Angela Merkel'in Acil Misyonu

Merkel, ABD'nin küresel rolünün değişmesiyle Avrupa'nın başının çaresine bakmak zorunda olduğunu ve bu yeni gerçeklik gereği olarak da Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye ile çalışmak durumunda olduğunun farkında..

Devamı
Angela Merkel'in Acil Misyonu
Berlin'den Çıkan Sonuç

Berlin'den Çıkan Sonuç

Merakla beklenen Berlin Zirvesi'nde Libya'da "kalıcı barış" için bir adım atıldı. Zirveden çıkan 55 Maddelik uzlaşmayı Alman Şansölyesi "kapsamlı bir plan üzerinde yapılan anlaşma" olarak niteledi.

Devamı

Avrupa ülkeleri, burunlarının dibindeki Libya'da inisiyatifi Türkiye ve Rusya'ya kaybetme endişesi içinde. Aslında İtalya ve Almanya'nın diplomatik çabaları doğru hamleler. Libya iç savaşı, terörizm, insan kaçakçılığı ve mülteciler olarak Avrupa'nın yanı başında.

Erdoğan, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin 7. Zirvesine katılmak için burada. İki günlük programında ayrıca, Türk Konseyi’ne katılan ülke liderleri ile ikili görüşmeler ve Dünya Türk İş Konseyi Bakü Buluşması Toplantısı’nda bir konuşması da vardı.

Erdoğan pazar gününü ağırlıklı olarak New York'taki sivil toplum ve düşünce kuruluşlarıyla toplantılarına ayırdı. Pazartesi liderlerle görüşmeler öne çıkarken bugün Genel Kurul'a hitap ediyor. Erdoğan'ın 2014'teki konuşmasına benzer, etkili bir konuşma yapması bekleniyor. Bilindiği gibi, "Dünya beşten büyüktür" mottosu ile Erdoğan, küresel adaletsizliklere ve çatışmalardaki insani drama işaret eden neredeyse tek dünya lideri. Batı dışı toplumların ve elbette İslam dünyasının sorunlarını dünyaya haykırmaktan geri durmuyor.

Darbeci Sisi rejimi, AB ve Arap Ligi arasında işbirliğini hedefleyen ilk zirveye ev sahipliği yaptı..

ABD-Almanya gerginliğinde son perde: “Kurtar bizi Nancy!”

Münih Güvenlik Konferansı’nda Amerikan Başkan Yardımcısı Mike Pence’in açıklamalarının Alman medyasına yansıma biçimi Washington ile Berlin arasındaki çatlağın giderek büyüdüğünü gösteriyor.

Devamı
ABD-Almanya gerginliğinde son perde Kurtar bizi Nancy
Lidersiz ve Vizyonsuz AB Gücünü Yitiriyor

Lidersiz ve Vizyonsuz AB Gücünü Yitiriyor

Merkel’in bir daha aday olmayacağını açıklaması, Brexit süreci ve Fransa’nın ümit vaadeden liderinin sarı yeleklilerin protestolarıyla imajının sarsılması Avrupa siyasetini derin bir belirsizliğe sürüklüyor.

Devamı

Doğu Avrupa'da 'otoriterlik' rüzgârı zaten esiyordu. Şimdi Kıta Avrupa'sında merkez siyasetin çöküş süreci hızlanıyor. Fransa'nın krizini Britanya'nın Brexit tercihini yönetmekte zorlanmasıyla, İtalya'nın AB ile ilişkilerdeki sorunlarla, Almanya'da AfD'nin iktidar ortağı olacağının beklenmesiyle birlikte okumak gerekli.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, “Suud’un hırslı veliahdının peşine düştüğü liderlik arzusu ve hayal ettiği bölgesel dizayn meşruiyetini kaybetti” dedi.

Transatlantik ittifakın Avrupa yakasında derin kaygılar var. "Batı ittifakı" olgusu Avrupa başkentlerinin güvenlik başta olmak üzere milli çıkarlarını garanti etmiyor. Aksine Washington giderek "sorunun kendisi" haline dönüşüyor.

Trump'ın uluslararası normları hiçe sayan, korumacı ve tek taraflı yaklaşımları Washington'ın müttefiklerini bunaltmaya devam ediyor. Batı ittifakının üyeleri arasında artık yapısal hal almaya başlayan gerilimler saymakla bitmiyor...

Trump'ın asıl niyetinin daha ziyade İran'ı çevreleme için Araplarla İsrail'i yakınlaştırma olması kuvvetle muhtemel.

Rusya'nın ABD başkanlık seçimlerine siber yöntemlerle müdahale ettiğine yönelik tartışmalar, KGB’nin uzun yıllardır başvurduğu ‘siyasi sabotajlar’ ile seçim sürecinde tanık olunan ‘siber operasyonlar’ arasında doğrudan bağ kurulmasına neden oldu.

Gelinen noktada Avrupa medyasında bitmek bilmeyen "diktatörlük" suçlamaları AB'nin Türkiye üzerinde dönüştürücü bir gücü kalmadığını yeniden ve yeniden göreceği bir düzlemde gidiyor.

AB-Türkiye ilişkilerinin bu noktaya gelmesinin asıl sebebi makro denklemlerde... Arap isyanları ile başlayan bölgesel, jeopolitik depreme Batı merkezli uluslararası sistemin verdiği tepkide.

Gün geçmiyor ki Avrupa'nın bir başkenti ile aramızdaki gerilim medyaya yansımasın. İnsan soruyor Avrupa ile nereye gidiyoruz?

Avrupalı siyasetçilerin önünde hâlâ iki seçenek var. Ya "Müslüman göçmen" ve "Türkiye" korkusuna dayalı yeni bir AB projesi ile içe kapanmak. Ya da çoğulcu, çok kültürlü bir "ortak ev" olarak AB'yi yeniden icat etmek.

Alman Federal Meclisinin almış olduğu kararın Türkiye üzerinde kurmak istediği baskıya karşı dik durulmalı, diplomatik alanda gerekli tepkiler verilmeli, ancak bu meselenin Türkiye'nin ekonomik çıkarlarına zarar verecek boyutlara taşınmaması gereklidir.

Türkiye ile Almanya’nın mülteci meselesinde ortak çıkarları olsa da, ikili ilişkilere daha geniş bir çerçeveden bakıldığında birçok problem noktasının varlığı göze çarpmaktadır. Bu noktada sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir.