Dünya Aşı Savaşı’nın Kazananları, Kaybedenleri, Kaybettirilenleri

Hangi ülke kaç doz aşılama uygulamış, nüfusunun yüzde kaçını aşılamış, tüm bu bilgiler bir tık uzağımızda. Ama nedense Twitter gibi mecralardaki yalan yanlış algı operasyonlarının peşine takılıp giden milyonlar var. İlk değil bu son da olmayacak.

Devamı
Dünya Aşı Savaşı nın Kazananları Kaybedenleri Kaybettirilenleri
ABD Seçimleri ve Dijital Müdahale Tartışmaları

ABD Seçimleri ve Dijital Müdahale Tartışmaları

Kitle iletişim araçları tarihin her döneminde "gündem oluşturma" (agenda setting) açısından önemli bir etkiye sahip olmuştur. İktidar ya da muhalefetin bütün bileşenleri bu anlamda ya medyayı kontrol etmek istemişler ya da medya sahipleri ile iyi ilişkiler geliştirmişlerdir. Geleneksel medyanın tek yönlü bilgi akışı ve içeriğin filtrelenmesi sürecindeki formel bürokrasi bu anlamda iktidarı kullanmak isteyen aktörlerin işlerini de kolaylaştırmıştır. Nitekim medyaya sahip olan aktörler içeriği diledikleri biçimde üretmekte ve kendi pozisyonlarının savunuculuğunu sahip olduğu araçlar ile tahkim etmektedirler.

Devamı

Sosyal medyanın algılanış ve algılatılış biçiminde bir sorun var. Bu mecradaki özgürlüklerin sınırsız olması gerektiği gibi bir ima sürekli yapılıyor. Halbuki ister sosyal medyada olsun ister sokakta kimsenin kimseye küfür etme gibi bir hakkı olamaz. Örgütlenerek insanlara yönelik itibar suikastları yapılamaz. Tehdit edilemez. Ülkenin ulusal güvenliğini ilgilendiren meselelerde ülkeye operasyon yapılamaz.

Çin, koronavirüs salgını kapsamında Avrupa ve Almanya’da ne tür girişimlerde bulunmuştur? Çin’in Alman ve Avrupa kamuoyunu etkileme girişimleri nelerdir? Koronavirüsün çıkış sebebi tartışmalarına Almanya’nın yaklaşımı nasıl olmuştur?

Türkiye gibi küresel iletişim akışı ile entegre ülkelerin bir taraftan ilgili şirketlerin çifte standardıyla uğraşırken diğer taraftan küresel enformasyon akışı ile bağlantılı kalma durumları devam edecektir.

Bu analizde koronavirüs (Covid-19) salgını sürecindeki medya paylaşımları ve haberler incelenmektedir. Özellikle Mart ve Nisan aylarını kapsayan zorlu sürecin Türkiye’de kendilerini 'muhalif' olarak kodlayan sol ve seküler referanslı medya organlarının söylemlerinde nasıl karşılık bulduğu araştırılmaktadır.

Sosyal Medya Regülasyonu ve Albayrak Ailesi

Muhalefetin 'sosyal medyama dokunma' veya 'özgürlükler kısıtlanıyor' tavrı sorunu çözmediği gibi tüm dünyanın gündemindeki bir meseleyi de ötelemek demek. Evet, tam da "bizim ailemizin başına gelenler 83 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının başına gelebilir" bilinciyle sosyal medya mecralarıyla ilgili yasal düzenleme yapılmalı. Bu platformlarının Türkiye'de ofis açma zorunluluğu getirilerek vergi vermeleri sağlanmalı. Sahte hesapların önüne geçilmeli. Bu şirketler, suç içeren paylaşımlar hakkında Türk yargısına hızlıca bilgi vermeli. Bunlara uymayan şirketler de tıpkı Fransa, Almaya ve İtalya'da olduğu gibi cezalandırılmalı. Regülasyon bu mecraları kapatma anlamına gelmiyor.

