüvenini" ayrıca önemsemek lazım.

Geçtiğimiz hafta İran'ın ABD'ye ait RQ-4 Global Hawk adlı İHA'yı düşürmesinin ardından Washington ve Tel Aviv'deki savaş yanlıları bekledikleri anın geldiğini düşündüler. Trump da savaş yanlılarının beklentilerini karşılamak adına İran'ı cezalandıracak spesifik bir hedefe yönelik saldırı emri verdiğini ancak 150 kişinin hayatını kaybedeceğini öğrenmesi üzerine saldırıya on dakika kala emri geri aldığını açıkladı. Bu durum İran ile gerilimin tırmanacağının önemli göstergelerinden biri.

Türk siyaseti muhafazakâr popülizme karşı seküler popülizmin mücadelesince belirlenmektedir. Dolayısıyla, muhalefet partilerine elitizm üzerinden eleştiri getirmek artık millette istenen karşılığı bulmamaktadır. Günümüzde AK Parti’nin karşısında sahaya inip milletle bağ kurmaya çalışan ve popülist bir dil kullanan bir muhalefet bulunmaktadır. Böyle bir siyasi rakiple mücadelenin yolu değişmelidir.

Bu sebeple Batı medyasının Erdoğan karşıtlığı kimseyi şaşırtmıyor. Zira 16 Nisan referandumunda da 24 Haziran seçimlerinde de aynı yerdeydiler. "Türkiye'de demokrasi yıkıldı" söylemini yıllardır tekrarlamaktan yorulmadılar. Şimdi de İstanbul seçim iptalini malzeme olarak kullanıyorlar. Ankara veya Antalya'da başkanın değişmesini görmezden gelerek "sandığa güveni" hedef alıyorlar. "Diktatörlük" hikayesini yeniden piyasaya sürüyorlar. CHP adayı lehine moral üstünlük kurmaya çabalıyorlar.

'Kürtler' konusu bağlamında Batı kamuoyunda Aralık ayının sonunda başlatılıp Ocak ayında devam ettirilmek suretiyle yeniden ısıtılan Türkiye kampanyası, aslında tanıdık özelliklere sahip.

Türkiye'nin parlak geleceği, bir üst ligde kalma kararlılığı. Saldıranların hedefi, Erdoğan'ın liderliğiyle Türkiye'nin milli menfaatlerini takip eden bağımsız bir politika izlemesine son vermek.

Güvenli bölge konusunda Türkiye'nin önceliği her ne kadar sınır hattının terörden temizlenmesi olsa da, bölgenin imar edilmesiyle birlikte mültecilerin geri dönüşünün sağlanması da büyük önem arz ediyor.

Alptekin: PYD’nin PKK’nın Suriye şubesi olduğunu bilmeyen yok. ABD eski savunma bakanı Carter’dan Suriye özel temsilcisi Jeffrey’e kadar herkes bu ilişkiyi bilerek girdi bu işe. PYD’nin zorla silahaltına aldığı Kürt çocuklarını çatışmaya sürdüler, DEAŞ’ı ise halının altına süpürdüler.

Trump bunu ilk kez yapmıyor. Son da olmayacak. Sadece bize değil herkese karşı bu tür açıklamaları defalardır yapıyor. Macron'a dediklerine bir bakın. Merkel'e neler ettiğini gördünüz.