Yeni Amerikan Başkanından Beklentiler

Trump ile birlikte yeni bir dönem başlıyor. Elbet bu dönemin Türkiye açısından nasıl bir dönem olacağını söylemek için oldukça erken.

Devamı
Yeni Amerikan Başkanından Beklentiler
Analiz Trump Yönetiminin Politika Öncelikleri

Analiz: Trump Yönetiminin Politika Öncelikleri

Bu çalışma göreve gelecek Trump yönetiminin birtakım uluslararası konulara dair muhtemel politika gündemi ve yol gösterici ilkeleri hakkında bir perspektif sunmaktadır.

Devamı

Bu analizde ABD başkanı seçilen Trump’ın oluşturacağı kabine için atadığı ya da aday gösterdiği kişiler incelenecektir.

Bu çalışma Türkiye-ABD ilişkileri açısından yeni yönetimin karşısına çıkabilecek risk ve fırsatları değerlendirerek gerilimli atmosferden çıkış için olası politikaları analiz etmektedir.

Türkiye'nin son dönemdeki çabasının bağımlılıkları aşma girişimi olduğunu defalarca ifade etmeye gayret ettim. Yeni dönemde bu çabanın ne denli değerli olduğunu hep birlikte göreceğiz.

Trump dönemi büyük bir belirsizliğe işaret ediyor ve bu dönemdeki ABD politikalarının Türkiye’ye yansımaları konusundaki öngörüler spekülasyondan öteye geçemiyor.

Trump’ın Tercihi: Rusya mı Çin mi?

Pekin, Trump'ın ekonomiyi stratejik müdahale amaçlı kullanma ihtimalinden ziyadesiyle çekiniyor. İşi baştan sıkı tutmak için medya üzerinden sert uyarılarda bulunuyor.

Devamı
Trump ın Tercihi Rusya mı Çin mi
Obama'nın Sekiz Yılı

Obama'nın Sekiz Yılı

SETA Güvenlik Araştırmacısı Talha Köse Obama'nın 8 yılı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

ABD tarihinin ilk siyahi başkanının bir yenilik vaat etmesi bekleniyordu. Oysa kaçırılan en mühim nokta Obama’nın sadece ten renginin siyahi olduğuydu.

Müesses nizama eleştiriyle gelen Trump, seçim döneminde söyledikleri ile kurduğu kabinenin yaklaşımlarını uzlaştıracak bir yolda yürüyecek.

Yeni başkan Donald Trump döneminde ABD’nin İslam dünyasıyla ve Türkiye ile ilişkileri nasıl şekillenecek?

Demokratlar sadece Beyaz Saray'ı kaybetmedi, Kongre'nin iki kanadında da azınlık durumundalar. Tek yapabildiği, mirasını alt üst edecek Trump'ın önüne bazı sıkıntılı konular bırakmak oldu.

Tillerson’un başında olduğu Trump dönemi ABD dış politikası, İsrail’le yakın ilişkiler kuracak ve Obama-Netanyahu kan uyuşmazlığının izlerini silmeye çalışacak.

AB 2002 yılından beri, ABD ise 2003 yılından itibaren PKK’yı ve uzantılarını terör örgütü olarak görmelerine rağmen PKK’nın uzantısı YPG’ye farklı kanallar üzerinden silah ve mühimmat yardımlarında bulundukları ortaya çıktı.

Obama, Rusya'nın sürekli önünü açmıştı. Geçen hafta 35 Rus diplomatı Amerika'dan sınır dışı etme kararı aldı. Soğuk Savaş'ta bile eşine az rastlanır bir sertliktir bu.

Amerika sahada fiilen yok. Kimse de Amerika'nın ne dediğini merak etmiyor. Koruyup kolladıkları PYD bile Amerika ile ilişkilerinin iyi olmasına rağmen Esad rejimi ve Rusya ile ters düşmemek için kırk takla atıyor.

ABD'nin kuruluşundan günümüze iki uç kutup grand strateji arasında gidip geldiğini görülüyor. Bunlar bir uçta ABD'nin izolasyonunu öngören Kale "Fortress" ABD ve diğer uçta dünyada etkin hakimiyet hedefleyen Emperyal ABD stratejisi.

Amerika'dan habersiz savaş olmadığı gibi Amerika'dan habersiz barış da yapılmıyordu. Dayton Anlaşması da Amerika'da imzalandı. Afganistan'ın kaderi de Irak'ın kaderi de Amerika'da belirlendi.

Bush'un ekibinde yer alan neo-conlar da, Trump'ın kabinesinde yer alacak olan muhafazakârlar da "İran karşıtlığı" ve "radikal İslamcılık düşmanlığı" noktasında buluşuyorlar.

Türkiye'de klasik siyasetçilerin Batı'ya bakışı hayranlık ve nefret sarkacında oldu hep. Erdoğan bu ikilemin ötesine gidebilen müstesna bir siyasetçi.

Kıymetleri kendilerinden menkul Türkiye uzmanlarının 2000 sonrası Türkiye’sine dair bilgileri pozisyonlarından ibaret.