ABD'nin kuruluşundan günümüze iki uç kutup grand strateji arasında gidip geldiğini görülüyor. Bunlar bir uçta ABD'nin izolasyonunu öngören Kale "Fortress" ABD ve diğer uçta dünyada etkin hakimiyet hedefleyen Emperyal ABD stratejisi.
Devamı
Bush'un ekibinde yer alan neo-conlar da, Trump'ın kabinesinde yer alacak olan muhafazakârlar da "İran karşıtlığı" ve "radikal İslamcılık düşmanlığı" noktasında buluşuyorlar.
Devamı
Washington eliti kendi iç rekabeti ile meşgul iken dünyanın önde gelen başkentleri de ABD'nin yeni dış politikasının nasıl şekilleneceğini merak ediyor.
Kampanya döneminde Putin'i güçlü bir lider olarak takdir ettiğini de hatırlayacağımız Trump, Rusya'ya, yaptırımların kaldırılmasına dair de göz kırpmıştı.
Trump, yerel aktörlere desteğini azaltabilir ve inisiyatif alması halinde Türkiye’nin politikalarına daha fazla yaklaşabilir. Ancak PYD’ye olan desteğini aniden çekecek hızlı bir politika değişikliğine gitmeyecektir.
TPP anlaşmasının, hesapta ABD'nin yanına hiç de fena olmayan ekonomik karlar bırakacağı projekte edilirken, konunun aslen daha yüce amaçları olduğu da malum.
ABD'nin PYD'ye yönelik yardımı, Türk kamuoyunda Suriye'de Amerikan vesayetinde küçük bir PKK devleti kurulmakta olduğu yönündeki şüphe ve endişeleri körüklüyor.
Devamı
Murat Yeşiltaş: “Amerika Birleşik Devletleri, YPG’ye yönelik desteğini taktiksel bir değişim olarak açıklamıştı Suriye iç savaşında ama gördük ki o taktiksel destek zamanla stratejik desteğe dönüştü.”
Devamı
Başkan Obama'nın ortaya koyduğu strateji uluslararası ve ulusal güvenlik meselelerine, özellikle de Suriye'deki krize bir çözüm vaat ediyor mu?