2015'e Çeyrek Kala

Ç3 ve özellikle Ekim verileri, tüm olumsuzluklara rağmen, ihracatçımızın sınırları zorladığını ve yeni fırsatları kovalayacağını gösteriyor.

Devamı
2015'e Çeyrek Kala
Siyah Altın ve Dünyanın Saadeti

Siyah Altın ve Dünyanın Saadeti

Dünya piyasalarının 'Black Gold' olarak tabir ettiği petrol, son günlerde ulusal ve uluslararası ekonomi haberlerinin baş tacı olmuş durumda. Malumunuz, petrol fiyatları Haziran ayındaki tepe noktasından sonraki süzülüşünü sert bir inişe çevirdi.

Devamı

Dış basının ve iç muhalefetin AK Parti'nin ne kadar "İslamcı" olduğunu yinelemesi dönüp dolaşıp bu partiye fayda sağlıyor. Zira Türkiye siyaseti "İslamcı" olamayacak kadar karmaşık ve çok yönlü; ulusal ve bölgesel dinamiklere sahip.

Türkiye'nin, 2000'lerde yaşadığı kalkınma macerasında uzun bir mesafe aldığı malum. Ekonomik restorasyonun gerçekleştirildiği bu dönemde, bir harabeyi kurtarmanın ötesinde, yepyeni bir yapı ortaya çıkarıldı.

SETA Ekonomi Araştırmacısı Hatice Karahan, Rusya ve Irak merkezli yaşanan jeopolitik krizler nedeniyle azalan ihracat kalemlerinin, 2014'ün II. Çeyreğinde Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri olduğunu belirtti.

10 Ağustos'la başlayan yeni süreç karmaşık değil. Siyasi cesaret ve basiret gösteren bütün aktörler yaşanan dönüşümde pay sahibi olabilirler. Muhalefet tercihini nasıl yapacağını ortaya koymuş durumda. Türkiye açısından bu bile olumlu bir durum.

Türkiye Ekonomisinin 1. Yarıyıl Karnesi

Ekonomimizin meşhur problemi cari açık ise, bu dönemde notumuzun yükseldiği haneler arasında... Açık, senenin ilk yarısında yıllık %35'lik ciddi bir düşüş kaydetti.

Devamı
Türkiye Ekonomisinin 1 Yarıyıl Karnesi
Cemaat Manipülasyonu Olarak Olimpiyat Şampiyonluğu

Cemaat Manipülasyonu Olarak Olimpiyat Şampiyonluğu

Cemaat tarafından “dünya şampiyonu” ilan edilenler, gerçekten de dünya şampiyonu mudur?

Devamı

El-Bağdadi'nin halifelik rüyasına çevresindeki aynı zihniyet havuzundan beslenenler dışında bir destek gelmesini beklemek ancak fazla IŞİD videosu izlemekle mümkündür.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerini hem iktidar hem de muhalefet açısından bir ‘yenilenme' fırsatı olarak değerlendirebilir.

SETA İstanbul Toplum ve Kültür Araştırmaları Direktörü Medaim Yanık, birilerinin acı ve trajik halinin, başkalarının siyasal talepleri için uygun malzeme oluşturduğuna ve trajik bir ölüm üzerine bir reklam kampanyası oluşturulduğuna dikkat çekti.

2013 yılında ihracat nasıl gelişti? Küresel ölçekte Türkiye ekonomisi ihracat pazarları dağılımı nasıldır? 2014 dış ticaret beklentileri nelerdir?

Kemal İnat: Başbakan Erdoğan'ın iki günlük İran ziyareti, Türkiye ile İran'ın son iki yılda yaşanan gerginlikleri aşma yolunda önemli bir adımı olarak görülmelidir.

SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, son günlerde yaşanan tartışmalar karşısında Gülen Cemaati'nin takındığı tavrın “Altın Nesil” profiline uygun olmadığını ve bütün kamuoyunun, beklemediği bir cemaat profiliyle karşılaştığını belirtti.

Küresel ticaret ve finans akışlarına açık kalarak büyüme ve kalkınma hedeflerini gerçekleştirmeye odaklanan serbest piyasa ekonomilerinde güçlü gelecek vizyonunu inşa eden iki kurucu kavram, “istikrar” ve “öngörülebilirlik”tir.

Mısır'daki darbe Amerika'nın Mısır politikasında ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışanlar için yeni bir derslik vaka oldu.