Devamı
Sosyal Medya Regülasyonu ve Albayrak Ailesi
Sosyal Medya Rezaleti

Sosyal Medya Rezaleti

Twitter hala Türkiye ile işbirliği yapmıyor. ABD, Fransa, Çin, İngiltere, Almanya ve diğer bazı devletler bu Twitter'dan hesap sorabiliyor ama iş bize gelince nedense özgürlük meselesi haline dönüşüyor.

Devamı

Türkiye’de sosyal medya ile ilgili düzenleme yapılmadığı müddetçe, sırayla her gün birileri nefret söylemi ve düşmanlıkla saldırıya uğrayacak. Düzenlemenin gecikmesi, sosyal medya alışkanlıklarında kötülüğün ve saldırganlığın normalleşmesini yaygınlaştırıyor.

Türkiye'ye dair hem yurt dışında hem de yurt içinde algı uzun süredir Türkiye'nin "hakikati"nin önüne geçmiş durumda. Siyasetin ağırlığını her yerde hissettirdiği bir çağda "Siyasi güç karşısında hakikatin şansı pek azdır" diyen Arendt'i doğrulayan zamanlardan geçiyoruz.

Hedef seçilen bir kişi ve onun ailesi organize kötülüğün hedefi hâline getiriliyor. Bir ülkenin Cumhurbaşkanına ve başka bir partinin liderine çevresi üzerinden nasıl zarar verilir diye planlamalar yapılıyor.

İmamoğlu, tatile giderken yol üstündeki deprem bölgesinde bir mola verip yoluna devam ederek kayak merkezinden gülücüklü fotoğraf kareleri paylaşmayı “yeni nesil siyaset” olarak tanımladı. “Siz de bu ‘yeni nesil siyaset’ söyleminden yürüyün, buna alışın” demeye getirdi.

Sorumsuz açıklamaları yapan Mützenich ile aynı partiye mensup eski Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in geçen hafta bir televizyon programında, Kürtlerle PKK’yı birbirinden ayıran, PKK’nın bir terör örgütü olduğunun altını çizen ve Suriye sorununun özellikle mülteci ayağında Almanya’nın sorumluluğunun altını çizen açıklamaları sorumlu siyasete örnek gösterilebilir. Ama Almanya’da Türkiye konusunda sorumlu ve tutarlı politikaları öne çıkaran siyasetçilerin artması gerekiyor. Ancak bu şekilde Almanya’nın Türkiye politikası PKK lobisinin ipoteğinden kurtulup rasyonel bir çizgiye gelebilir.

Türkiye karşıtlığı ve PKK/YPG dostluğunun Amerika’da oluşturduğu partilerüstü koalisyon öyle bir noktaya geldi ki, bu koalisyonun Cumhuriyetçi üyeleri bile, önlerine çıkması durumunda kendi partilerinden olan Başkan Trump’ı bile ezip geçebilecekleri görüntüsü veriyorlar.

SETA Güvenlik Araştırmacısı Ömer Özkızılcık, Barış Pınarı Harekatı öncesinde uluslararası alandaki bazı çevreler tarafından yapılan algı operasyonu üzerine değerlendirmelerde bulundu.

6-8 Ekim Olayları’nda ne oldu? 6-8 Ekim Olayları’nın arka planında ne vardı? Siyasi partilerin olaylara yönelik tepkileri nasıl gerçekleşti? 6-8 Ekim Olayları’nın bilançosu neydi? 6-8 Ekim Olayları’nın Türkiye siyasetine etkisi ne oldu?

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, uzunca bir süredir devam eden ve 23 Haziran İstanbul seçimlerine etki eden uluslararası basın kuruluşlarının sosyal medya üzerinden kurduğu ağ düzeni üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş İstanbul seçim sürecinde CHP adayının izlediği siyaset hakkında değerlendirmede bulundu.

23 Haziran seçimlerinde kritik karar muhafazakar seçmende..

23 Haziran seçim kampanyaları netleşiyor. İki ittifakın adayları da pozitif bir söyleme ağırlık veriyor. Farklı kesimleri kucaklayan bir iletişim ağını giderek artan şekilde seferber ediyor.

Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Yusuf Özkır, son yıllarda Türkiye’de faaliyete geçen yabancı medya kuruluşları üzerine değerlendirmelerde bulundu.