Amerika’daki Ziyaretlerin Reel Getirilerine Odaklanılmalı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika ziyareti üzerine değerlendirmelerde bulunan Ufuk Ulutaş: “Beklenilenden daha verimli ve daha başarılı bir ziyaret gerçekleşiyor.”

Devamı

Stratejik Ayrışma Türk-Amerikan İlişkilerini Nereye Götürür?

Murat Yeşiltaş, Türk-Amerikan ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Yeni başkanın, Obama’dan çok farklı bir Ortadoğu politikası izlemesi kolay olmayacak. Zira Amerikan halkı Ortadoğu’da siyasi sorunların adeta çözülmesi imkânsız hale geldiğine ikna olmuş durumda. Yeni başkanın kamuoyunu yeni bir dış politika aktivizmine ikna etmesi çok zor.

Birçok meselede olduğu gibi Suriye krizi, ABD ile kâğıt üzerinde yollarımızı birleştiren fakat pratikte ayıran bir faktör olarak iki ülke arasında yaşanan sorunların merkezinde durmakta.

Türkiye – ABD ilişkileri, YPG ile ilgili gelişmeler sonucu 13 sene sonra en krizli noktasında. Gelinen noktada, ABD’nin durumu, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ABD müttefiklerini ciddi bir biçimde düşündürüyor. Çok dramatik bir değişim yaşanmazsa, 2016 da tıpkı 2003 gibi ikili ilişkiler için kayıp bir yıl olabilir.

Paralel devlet yapılanması ile mücadele bugün meşruiyeti tartışılmayan bir mücadele. Buna rağmen, çeşitli şekillerde zaafa uğratılmak istenen de bir mücadele.

Süpermen IV ve Bir Süper Gücün Suriye Sorunu

Amerika’nın dünyaya yaklaşımında yaşadığı kafa karışıklığı ve strateji belirlemede yaşadığı mütereddit durumu, aslında tam da Süpermen IV’te ünlü kahramanın yaşadığı kimlik krizini hatırlatıyor.

Devamı
Süpermen IV ve Bir Süper Gücün Suriye Sorunu
Amerika YPG Angajmanının Maliyetini Ödemeye Başlayacak

Amerika YPG Angajmanının Maliyetini Ödemeye Başlayacak

Ufuk Ulutaş: “Amerika, Suriyeli muhaliflere silah desteği yaparken çok ciddi şartlar getirdi aynısını YPG’ye de yapıyor mu? Amerika, gerçek manada ateşle oynadığını yavaş yavaş anlayacak ve onu anladığı andan itibaren bu angajmanın maliyetini ödemeye başlayacak.”

Devamı

ABD’nin YPG’yle ittifakı nereden bakarsanız bakın sorunlu. ABD er ya da geç bu ilişkinin ürettiği maliyetle yüzleşmek zorunda kalacak.

Burhanettin Duran, Ankara’da gerçekleşen terör saldırısını “Amerika’nın Suriye sahasında kapsamlı bir stratejisi olmamasının; tamamen taktiklerle meseleyi yönetiyor olmasının Türkiye’ye gelen maliyeti” olarak yorumladı.

YPG bir taraftan anti-emperyalist muhabbetler yapıp Marksist türküler yakarken diğer taraftan da Kentucky’li bir redneck seviyesinde Amerika’yla yaptığı ittifakın verdiği dayanılmaz hafifliğin tadını çıkarıyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nin, PYD’yi DAEŞ’e karşı kullanmasının bir sonucu olarak Türkiye’deki çatışma dinamiklerinin etkilendiğini vurgulayan Murat Yeşiltaş: “Amerika’nın bu askeri stratejisi, doğrudan Türkiye’nin ulusal güvenliğinin altını oyan bir dinamik olarak iş görüyor.”

Burhanettin Duran, Amerika ve Avrupa Birliği inisiyatif almadığı sürece Suriye’de bir denklem oluşamayacağını vurguladı.

Amerika’nın Suriye konusunda çifte standartlı politika yürüttüğünü ve stratejik ortaklıklarını bir takım taktik kazanımlara feda ettiğini belirten Fahrettin Altun, “Amerika günü kurtaran politikalarına belki devam edebilir fakat bunun maliyeti sadece bölgeye değil aynı zamanda Amerika’ya da çıkıyor.”

Amerika’nın Suriye’deki çıkmazı çözmek istemediğini vurgulan Hasan Basri Yalçın: “Suriye’de üretilen terörün Avrupa’ya sızmasına rağmen bunu bir fayda maliyet analizi çerçevesinde daha faydalı görüyor olmalı ki burada bir çözüm üretmiyor.”

Obama’nın Suriye politikasının ciddi tutarsızlıklar içerdiğine dikkat çeken Ufuk Ulutaş, Amerika içinde de Obama’nın Suriye politikasına ilişkin sert eleştiriler olduğunu belirtti.

Talha Köse: “Amerika açısından İran ve Hizbullah’ın kontrol ettiği bir Suriye’dense, Rusya’nın kontrol ettiği bir Suriye çok daha kabul edilebilir bir durum çünkü İsrail’in güvenliğini daha az tehdit edebilecek bir yapılanma bu.”

İç savaşın başından beri Türkiye hariç her aktörle işbirliği yapan PYD/YPG en azından "otonom bir Kürt bölgesini" garantiye almak için bütün gücünü seferber etmeye devam edecek.

Bugün Amerika eğer sorumsuz bir biçimde müttefikini terk etmiş olma görüntüsü vermekten çekinmiyorsa, Türkiye de benzer bir şekilde Amerika’yı sürükleyebilme mekanizmasını devreye sokabilir.

Siyaset, liderlik, karakter, sınıf, din, korku, savaş... 4 Kasım 2008 günü yapılacak Amerikan başkanlık seçiminin sonuçlarını bütün bunların bileşkesinden doğan algılar ve tercihler belirleyecek.