Müslümanları Bekleyen Yeni Bir Endlösung* mu

İster seküler ister dindar olsun, ister Alevi ister Sünni olsun, ister Türk ister Kürt olsun Batı’da yaşayan Müslüman kökenli her bir birey faşist Batılı zihin kodlamasında düşman kategorisinde değerlendirilmektedir. Bu tespiti güçlendiren yakın tarihimizden bir örnek yine Bosna’da karşımıza çıkmıştır. Hatırlanacağı gibi savaş öncesinde Bosnalı Müslüman halkın İslam’la ilişkisi “kültürel Müslümanlık’’ olarak nitelenebilecek düzeye daha yakın idi. Buna rağmen başta Sırp ve Hırvatlar olmak üzere Batı dünyasının Bosna Müslümanlarına karşı tavrını hepimiz biliyoruz.

Devamı
Müslümanları Bekleyen Yeni Bir Endlösung mu
Parti İçi Demokrasi Değil Rant Kavgası

Parti İçi Demokrasi Değil Rant Kavgası

Parti meclisi üyeleri "istifa edip görevine geri dönen il başkanı görevden alınmazsa biz istifa ederiz" açıklaması yapıyor..

Devamı

Alman İslam Konferansı nedir? IV. İslam Konferansı’nda yeni olan nedir? Konferansın hedefleri nelerdir? İslam Konferansı’na kimler katıldı ? Katılımcılar hangi kriterlere göre seçildi? Alman devletinin İslam Konferansı’ndaki rolü nedir? İslam konferansının başarılı olma şansı nedir?

En az iki yıl boyunca gerilimli bir iç siyaset ABD'yi bekliyor..

Almanya’da yaşayan Müslümanlarla Alman devleti arasında bir iletişim ve diyalog mekanizması olduğunu iddia eden devlete bağlı İslam Konferansı, kendine yeni bir görev tanımı yaptı: “İslam’ı yeniden tanımlamak”.

"Almanya'da FETÖ Yapılanması" raporunun sonuç bölümünde, "FETÖ'nün nasıl tehlikeli bir örgüt olduğu ve Türkiye'nin güvenliği için teşkil ettiği tehdit açık bir şekilde Alman kamuoyuna anlatılmalıdır." denildi.

Dış Etkenlere Rağmen AK Parti Farklı Toplumsal Talepleri Toplayan Bir Siyasi Düzen Ortaya Koydu

SETA Medya ve Toplum Araştırmacısı Ali Aslan AK Parti’nin toplumu birleştirici siyasetine engel olan iç ve dış unsurlar hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı
Dış Etkenlere Rağmen AK Parti Farklı Toplumsal Talepleri Toplayan Bir
Yerli-Milli İttifak Ve Afrin Zeytin Dalı Operasyonu

Yerli-Milli İttifak Ve Afrin Zeytin Dalı Operasyonu

Yerli-milli siyaset kökleştikçe CHP ve HDP derin bir krize doğru yol alıyor. CHP’nin geri adım atarak harekâta destek vermesi, milli bir meselede menfi tavrı nedeniyle sadece toplumun bütününde değil kendi tabanında dahi karşılığını yitirme riskiyle karşı karşıya olmasından kaynaklanıyor. HDP ise hala Suriye’nin kuzeyinde bir PKK devleti hayali kuruyor.

Devamı

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Altun, "CHP, Erdoğan karşıtlığını adeta bir kimlik haline getirdi. 'Devletin baskıcı aygıta dönüştüğünü ve Erdoğan'ın baskıcı olduğunu' söylemeye devam etti. Sokak siyasetine bağlı arayışlar sürdü." dedi.

Yerli ve milli bloğun 2019 seçimlerine 22 ay kala

Amacı her ne olursa olsun, Gül’ün post-politik siyaset tercihi milletin iktidarının ve dolayısıyla demokratik siyasetin sınırlandırılması sonucunu doğuracaktır. Öte yandan, bürokratik vesayetin ortadan kalkıp milli iradenin hâkim olduğu demokratik bir siyasi ortamda, post-politik siyasetin seçmende ciddi bir karşılık bulması mümkün değildir.

Biz kendi Suriye politikamızı uyguluyor, kendi imkanlarımız ile kendi çıkarımızı takip ediyoruz.

Türkiye’de demokratik seçimlerle gelen iktidarları darbelerle deviren ve en son 15 Temmuz’da bu yönde girişimde bulunan Batılı ülkelerle nasıl rasyonel bir ilişki geliştirilebilir?

Herkesin derdi bu memleketin halinin ahvalinin önünde. Yaşadığımız yerden habersiziz gibi!

Almanya'daki gözlemimiz Türkiye söz konusu olduğunda Almanların alışık olduğumuz rasyonel ve soğukkanlılığı bir kenara bırakarak aşırı bir duygusallık ve öfke içerisinde hareket ettikleri yönündedir.

CHP'nin düzenlediği ”Adalet Kurultayı"nın sonuç bildirgesinde sadece yargı kurumundaki aksaklıklar eleştirilerek "adalet hakkından" bahsedilmiyor. "Adalet" adeta, tüm sisteme isyan manifestosuna çevrilmek istenmiş.

Türk-Alman ilişkilerinden yaşanan gerilime ve Alman tarafının bununla ilgili yaptığı açıklamalara baktığımızda, Almanya'nın Türkiye`de bir `kulturkampf (kültür savaşı) 'yürüttüğü görülmektedir

Hem evet hem de hayır cepheleri 17 Nisan'da farklı bir Türkiye'ye uyanmak istiyor. Anket şirketlerinin büyük çoğunluğu halkoylamasında dengenin evet lehine olacak şekilde.

Türk-Alman ilişkilerinde 2013 yılından itibaren ortaya çıkan ve gün geçtikçe derinleşen krizin konjektürel değil yapısal bir soruna işaret ettiği artık ayan beyan ortada.

Enes Bayraklı ‘ya göre Almanya ile ikinci raunt 2019 seçimleri ve bugün yaşadığımız gerginliği bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.

Türkiye Cumhuriyeti'nin mücadele ettiği diasporaların arasına içerden teslim alınması amacıyla projelendirilen ve 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri başarısız kalınca yurtdışına kaçan FETÖ diasporası da eklendi