1 Eylül 2024 Eyalet Meclisi Seçimlerinin Alman Siyasetine Yansımaları

2024 Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde önemli bir yükseliş yakalayan aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi son olarak 1 Eylül 2024'te Almanya'nın doğu eyaletleri Thüringen ve Saksonya'da gerçekleşen eyalet meclisi seçimlerinde de bu trendi sürdürmüştür.

Devamı
1 Eylül 2024 Eyalet Meclisi Seçimlerinin Alman Siyasetine Yansımaları
Web Panel 1 Eylül 2024 Eyalet Meclisi Seçimlerinin Alman Siyasetine

Web Panel: 1 Eylül 2024 Eyalet Meclisi Seçimlerinin Alman Siyasetine Yansımaları

1 Eylül 2024 Eyalet Meclisi Seçimlerinin Alman Siyasetine Yansımaları

Devamı

AfD'nin merkezde yer alan siyasi partilere kıyasla önemli oranda oylarını yükseltmesine kamuoyunda iltica ve göçün sınırlandırılmasına ilişkin süren tartışmaların neden olduğu ileri sürülebilir.

2024 Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri aşırı sağcı ve sağ popülist partilerin yükselişiyle sonuçlanırken özellikle Fransa, İtalya ve Avusturya'da ilgili partiler seçimin galibi olmuşlardır.

Almanya Cumhurbaşkanının 22-24 Nisan tarihlerinde Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaret Türk-Alman ikili ilişkilerinin geleceği açısından önemli bir yer tutmaktadır. Türk ve Alman federal hükûmet yetkilileri arasında sürdürülen mevcut ikili temaslar yanı sıra 14-28 Mayıs 2023'te Türkiye'de gerçekleşen seçimlerin ardından ikili ilişkilerde yeni bir dönem başlamıştı. 14 Mart 2022'de Şansölye Olaf Scholz'un (SPD), 29 Temmuz 2022'de ise Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un (Yeşiller) Türkiye'ye gerçekleştirdikleri ziyaretler önem arz etmiş, son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 17 Kasım 2023'te Almanya'ya bir ziyaret gerçekleştirmiştir.

İsrail tarafından işlenen soykırıma ekonomik, askeri ve diplomatik bütün araçlarla elinden gelen desteği veren Almanya’nın insan hakları konusunda dünyaya söyleyecek hiçbir sözü yoktur

Alman Siyasetini Bekleyen Zorluklar

Yaklaşık iki yılı aşkın bir süredir Almanya'da görevde bulunan üçlü koalisyon 2024'e de olumsuzluklar ile girmiştir. İki yıllık süreçte hem iç hem de dış siyasette çoğunlukla olumsuzluklar ve hatta krizlerle gündeme gelen Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD), Yeşiller ve Hür Demokratlardan (FDP) oluşan federal hükûmeti 2024'te de ciddi zorlukların beklediği söylenebilir. Geçmişte olduğu gibi ilerleyen aylarda yine bazı hususların bilhassa öne çıkması muhtemeldir. Öncelikle iç siyasetle irtibatlı aşırı sağcı tehdidin yükselişinin sürmesi yanı sıra koalisyon içerisindeki tartışmaların devam etmesi ihtimali de söz konusudur. Ayrıca Almanya'da devam eden ekonomik gerilemenin de doğrudan hükûmetin performansını etkilemesiyle birlikte dış politikadaki genel yetersizlik ve yaşanılan inandırıcılık sorununun sürmesi de muhtemeldir.

Devamı
Alman Siyasetini Bekleyen Zorluklar
Almanya Federal Hükümetini 2024'te Birçok Alanda Zorluklar Bekliyor

Almanya Federal Hükümetini 2024'te Birçok Alanda Zorluklar Bekliyor

Almanya'da 2021'de kurulan federal hükümetini, 2024’te hem iç hem dış siyaset olmak üzere birçok alanda zorlukların beklediği öngörülüyor.

Devamı

2024’te Alman siyasetini neler bekliyor? Yeni yılda Alman ekonomisine dair öngörüler nelerdir? 2024’te Alman dış politikasında hangi hususlar öne çıkabilir?

Almanya’nın bu kadar aşırı İsrail yanlısı politika izlemesinin 4 temel nedeni olduğu söylenebilir: Holokost geçmişinin getirdiği yük, ülkedeki İsrail lobisi, ABD’nin etkisi ve mevcut koalisyon hükümetinin çizgisi

Almanya'da 2021'de kurulan federal hükümet vaatlerinin bir kısmını gerçekleştirmiş olsa da ekonomik durgunluk, enflasyondaki artış, alternatif enerji arayışları gibi konulardaki tartışmalar kamuoyunda koalisyona dair olumsuz bir algı oluşmasına yol açarak, toplumun hükümete verdiği desteğin azalmasına neden oldu.

Almanya’daki federal hükümetin son iki yılda öne çıkan politika tercihlerine odaklanan bu analiz muhalefet partilerinin durumunu ve Alman dış politikasında öne çıkan meseleleri de irdelemektedir

Geçen hafta yayımlanan Almanya’nın Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi, bu ülkenin gerek tarihteki güç mücadelelerinde oynadığı rol gerekse günümüz dünya ekonomisinde sahip olduğu ağırlık açısından yakından incelenmeyi hak ediyor. Belgeyi 3 konuda ele almak mümkündür. İlk olarak, kamuoyuna duyurulan söz konusu strateji belgesinin Almanya’nın dünya politikasında oynadığı geleneksel ve tarihsel rol açısından ne anlama geldiği ele alınabilir. İkinci olarak, 1949’da kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti’nin dış politika çizgisi açısından bu belgenin nasıl yorumlanması gerektiği üzerinde durulabilir. Son olarak, bu belge Almanya’daki mevcut üçlü koalisyon hükümetinin dış politika yaklaşımı açısından da incelenebilir.

Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Çin ziyareti sırasında ve sonrasında yaptığı açıklamalar çok büyük tartışmalara yol açtı.

ABD ve Avrupalı ülkeler Ukrayna'ya askerî ve mali yardımlarını devam ettirirken Amerikalıların daha çok askerî, Avrupalıların ise mali yardımda bulunmayı tercih ettiği görülüyor.

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ülkesinin Ukrayna’ya on dört adet Leopard 2 tankı ve gerekli lojistik ile mühimmat sağlayacağını açıkladı. Bunun yanında Almanya, envanterinde Leopard tankı bulunan farklı ülkelerin de söz konusu tankları Ukrayna’ya göndermelerine onay vereceğini belirtti. Halihazırda ABD ve İngiltere’nin kendi tanklarının yanı sıra envanterinde Leopard tankları bulunan Polonya, İspanya, Hollanda ve Norveç gibi ülkeler de Ukrayna’ya bu tankları göndermeyi düşündüklerini ifade ettiler. Dolayısıyla Ukrayna ordusunun askeri kabiliyetlerinde önemli bir artış sağlayabilecek bir uluslararası trendin ortaya çıkma ihtimali oluştu.