İçinden geçmekte olduğumuz çözüm süreci, "Türkiye tekrar eski Türkiye'ye dönmesin" çabasının bir meyvesi. Çözüm sürecine artık bir trajik hal alan söylem ve tavırlarla direnenlerde aslında eski Türkiye'nin konforlu siyasi dünyasını özlüyorlar. Eski Türkiye'de siyaset, askeri-yargı vesayet düzeninin müsaade ettiği kimliksiz alanda, üç beş anlamsız tartışma ile senelerin geçirilebildiği yerdi. Kurumsal vesayet sisteminin gerilediği yeni Türkiye'de ise kurucu aktör olmayı göze alamayan bir siyasetin kendi gettosu dışında var olma şansı her geçen gün daralıyor. Buna en açık delil son üç genel seçimde ortaya çıkan tablodur. Bugünlerde eski Türkiye denilince yaşadıklarımız hemen aklımıza gelmeyebilir. Hızlı bir hafıza tazelemesi yapmak gerekirse sadece son otuz yılda yaşadıklarımızı hatırlamamız bile nasıl bir felaketten bugünlere geldiğimizi görmemiz için yeterlidir. Darbe sonrası dayatılan anayasanın kalitesi paralelinde mahkûm olduğumuz Türkiye'de, son otuz yılda onbinlerce kişi Kürt meselesi ve terörden dolayı hayatını kaybetti.

PKK'nın Türkiye'den fiili olarak çekilme süreci, Murat Karayılan tarafından da ilan edilerek sürecin ismi konulmuş oldu. Karayılan'ın çekilme kararını açıkladığı mesajı dikkatle incelenirse, çözüm sürecin selameti adına ilk aşamaya dair ön hazırlığın muhkem olduğu hissedilmektedir. PKK'nın çözüm sürecinin ilk aşaması olarak kabul edilen çekilmeyi hayata geçiriyor olması çok büyük bir adım. Daha düne kadar elini tetikten çek(e)meyen bir örgüt son aşamasında silahsızlanma olan bir süreç için ülkeyi terk ediyor. Bu ilk kez yaşanan bir olgu. İlk kez PKK, belli bir mutabakat çerçevesinde, geleceği olan bir süreçte aktör olma potansiyeli yakaladı.

II. Açılım döneminde CHP'de ve MHP'de siyaset dışı müdahalelerle lider ve üst düzey kadro değişimi yaşandı. BDP, açılım sürecindeki anlamsızlığını anayasa oylamasında derinleştirse de; Kürt meselesinde büyük ölçüde PKK merkezli dili kullanan ama PKK ekosisteminin dışındaki isimleri de bünyesine katarak özünde olmasa da şeklen kısmî bir değişim yaşadı. PKK ise 2010 'Arap İsyanlarını' neredeyse baştan aşağı yanlış okuyarak bölgedeki değişim eksenini ıskalayıp statükonun ayakta kalan son birkaç bekçisi rolünden öteye geçecek bir çizgi izlemedi. Sadece kan akıtabildiği için kan akıtmayı tercih eden PKK, siyasal anlamda Baas parantezinde kaldığı son birkaç yıl boyunca binlerce insanın ölmesine yol açmaktan başka bir görev ifa etmemiş oldu. Öcalan ise hapishane şartlarında "eski Türkiye aktörleriyle" kurguladığı şablonun "yeni Türkiye" ve "yeni PKK" karşısında nereye oturduğunu bile anlayamıyordu. Bu durumla yüzleşmek yerine, Öcalan, PKK ve Kürt meselesine dair "son cümleleri" söylemeyerek durumu idare etmeye gayret etti.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı uzun bir çalışma sonunda Kürt sorunu konusunda bir başucu kitabı hazırladı. Dünden bugüne Kürt sorunu hakkında kaleme alınmış tüm belge ve raporların bir araya getirildiği kitap, hem analitik, hem de ansiklopedik bir kaynak niteliğinde. Çalışma, 23 Nisan 1920 TBMM'nin açılışı ile başlayıp, Demokratik Açılım süreciyle son bulan 90 yıllık bir öyküyü belgeler üzerinden ele alıyor. Gazi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi ve SETA Vakfı uzmanı Hüseyin Yayman tarafından uzun bir çalışmanın sonucunda hazırlanan Türkiye'nin Kürt Sorunu Hafızası isimli kitap, bu konuda yazılmış gizli-açık tüm belgeleri bir araya getiriyor. Çalışma, devletin belgelerinden partilerin çalışmalarına değin tüm literatürü tek tek irdeleyerek bir hafıza tazelemesi yapıyor.