Kriter'in Mayıs Sayısı Çıktı: Irak ile Yeni Dönem Başlıyor

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 90. sayısı raflarda yerini aldı.

Devamı
Kriter'in Mayıs Sayısı Çıktı Irak ile Yeni Dönem Başlıyor
quot Entegrasyona Evet Asimilasyona Hayır quot

"Entegrasyona Evet, Asimilasyona Hayır"

Avrupalı siyasetçilerin Müslümanların entegrasyonundan bahsederken daha çok asimilasyonu kastettikleri, Müslümanların 'entegre' olması için çizdikleri yol haritalarında, koştukları şartlarda kendini ele veriyor.

Devamı

PEGİDA Almanya'da aşırı sağ söylemin ırkçılığına bir kılıf bulmuş ve bunun üzerinden kitlelere ulaşıyor.

Merkel hükümetinin, kendisinden önceki Schröder hükümetinden farklı olarak, Türkiye ile eşit ortakların birbirine karşı saygı temeline dayalı dengeli bir ilişki kurmak yönünde hareket etmediği algısı giderek güçleniyor.

Avrupa ve Almanya'da yükseltilen Erdoğan karşıtlığının olumsuz sonuçlarından biri de Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini tartışılır hale getirmeye başlamasıdır.

Hükümetin paralel yapı ile mücadelesi devam ettikçe Hareketin yeni Batıcılığı daha da güçlenecek gibi.

Demokratikleşme Terazisinin Dengesi

Dış aktörler tarafından Türkiye'ye yönelik eleştirileri bir muhalefet dili olarak kullanmak, demokratikleşme meselesinden daha çok bir pozisyon savaşıdır.

Devamı
Demokratikleşme Terazisinin Dengesi
Almanya ya Neyin Misillemesi

Almanya’ya Neyin Misillemesi?

2014’ten beri yaşanan bazı gelişmelere bakarsak Berlin’in tavırlarının Ankara’da neden bu kadar rahatsızlığa yol açtığını anlarız.

Devamı

Aslında çok dengeli ve rasyonel politika izlemesiyle tanınan Almanya nasıl oldu da Türkiye politikasını ülkesindeki bu azılı Türkiye düşmanlarının ipoteği altına soktu?

G20 Zirvesi öncesinde genellikle G20 Zirvesi’nin gündemi ve protestolar konuşulurdu. Ancak bu sefer, küresel siyasetin dinamiklerinin de etkisiyle siyasi meseleler öne çıkıyor.

7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra Türkiye'de de benzer bir kilitlenme olmuştu ve kasım ayında erken seçim yapılmıştı. Şimdi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerek ne kadar isabetli bir tercih yaptığımız bir kez daha anlaşılıyor..

Aşırı sağ partiler Avrupa’da seçimler sonrası oluşan yeni siyasi denklemde ana muhalefet olarak yer alıyor. Bundan daha da kötüsü ise aşırı sağ partilerin başarısının tesadüfi olmadığının her geçen gün daha da iyi anlaşılması.

Mısır'da 2013’teki darbenin ardından iktidara gelen Sisi rejimi, ekonomik anlamda kötü gidişi engelleyemediği gibi yanlış dış politika tercihlerden dolayı ülkeyi bölgesel düzeyde pasif bir aktör haline getirdi.

Mesut Özil olayı nasıl gelişti ve Alman milli futbol takımını bırakması aşamasına nasıl gelindi? Mesut Özil’in milli takımı bırakmasına dair açıklamasında öne çıkan temel hususlar nelerdir? Mesut Özil’in açıklamasına yönelik Alman medyasının tepkisi ne oldu? Mesut Özil’in açıklamasına yönelik Alman siyasetinin tepkisi ne oldu? Özil’in milli takımı bırakma kararının Almanya’daki Müslüman ve Türk toplumuna yönelik önemi nedir, ne gibi sonuçları olabilir?

Mesut Özil'e yönelik eleştirilerle, göçmenlerin, Alman ana akımı tarafından belirlenen bazı 'kırmızı çizgileri aşamayacakları' ve bu noktada uyumlu olmalarının beklendiği mesajı verilmek istenmiştir.

Münih Güvenlik Konferansı nedir? Münih Güvenlik Konferansı’nın Almanya’nın dış politikası açısından önemi nedir? Geçtiğimiz yılki (2019) Münih Güvenlik Konferansı’nda hangi konular öne çıkmıştı? 4.Bu yılki (2020) Münih Güvenlik Konferansı’nın ana gündemi nedir ve katılımcıları kimlerden oluşmaktadır? 10 Şubat 2020’de yayımlanan Münih Güvenlik Raporu’nun içeriği nelerden oluşuyor?

19 Şubat’ta Almanya’nın Hanau kentinde gerçekleşen saldırı nasıl gerçekleşti? Yakalanan saldırgan ile ilgili hangi bilgiler kamuoyuna yansıdı? Alman medyası saldırıya nasıl tepki gösterdi? Alman siyasetinin tepkisi ne oldu? Hanau’daki saldırı son yıllarda artış gösteren aşırı sağcı ve ırkçı eğilimlerin ışığında nasıl değerlendirilmektedir?

Avrupa'nın en güçlü ekonomisi konumundaki Almanya, ABD ve dünya ekonomisinin Kovid-19 sebebiyle yaşayacağı zorlu süreç akabinde daha da önem arz eden bir konuma evrilecektir. Bu sebeple Alman karar alıcılar krizin gidişatına göre eyaletler, federal devlet ve AB bağlamında hiç görülmemiş ilave adımlar atmayı da değerlendirecektir.

Alman Şansölyesi'nin, 5 bini çocuk olmak üzere 13 bin Filistinliyi öldüren, 10 binlercesini yaralayan, milyondan fazlasını yerinden eden; hastaneleri vuran, elektriğini kesen, gıda ve su girişine engel olarak insanları açlığa mahkum eden İsrail’i savunan sözleri yadırganmadı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Holokost geçmişiniz sizi bugün İsrail’in suçlarına ortak etmesin." anlamındaki sözleri tuhaf karşılandı. Halbuki dünyanın her yerinde sokaklara çıkıp İsrail’in katliamlarını protesto eden, ateşkes talep eden ve çocuklar başta olmak üzere sivillerin öldürülmesine isyan eden milyonlarca insanın oluşturduğu dünya kamuoyu neyin yanlış neyin doğru olduğunu söylüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Berlin ziyaretinde yaptığı İsrail ve Batı eleştirileri hala medyanın gündeminde.