24 Haziran 2018 Erken Seçiminin Avrupa ile İlişkilere Muhtemel Yansımaları

Avrupalılar bu defa rasyonel olanı yapmayı mı tercih edecekler, yoksa daha önceki irrasyonel tutumlarını sürdürüp Türkiye seçimlerini manipüle etmeye mi çalışacaklar.

Devamı
24 Haziran 2018 Erken Seçiminin Avrupa ile İlişkilere Muhtemel Yansımaları
PKK PYD Almanya İçin de Yakın Tehdit

PKK / PYD Almanya İçin de Yakın Tehdit

Alman siyasetinin bugünlerde Afrin operasyonuna karşı sert duruşunun en az iki temel sebebi var. Bunlardan birincisi Almanya’da terör yandaşlarının şiddet içerikli saldırılarını Alman kurum ve kuruluşlarına yönlendirmesi ikincisi ise Türkiye’nin yakın coğrafyasında bölgesel oyun kurucu güç konumuna gelmesi ve kendine daha geniş nüfuz alanı sağlamasıdır.

Devamı

Geçen hafta Alman Federal Meclisi’nde Zeytin Dalı Harekâtı konusunda yapılan toplantıda Sol Parti Eş Başkanı Katja Kipping, “sivillere karşı” yapıldığını iddia ettiği bu harekâta karşı Alman hükûmetinin suskunluğunu “Erdoğan’ın önünde diz çökmek” olarak nitelendirerek, Türkiye ile askerî iş birliğini durdurma ve özellikle de silah satışına son verme çağrısında bulundu.

Terör örgütü PKK’yı ve onun Orta Doğu ve Avrupa’daki bütün türevlerini korumaya çalışan herkes Kürtlerin asıl düşmanıdır.

Türkiye’nin Afrin’de gerçekleştirdiği “Zeytin Dalı” operasyonuyla birlikte Almanya ile Türkiye arasındaki silah ticareti yeniden tartışılmaya başlandı.

Gabriel’in Çavuşoğlu’na servis ettiği çayın görüntüsü, Almanya’nın Türkiye politikasında artık Türkiye karşıtı ideolojik lobilerin ipoteği altında hareket etmeyeceğini mi sembolize ediyor?

Avusturya’da Yabancı Düşmanı FPÖ’nün İktidarı

Aşırı sağcı ve ırkçı söylemlere sahip bir partinin Avusturya gibi, “demokrasi” ve “insan hakları” kavramları üzerinden sürekli olarak başka ülkelere ders vermeye çalışan bir ülkede iktidara ortak olması ne anlama geliyor?

Devamı
Avusturya da Yabancı Düşmanı FPÖ nün İktidarı
Avusturya İslamofobya Endüstrisi

Avusturya İslamofobya Endüstrisi

Avusturya, küresel düzlemde İslamofobi Endüstrisinin nasıl çalıştığı ile ilgili çarpıcı bir örnek teşkil etmektedir. Bu mekanizma diğer ülkelerde de ayni şekilde işlemektedir.

Devamı

Avusturya erken genel seçimi sürecinde öne çıkan siyasal söylemler nelerdir? Avrupa’nın yeni merkez gücü haline gelen aşırı sağın ülkedeki Müslümanlara yönelik politikalar üzerindeki etkisi nedir? Seçim sonuçlarının Avusturya’nın Türkiye ve AB politikalarındaki yansımaları nasıl olacaktır?

Almanya'nın Türkiye siyasetinin maalesef korkuların şekillendirdiği duygusal ve irrasyonel bir noktaya savrulmuş olduğunu tespit etmemiz gerekmektedir.

Geçtiğimiz pazar günü Almanya'da yapılan seçimler bir ibret vesikası. Kim ne derse desin Alman siyaseti tam bir kriz yaşıyor. Siyasi daralma ve tutulma hali bu.

Türkiye'nin birisi kuzeybatıdan diğeri güneydoğudan gelen bu iki milliyetçi dalganın türbülansına karşı çok iyi düşünülmüş hamleler geliştirmesi lazım.

Almanya’da kurulacak koalisyon hükûmetinin Türkiye ile ilişkileri normalleştirme konusunda adım atıp atmayacağı hâlâ soru işareti olarak duruyor.

Göçmenler üzerinden normatif bir düzlemde yürütülen güvenlik odaklı seçim vaatleri, aşırı sağın elini kuvvetlendirmekte ve Alman kamuoyunu aşırı sağcı söylemlere karşı duyarsızlaştırmaktadır.

Almanya’nın yüzde 49 üzerinden kurguladığı siyaset Türkiye’de kendi nüfuz alanına giren bir kitle oluşturup bu kitle üzerinden Türkiye siyasetini dizayn etme çabasının göstergesidir.

Türkleri, Müslümanları ve hatta diğer göçmenleri de kapsayan bir partinin inşa edilmesi Almanya'daki Türklerin hak arama mücadelesi için kaçınılmaz hale gelmiştir.

Basın özgürlüğü yok dedikleri Türkiye'de her türlü yayın organı varken bugün Alman medyasında tam bir mutabakat var.

Alman meclisine girecek bütün partilerin hepsi Alman hükûmetinin Türkiye’ye yönelik müdahaleci politikalarına destek veriyor, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin sonlandırılmasını istiyor.

Almanya'yı büyük sorunlar bekliyor. Yükünü üstlendiği Avrupa'nın sorunları büyüdükçe saldırganlaşmaya devam edecek.

Türkiye diasporası içerisinde muhafazakâr kitle sayıca büyük çoğunluğu oluştursa da Alman siyasetine etki açısından bunların çok fazla öne çıkamadığı da bir gerçektir.

Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel iki ülke ilişkilerinin düzelmesi için adım atması gereken taraf Almanya olduğu için Ankara’dan beklediği tavizi alamadan dönmek zorunda kaldı.